content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

14 Ara

Cemaatin İstekleri Neden Bitmez?

İktidar nedir bir hatırlayalım; iktidar yani hâkim güç, yani istediklerini yapan bir örgüt, yani belli çıkarların yoğunlaştığı bir yer, yani bir sınıfın çıkarlarını başka bir sınıf üzerine dayatan örgütlü güç.

Emekçilerin çıkarlarını savunan örgütlerin desteği ile gelen iktidarlarla, büyük mülk sahiplerinin, Cemaatin desteklediği iktidarın aynı olması beklenemez.
Başka bir dil ile söylersek, iktidar bir sınıfın başka bir sınıf üzerine kurduğu denetimdir.
Cemaat bir sınıf değildir. Ancak iktidarı paylaşmaktadır.

Kiminle paylaşmaktadır?
Büyük mülk sahiplerinin siyasi temsilcileri ile paylaşmaktadır. Bu paylaşım hem maddi zenginleşme alanında, yani ekonomide, yani siyaset alanında gerçekleşmektedir.
Cemaatin yağmadan pay alması demek, büyük sermaye çevrelerinin iktidarına ortak olması demektir. Tabi bu çıkarlardan cemaatin belli unsurları yaralanırken, kaynaklar sınırlı Cemaatin gücü de sınırlı olduğundan, yağmadan alınan paylar ister istemez azalacaktır.

Yağmadan elde edilenler azaldıkça, hem Cemaatin ileri gelenleri, hem de büyük sermaye sahiplerinde huzursuzluklar artacaktır. (Yaşadığımız istikrarsız süreç)
Karşı devrimi gerçekleştirdiğine inanan örgütlü güç(cemaat), geleceğini garanti altına alması için sürekli talepkar olması gerekir. İktidarı tam olarak alabilmek, sürekli karşı devrim adımlarını tekrar atmasına bağlıdır. Tıpkı kesintisiz devrimlerde yapıldığı gibi…
Eğer yeni istekler geliştirmezlerse, hem iktidardaki ilerleyişini devam ettiremez, hem de cemaati yönetenlerin maddi isteklerini karşılayamaz.
Onlar için bir Erdoğan gider, on Erdoğan gelir. Onlar için önemli olan harekettir.

Uzatmayalım. Cemaat hareketin sürmesi için istemkardır. Büyük sermaye sahipleri istemkardır. ABD istemkardır.
Öte yandan bu bitmez istekler, çalışanların ürettiği değerlerden oluşmaktadır. Bunlar da sınırlıdır.
Hükümetten cemaat istemektedir, büyük mülk sahipleri istemektedir, ABD istemektedir. Bu isteklerin tamamını hükümet yerine getirse, çalışanlara bir şey kalmamaktadır.
Hükümet ise seçimlere girmekte, halka karşı o sorumlu olmaktadır. Kendisi ne kadar Amerikancı olursa olsun, ne kadar cemaatçi olursa olsun, bu ülkedeki egemen sınıflar düzenini sürdürmekle sorumludur.

Her çıkar gurubu kendi payını çoğaltmaya çalışınca, çıkar gurupları arasında var olan mutabakat bozulmaktadır.
Cemaat ABD’nin siyasi taleplerini Hükümete dayatmaktadır. Menfaatleri Amerika ile bütünleşik olan büyük sermaye sahipleri Amerika’nın siyasi taleplerini Hükümete dayatmaktadır. Hükümetin kendisi de ABD yanlısıdır.
Lakin bu hesapları bozan bir durum vardır.

ABD’nin bunlardan istedikleri öyle büyük şeylerdir ki, yerine getirmek kelleyi vermek ile eşdeğerdir.
Suriye’ye gir. İran’a savaş aç. Bölünme Anayasasını yap. Bunlar yerine getirilecek istekler değildir.
Yaşadığımız sancılar bu sürecin sancılarıdır.

