Çatalca, Ağa ve Kahyanın Hikayesi
Ağa sabah kalktığında kahyasına arabanın hazırlanmasını, şehre ineceğini söyler. Kahya hizmetlilerin de yardımıyla, en iyi koşumlarla en iyi iki atı arabaya koşar. At araba, atların süsü, arabanın boyası ile göz kamaştırmaktadır.Ağa ve kahya arabaya kurulurlar. Ağanın işareti ile araba hareket eder. Bu hareket sırasında ağa, “şu atlara bak, şu arabaya bak, kimde var böylesi?” diye düşünerek kasılmaktadır. Aynı anda kahyanın da aklından; “ömrüm el kapılarında geçecek, keşke şu at araba benim olsaydı” diye geçirirken, Ağa birden bire, arabayı durdurmasını ister kahyadan. Kahya arabayı durdurur.
Bu arada köyün dışına çıkmışlardır. Ağa kahyasına dönerek, “bu at arabanın senin olmasını ister misin?” diye sorar. Kahya şaşkınlıktan gözleri yerlerinden fırlayacak gibi, “şaka mı bu ağam?” diye sorar.Ağa “hayır” deyince de, “ama ağam benim atı alacak kadar param yok ki!” der. Ağa da “para istemiyorum atın bokunu ye, bu atla araba senin olsun” der.
Kahya atın bokunu yedikten sonra şehre doğru yola devam ederler.
Şehirden eve dönerken ağayı sıkıntı basar.
Ağa, “ben atla arabayı bu kahyaya verdim şimdi köylüye ne derim” diye kendine sorular sorar. Sonra dayanamayıp Kahyaya; “Kahya bu atla arabayı bana satar mısın?”
Kahya, “Satmam ama atın bokunu yersen sana atla arabayı geri veririm” der.
Ağa da köylüye mahçup olmamak için atın bokunu yer. Köye yaklaştıkları sırada kahya gülmeye başlar. Ağa merak edip sorar, “kahya niye gülüyorsun?”
Kahya da ağaya dönüp, “ağam sana bir sorum olacak” der. Ağa “sor” bakalım deyince, kahya sorusunu sorar.
-Ağam der.. Biz köyden çıkarken bu atla araba kimindi?
-Benim.. - Şimdi köye geri gidiyoruz bu atla araba kimin?- Benim..Ağanın yanıtını duyan Kahya, asıl soruyu sorar:
-Ağam o zaman sen de ben de bu boku niye yedik?
46, “Götürme Birliği” ve para kimin?
Şimdi yukarıda ki fıkrayı bir kenara koyun. Anlatacağım olayın ağa ve kahyasının hikayesine benzeyip benzemediğini bulun. Bizim sorduğumuz soruyu bir kez de siz sorun.
1967 yılında tam 46 yıl önce, (46 rakamını bir kenara yazın) Çatalca'da yıllar önce Hayri Kuyaş isimli hayırsever vatandaş Çatalca Belediyesi'ne arazisini, kentin ihtiyacı olan Soğuk hava deposunun iki yılda yapılması şartıyla bağışlıyor. Şartlı bağışın hukuki anlamı ne? Şartlı bağışın dışında bu arazi elden çıkarılırsa, yer asıl sahibine yada varislerine geçer.
****
İki yıl içersinde Soğuk Hava Deposu, Çatalca İlçesi Belediyeleri ve Köyleri Soğuk Hava Deposu İşletme Birliği'ne devrediliyor. Yeni Büyükşehir Belediye Yasası'nın yürürlüğe gireceği tarihten birkaç hafta önce birliğin mal varlığında olan depo ve arazisi Kaymakamlık Köylere Hizmet Götürme Birliği'ne devrediliyor. Bakın burası çok önemli kime devrediliyor? “Götürme Birliği”ne.. Sakına burayı da unutmayın.
