content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

18 May

Cehennemin Çıyanları…

Zaman, zaman kasvetli gecelerlerde…
Öbür tarafı düşünürüm.
Acaba öbür taraf nasıl?
Öyle ya… Hepimiz gideceğiz… İnsanın gideceği yeri merak etmesi kadar normal bir şey var mı?
En çok da cehennemi merak ederim… Ya kefeni yırtamazsak ne olacak? Azabım yanma ile mi olacak? Yoksa başka bir şekilde mi? Başka bir şekilde ise bu ceza kesme işinin başında kimler olacak?
Gayya kuyuları tek kişilik mi? Yoksa çok kişilik mi olacak? Olacaksa bu dünyadaki gibi mevkii-makam farkı… Torpil var mı?
Bir de şunu merak ediyorum… Bu işin gardiyanları olan meleklere haksızlık değil mi?
Günahkâr melun Dünyada yediği haltların cezasını çeksin de… Melekleri “gestapo” kılığına sokmak onlara haksızlık olmaz mı? Sabah-akşam ateşi harlamak eziyet değil de ne ya… Böyle bir ruh halinde olmayı hangi melek ister?
Benim inandığım Allah kesinlikle bu tür işlere melekleri tayin etmez. Bunlar pis işler… Mutlaka bu dünyadan… Bu işlerden anlayan tecrübeli işbirlikçilere yaptırır bu işi…
Mesela,
Asmayalım da besleyelim mi? Diyenlerden…
Yine mesela… İdeoloji uğruna milyonlarca kişiyi ölüme gönderenlerden… İşkenceyi marifet ve meziyet sayanlardan…
Ve dahi mesela… Bir şapka uğruna… Kelle koparanlardan…
(Hâşâ) Ben olsam… En başta adımı kullanarak makama oturduktan sonra-ganimet malı imiş gibi- hamut-u gırtlak gidenlerden…
Yani…
İti ite kırdıracaksın… Yoksa günahtan üryan melekleri dünya nimeti için nice canlara kıymış… Nice kanlara girmişlere ceza keseceğim diye onların başına dikip… Meleklere eziyet etmenin ne manası var ki?
Bir de bu Dünyada… Bu tip pis işleri garip… Kendinden aciz mahlûkatları bu işlere memur eden din-i bütünler var ki…
Yaratanı kendileri gibi zannediyorlar…
Geçen gün çalışanımın ilkokul öğrencisi kızı korkulara bürünmüş bir vaziyette sordu…(Bana dede der) “Dede eğer başımızı örtmezsek öbür dünyada yılanlarla çıyanlar saçlarımıza yapışacaklarmış. Öyle mi?”
Size bunu hangi gestapo kılıklı söyledi diye sorduğumda… “Hocam söyledi…” Dedi.
Ben onun yalancısıyım… Eksik ya da fazla söylemiş olabilir… Ama her kim söyledi ise bir şeyler söylediği belli.
Başımızı örtmenin ya da örtmemenin karşılığını burada tartışacak değilim… İşim değil.
Lakin…
Beni artık yeniden gece-gündüz mal-ü hülyalara sevk eden… Meraktan çatım-çatım çatlatan... Gece uykularımı kaçıran… İşimden gücümden eden… Bu sorumun karşılığını bulmam lazım.
Bu çıyanlar nasıl mahlûkatlar? Aynen dünyadaki gibiler mi? Kaç derece ateşe dayanıyorlar? Boydan “accuk” kısa olabilirler mi? Yılanları ejderha gibi mi? Ejderha gibi iseler… Kaç başlılar?
Hadi saça dolandılar diyelim… Yemek molası vermiyorlar mı? Yoksa etten nasiplerini mi alıyorlar?
Bunları öğrenmenin yolunu bulmak için bir koşu cehennemin kapısına kadar gidip… Kapıdaki zebaniyi rüşvete gark edip… Birkaç poz foto mu çeksek ki?
Biz en iyisi mi  “çıyancıları” gönderip çıyanlarla selfie çektirtelim… Zira iddia sahibi iddiasını ispatlamakla
yükümlüdür… Öyle değil mi?

Etiketler :

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank