Çanakkale ve Türk Kültürü
Yaşam standardının yüksekliği, kişiye toplumun bakış açısı, hayatı at gözlükleriyle değil de çok daha geniş açıdan bakması, anlaması, yorumlaması eğitim aracılığıyla olur. Eğitim de ailede başlayıp okulda katlanarak devam ediyor. Ailedeki yetersizlikler ve farklılıkların aksine, okulda verilen eğitim eşit ve daha tarafsız olduğundan, buradaki eğitimin üzerinde durulması şarttır.
Ancak üzülerek söylenebilir ki; Türkiye’nin eğitim sorunu her alanda karşımıza büyük sıkıntılarla çıkmaktadır. Bunu iyileştirmenin yolu, çocukları ve gençleri teorik bilgiden ziyade pratik bilgilerle donatmak, bilgi sahibi yapmak, onlara hizmet sunarak karşılığını en güzel şekilde almak olmalıdır.
Öncelikle yapılması gereken, yarının büyüklerine Türk olma bilincini aşılamak. bugünlere nasıl gelindiğini tarafsız bir gözle anlatıp, sonra bunları görmesini sağlamak yine yapılması gerekenler arasında.
Mesela, milli eğitim her yıl Çanakkale'ye geziler düzenlemeli. Bu hizmeti zorunlu ve ücretsiz yerine getirmeli. bütün öğrenciler hayatlarında bir kez olsun şehitliğimizi görmeliler.
Bunu yapmak oldukça önemlidir. çünkü, Çanakkale, bir dönüm noktasıdır. O mekanlarda yurtseverlik bilinci, İslamlık bilinci, Atatürkçülük bilinci ve Türklük bilinci vardır.
Türk doğan her kişiye bu bilinçleri anlatmak, bu yolda ona bilgi verip, bunu görsel açıdan desteklemek çok önemlidir. ileriye gitmek istiyorsak çaba harcamamız gerekmektedir.
Her şey eğitime, bilgiye dayanıyor, bunu unutmamalıyız.
Bu gezilerle taşınması gereken amaç sadece pratik eğitim değildir. Esas amaç kültürel değerlerin yurtseverlik değerlerinin canlı bir şekilde aktarılması üzerine bastıkları toprakların ne ifade ettiğini, toprakların fiziği ve kimyası değil ruhunu yakalayabilmeleri vurgulanmalıdır. Bu ruh tarih bilinciyle derinleştirilmeli ve sonuç kültürel değerlerin görsel ve işitsel eğitim yöntemiyle aktarılmasına bağlanmalıdır. Bu bilinçle hareket edilince eminim pişman olmayacağız.
"TÜRKÜN. TÜRKTEN BAŞKA DOSTU YOKTUR"