Çekip Gitmeyi Bilebilmek…
Ya Rabbim ne büyük, ne bitmez çilemiz varmış. Nedir bu AKP yönetiminden 14 yıldır çektiğimiz çile?
Türk tarihinde böylesine kara günler yaşanmamıştır. Bir başarısız, halkın değil, tek bir kişiye hizmet etmeyi amaç edinmiş yönetim yüzünden ülkemiz kan gölüne döndü. Hiçbir yerde can hürriyeti kalmadı. Hukuk düzeni paspas edildi, yargı iktidarın emrine girdi. Demokrasiden fikir, ifade, inanç, teşebbüs hürriyetlerinden bahsetmek zaten mümkün değil.
Mülkiyet hakkı pervasızca bitirildi. Kayyum adı altında tayin edilen tetikçiler eliyle kıyım yapılıyor, kula kul olmayanlara ait firmalar batırılıyor. Bu arada liyakat sahibi olmayan bu yandaş kişilere de (el kesesinden) astronomik ödemeler yapılıyor. Ülkenin en güçlü, en dürüst işverenleri (Boydak, Nakıboğlu, vb...) gözaltına alınıyor. Baskı, zulüm, iftira, tehdit, hakaret, her tarafta kol geziyor.
İşten atılanların, kıyıma uğrayanların, haksız yere tutuklananların haddi hesabı yok. Ülkesini sevenlerin tümü mutsuz, endişeli, ümitsiz... Bir tek Doğu Perinçek ve ekibi mutlu. Tüm muhalif medyanın sesi kısıldı. Sadece yandaşlara, dalkavuklara, yalan, iftira, tehdit kaynaklarına hayat hakkı tanınıyor.
Ekonomi, eğitim, velhasıl her şey perişan. Her şey dökülüyor. Dış politika ise içler acısı. Tek bir dostumuz kalmadı. Herkesle kavgalıyız. Dış itibarımız tam anlamı ile sıfıra indi. Bizi ciddiye alan saygı duyan ülke ve kurum kalmadı.
Ve ne yazık ki toplum suskun, ürkek, tepkisiz. Hele hele AKP içinde yer alanların nasıl olup da bu haksızlıklara ve zulümlere karşı çıkmadığını, tek bir kişiden niçin bu kadar korktuklarını anlamak mümkün değil. Vicdanları hiç mi sızlamıyor? İnanç dünyaları bu kadar mı karardı? Partililerin beceriksizleri yüzünden yüzlerce kardeşimiz hayatını kaybetti.
Yüzlerce şehit verdik. Yaralı sayısı belli değil. Hiç mi umursamıyorlar? Kendi hataları yüzünden, Ankara'nın göbeğinde defalarca yaşanan katliamları da mı görmüyorlar?
Tüm dünyada ekonomik kriz yaşanıyor. Türkiye de bundan ciddi bir biçimde etkileniyor. İşsizlik zirve yaptı. Ama AKP iktidarı güçlü şirketleri batırmak, okulları, hastaneleri, dershaneleri, gazeteleri kapatmak peşinde. İşsizler ordusuna yeni binlerce kişinin dahil olması umurlarında değil.
Bu anti demokratik sistemde tüm kurumların AKP'nin emrine sokulduğu bir düzende hiçbir denetim mekanizmasının bırakılmadığı bir ortamda, kısacası demokrasinin tamamen yok edildiği bir dönemde bu yönetimden, demokratik yollarla kurtulmak çok zor.
Hele hele seçimlerdeki bu bilgisayar sistemi varken. Tek ümidimiz Cenab-ı Hak'kın bunlara basiret, feraset, vatan sevgisi, adalet duygusu, lütfetmesidir. Böylece belki başarısızlıklarını ülkeye ve halka verdikleri zararları idrak ederler ve çekip gitmek faziletini gösterirler. Böylece halkımıza en büyük hizmeti vermiş olurlar.
İstifa etmek, bir fazilet ve olgunluk göstergesidir.
Koruma orduları; süper lüks ve zırhlı otolar, kişileri terörden koruyabilir. Peki Cenab-ı Hakkın gazabından ve azabından kim koruyabilir?
Not: Tüm şehitlerimizin mekanı cennet olsun. Rabbim (cc) yakınlarına sabır versin, yaralılarımıza da şifalar lütfetsin.
Bu arada terörle yaşamaya alışmalıyız diyen gerzeklere de izan vesin. (Hiç dilemem ama böyle bir felaket kendi başlarına gelse acaba aynı lafları ederler miydi?)