Ben daha fazla Amerikancıyım, onu at beni al anlayışı ile iktidar olacak muhalefetin de yapabileceği bir şey değildir.
Çare halkın yaşananları görmesi ve bu ölüm yolculuğuna bir son vermesidir.
Not: Gene bir CHP ekibi, Amerika’da yalvarma işleri ile meşguldür. Biz ABD karşıtı değiliz açıklamaları yapmaktadırlar. Onu at bizi al diyorlar.
13.12.2011, bulentesinoglu@gmail.com

Cemaatin İstekleri Neden Bitmez?
Bülent ESİNOĞLU
İktidar nedir bir hatırlayalım; iktidar yani hâkim güç, yani istediklerini yapan bir örgüt, yani belli çıkarların yoğunlaştığı bir yer, yani bir sınıfın çıkarlarını başka bir sınıf üzerine dayatan örgütlü güç.
Emekçilerin çıkarlarını savunan örgütlerin desteği ile gelen iktidarlarla, büyük mülk sahiplerinin, Cemaatin desteklediği iktidarın aynı olması beklenemez.
Başka bir dil ile söylersek, iktidar bir sınıfın başka bir sınıf üzerine kurduğu denetimdir.
Cemaat bir sınıf değildir. Ancak iktidarı paylaşmaktadır.

Kiminle paylaşmaktadır?
Büyük mülk sahiplerinin siyasi temsilcileri ile paylaşmaktadır. Bu paylaşım hem maddi zenginleşme alanında, yani ekonomide, yani siyaset alanında gerçekleşmektedir.
Cemaatin yağmadan pay alması demek, büyük sermaye çevrelerinin iktidarına ortak olması demektir. Tabi bu çıkarlardan cemaatin belli unsurları yaralanırken, kaynaklar sınırlı Cemaatin gücü de sınırlı olduğundan, yağmadan alınan paylar ister istemez azalacaktır.

Yağmadan elde edilenler azaldıkça, hem Cemaatin ileri gelenleri, hem de büyük sermaye sahiplerinde huzursuzluklar artacaktır. (Yaşadığımız istikrarsız süreç)
Karşı devrimi gerçekleştirdiğine inanan örgütlü güç(cemaat), geleceğini garanti altına alması için sürekli talepkar olması gerekir. İktidarı tam olarak alabilmek, sürekli karşı devrim adımlarını tekrar atmasına bağlıdır. Tıpkı kesintisiz devrimlerde yapıldığı gibi…
Eğer yeni istekler geliştirmezlerse, hem iktidardaki ilerleyişini devam ettiremez, hem de cemaati yönetenlerin maddi isteklerini karşılayamaz.
Onlar için bir Erdoğan gider, on Erdoğan gelir. Onlar için önemli olan harekettir.

Uzatmayalım. Cemaat hareketin sürmesi için istemkardır. Büyük sermaye sahipleri istemkardır. ABD istemkardır.
Öte yandan bu bitmez istekler, çalışanların ürettiği değerlerden oluşmaktadır. Bunlar da sınırlıdır.

Hükümetten cemaat istemektedir, büyük mülk sahipleri istemektedir, ABD istemektedir. Bu isteklerin tamamını hükümet yerine getirse, çalışanlara bir şey kalmamaktadır.
Hükümet ise seçimlere girmekte, halka karşı o sorumlu olmaktadır. Kendisi ne kadar Amerikancı olursa olsun, ne kadar cemaatçi olursa olsun, bu ülkedeki egemen sınıflar düzenini sürdürmekle sorumludur.

Her çıkar gurubu kendi payını çoğaltmaya çalışınca, çıkar gurupları arasında var olan mutabakat bozulmaktadır.
Cemaat ABD’nin siyasi taleplerini Hükümete dayatmaktadır. Menfaatleri Amerika ile bütünleşik olan büyük sermaye sahipleri Amerika’nın siyasi taleplerini Hükümete dayatmaktadır. Hükümetin kendisi de ABD yanlısıdır.
Lakin bu hesapları bozan bir durum vardır.

ABD’nin bunlardan istedikleri öyle büyük şeylerdir ki, yerine getirmek kelleyi vermek ile eşdeğerdir.
Suriye’ye gir. İran’a savaş aç. Bölünme Anayasasını yap. Bunlar yerine getirilecek istekler değildir.
Yaşadığımız sancılar bu sürecin sancılarıdır.

Ben daha fazla Amerikancıyım, onu at beni al anlayışı ile iktidar olacak muhalefetin de yapabileceği bir şey değildir.
Çare halkın yaşananları görmesi ve bu ölüm yolculuğuna bir son vermesidir.
Not: Gene bir CHP ekibi, Amerika’da yalvarma işleri ile meşguldür. Biz ABD karşıtı değiliz açıklamaları yapmaktadırlar. Onu at bizi al diyorlar.
13.12.2011, bulentesinoglu@gmail.com

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank