Çekin Elinizi!
Konumuz başkaydı bugün, kırdım dümeni.
Kırılmayacak gibi değil.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, ‘Doğal sit alanlarının yeniden değerlendirilmesi’ kapsamında İzmir’de yeni aşamaya geldi.
Öyle bir aşama ki, ateşten gömlek.
İlgili müdürlük ‘İzmir İli Doğal Sit Alanlarının Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi’ için bir yüklenici firma ile anlaştı.
İzmir ve Manisa mevcut doğal sit alanları 39 bölgeye ayrılarak incelendi ve işte sonuç:
... SİT alanlarının koruma statülerinin ‘Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı ‘ olarak tescil edilmesinin uygun olduğuna ilişkin İzmir 1 No’lu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun 08.06.2016 tarih ve 650 sayılı kararı (Güzelbahçe ilçesi için), 28.06.2016 tarih ve 360 sayılı kararı (Urla ve Seferihisar ilçeleri için), İzmir 3 No’lu Bölge Komisyonu’nun 8.6.2016 Tarih ve 949 sayılı kararının (Çeşme ilçesi için) Bakanlık tarafından incelenerek 27.06.2016 tarih ve 7002 sayılı Bakanlık Makamı Olur’u ile onaylandığı belirtilmektedir...
Konuyu takip eden Çevreci Enerji Derneği Başkanı Tolga Şallı’yı aradım.
Ona göre resmi yazının meali şu demek:
Yarımada eşsiz doğasıyla var olma savaşı içindeyken bu kararla düşük yoğunluklu faaliyetlere izin veriliyor.
Yani; yeşilin son simgelerinden olan ilçelerin tüm tepeleri işgale hazır hale gelecek
Şallı ‘bu bölgelerin birer Kuşadası olmalarının önü açılıyor’ diyor.
Yine her yer, yazlık evlerle dolacak.
Kararın ardından imar düzenlemeleri gelecek.
Oysa İzmir’in genişlemesi gerekiyorsa da bir yüklenici firma aracılığı ile yeşil alanlar üzerinde değil, yerel yönetimlerin ve halkın görüşü alınarak seçilecek akslar üzerinde büyümeli.
Bu düzenlemeyi dört gözle bekleyen aç kurtlara, rant canavarlarına meydan verilmemeli.
‘Bu alanlar zaten şehirleşmeye başladı’ bahanelerine geçit vermeyin. Sonu yok!
Çevreci Enerji Derneği karara askı süresinde itiraz etti ama onlar yetmez.
İlgili tüm kurumlar harekete geçmeli.
Kaymakamlıklarda itirazın son günü 5 Ağustos Cuma. (yarın)
Bu asla ‘istemezükçülük’ değildir.
Bana göre vatan sevgisinin ta kendisi.
————————
Petkim de içimizi acıttı
Kaybedilen vatandaşlar, Türk Ordusu’nun hallaç pamuğu gibi atılmış olduğunu görmek neredeyse her yerin çamura bulandığına tanıklık etmek bugünlerin en zor yanı.
Buralarda mesala, Petkim benzer bir acıyı hissettirdi.
Ege Bölgesi’nin en büyüğü, Türkiye’nin gözbebeği şirket tam da 5.6 milyar dolarlık dev rafineriye kavuşmak için geri sayıma geçerken gördük ki, her yanı örümcekler sarmış.
Biliyorum onca kurumu ele geçirmelerinin yanında bu ne ki, diyeceksiniz ama sürekli başarılarını takip ettiğimiz bir kuruluştu Petkim.
Özel Endüstri bölgesi olması, Star Rafineri bölge için eşsiz önemdeydi.
Kenan Yavuz’un CEO’luğu döneminde adım adım takibindeydik bu yeniliklerin, başkaları farklı niyetlerin peşindeyken.
Neyse ki yeniden başarılara koşacağı günler yakın.
İnsanın ‘iyi ki bu akıllara zarar kalkışma’ olmuş diyesi geliyor yoksa üzerimize örülen tüm ağlar, ülkeyi beş yıl sonra kimbilir ne hale getirirdi?
Her şerde bir hayır varsa, o mutlaka bu olmalı.