Çatalca İmar Planlarında Soğuk Hava Deposu'nun bulunduğu parsel, planlara “Belediye Hizmet Alanı” olarak işleniyor. Yeni yasa ise “köy muhtarlıkların mal varlıkları belediyeye bildirilir, belediyelerin bilgisi olmadan herhangi bir işlem yapılamaz” diyor. Siyasal iktidarın yerelde ki temsilcisi (eski tabiriyle devletin) Kaymakam Nevzat Taştan bey kendisinin söylediğine göre, muhtarların köylerin ihtiyaçları için yerin satılması talebini kabul eder. Ve yer yaklaşık KDV dahil 2 milyon 600 bin TL'ye satılır.
Kamuoyuna satılma olayı yansıdıktan sonra, Belediye Başkanı Cem Kara, “Burası belediye hizmet alanı… Burada asla imar olmayacak. Ve buraya mutlaka kamulaştıracağım” der.
Ardından muhtarlar bir basın açıklaması yaparlar. KDV hariç yaklaşık 2 milyon 100 bin TL ile 27 köye hizmet yağmuru yapılacağını duyururlar. Yani demek isterler ki, 'Satıştan elde edilen gelirle 27 köyün ihtiyaçlarını karşılayacağız. Bu tür haberleri yapanlar hizmetlere karşı çıkan zındıklardır.' Hesap yapmasını bilmesek, yazdıklarımızla neredeyse 'zındık' damgasını yiyeceğiz.
****
A be muhtarlar ve kaymakam bey, “Kimin yerini kime sattınız? Alan kişiye hizmet alanını almanın bir anlamı olmadığını hatırlatmadınız mı? Milyonlarca parasını buraya yatıran geri zekalı bir yatırımcı mı? Belediye hizmet alanın da hiçbir şey yapamayacağını bilmez mi? Buna rağmen burayı neden alır? Hizmet alanını alan yatırımcıya kimler bu yeri pazarladı? Kimler aracılık etti?”
Neyse pazartesi günü yapılan Çatalca Belediye Meclisi'nde, satılan belediye hizmet alanının 1 milyon 850 bin TL'ye alınması oy çokluğu kabul edildi. Çatalca AK Partili belediye meclis üyeleri, “Satıp almaya karşıyız, bu alıma 'hayır' diyoruz” diyerek kamulaştırmaya karşı çıktıklarını öğreniyoruz.
Ve şimdi asıl sorularımızı soralım. Kamulaştırma sonrasında, Çatalca'da asılında belediyenin malı olan, yeni yasaya göre de belediyenin malı olacak olan araziye ödenen para aslında kimin cebinden çıkmış olacak? Köylere Hizmet Götürme Birliği'nin kasasına giren parayla yapılacak hizmetleri kim yapmış olacak?
****
46 yıl önce bir hayırsever vatandaşın yaptığı hayır, “Köylere Hizmet Götürme Birliği” tarafından satıldı. Sonra satılan yer planlarda hizmet alanı olduğu için belediye meclisi tarafından kamulaştırıldı. Şimdi yukarıda ki fıkrada kahyanın, ağaya sorduğu soruyu değiştirerek muhtarlara, kaymakam beye, belediye başkanına, siyasi partilerin yetkililerine soralım: Bu satışın yapılacağını bildiğiniz halde neden zamanında sesinizi yükseltmediniz? Bu satışı neden yaptınız? Sonra yeniden neden aldınız? Daha düne kadar belediyenin satışlarına karşı çıkanlar, depo yerinin satışına neden destek verdiniz? Sonra da belediyenin hizmet alanının kamulaştırmasına neden karşı çıktınız?
****
Satılan yer kimindi? Belediyenin.
Satıldığında yasalar uygulanmış olsaydı yer yine kimindi? Belediyenin.
Satıldıktan sonra yer planlarda kimin? Belediyenin hizmet alanı.
Kamulaştırma kararı çıktıktan sonra yer kimin? Belediyenin.
O zaman kahyanın ağaya sorduğu soruyu, şimdi bizim adımıza bu satırları okuyanlar sorsun.
...................................................?
Son soru: Çatalca'da, İBB Halk Ekmek Fabrikası'nin ekmeklerini hangi dernek satıyor? Bu derneğin yöneticileri kimler? İlçede yapılan ekmek satış uygulaması, başka bir ilçede uygulanıyor mu? Hey, Çatalca sesimizi duyuyor musunuz?
