Çanakkale Dardanelli futbolcular
İnsan böyle bir örnek görünce, sporu da, futbolu da başka bir türlü seviyor.
Hayatın şövalye ruhlu çocuklarının var olduğunu görmek ayrı bir keyif veriyor.
Sadece dostunun değil, düşmanın da değerli olduğunu bilmek
nasıl hayatımıza ayrı bir keyif katıyorsa, hafta sonu yaşanan Çanakkale Dardanelspor ile Erzurum Büyükşehir Belediyespor arasındaki maçta yaşanan centilmenlik de öyle bir keyif katıyor hayata.
İlk şut aut, gol ise ofsayt
Hafta sonu oynanan maçta, Dardanelspor Erzurum Büyükşehir Belediyespor’u 4-3 yenmiş. Ancak, maçın ilk yarısının son dakikalarında Dardanelspor oyuncularından Taner, burnuna bir darbe alır. Bunun üzerine Erzurumspor oyuncuları topu taca atar.
Tacı kullanan Dardanelspor oyuncuları topu, rakip takımın kalecisine pas olarak gönderir. Kaleci topu tutamaz ve içeri alır. Hakem orta sahayı gösterir. Maç 2-0.
Her iki takımın oyuncuları da karara itiraz etmelerine rağmen, hakem itirazları kabul etmez. Dardanelspor’un Futbol Direktörü Tamer Tuna, futbolcularına gol yemeleri için talimat verir.
41. dakikada oyun yeniden başlar. Dardanelsporlu oyuncular, Erzurumsporlu oyuncuların gol atabilmeleri için yerlerinden kıpırdamazlar.
Ancak, Erzurumsporlu oyuncular topu auta atarlar. Bunun üzerine Dardanel kalecisi Volkan, topu Erzurumlu Volkan’ın önüne bırakır. Volkan gölü atar, bu sefer de hakem ofsayt gerekçesiyle golü kabul etmez.
****
Ne olursa olsun gol yenilmelidir. Kaleci Volkan, bu sefer topa ceza sahası dışında bekleyen takım arkadaşı Fatih’e verir. Fatih, kendi kalesine golü atar. Ve o ana kadar 2-0 Dardanel’in üstünlüğü ile devam eden maç 2-1 olur. Ve 90. dakika sonunda Dardanelspor maçı 4-3 kazanır.
*****
Ahmet Altan Pazar günkü yazısında; “İnsan, sadece dostlarının değil kavga ettiklerinin de değerli olmasını ister” diyordu.
Bu topraklarda bu o kadar az ki…
Kavga ettiğimiz, mücadele ettiğimiz, karşıt olarak gördükle-rimizin değerli olması hayata nasıl bir mutluluk katardı.
Nasıl da çoğalır insan…
*****
Çanakkale’de oynanan maçta yaşananları dinleyince, ayrıntılarını okuyunca nasılda bir keyif alıyor insan.
Saha kenarında ısrarla ‘gol yiyin, gol yiyin’ diyen teknik direktörle, gol yemek için çırpınan futbolcularla nasıl da gurur duyuyor insan.
İnsan tarafımız çoğalıyor.
Nasıl da şövalye ruhuyla, centilmenlik davranışıyla gurur duyuyor insan.
*****
Etrafımıza bakınca kepazelikler, yetersizlikler, çapsızlıklar, yalancılıklarla nasıl da üzülüyor insan.
Sadece dostlarımızın değil, karşıtlarımızın bile değerli olması..
Nasıl da çoğaltırdı insanı…
Nasıl da daha çok insan yapardı bizi…
****
Çapulcularla, rezillerle, pusu geleneğinden gelenlerle çevrilmiş etrafımızda; ne büyük bir duygudur, değerli dostlar ve değerli kavga ettiklerimizle dairenin içinin ve dışının dolu olması.
****
Ne büyük keyif olurdu.
Etrafımızın değerli dostlarımızın yanı sıra, değerli kavga ettiklerimizle çoğalabilmesi.
Ne büyük keyif olurdu, maçta yaşanan centilmenliklerin hayatın içersinde yaşanması.
Ne büyük keyif olurdu, şövalye ruhlu insanların yaşadığı bir toplumda yaşamak.
Ne büyük keyif olurdu, çapsızların, çapulcuların, değersiz oldukları halde önemli adam pozisyonunda gezenlerin azaldığı bir hayat.