Cam Buğusu Sevdalarda Yanmak-tayım
Aynalar arkasında saklanan tüm çirkinlikler, bir cam buğusunda güzelleşince; gönüllerdeki mavilerden, yeşile çalan ve direnen aşklar firara adım atarlar. Ziyan edilen sözler, nafile bir şekilde sarfedilirken, çığırtkan iki lakırtıya kurban edilirler. İşte böylesi anlarda;
Üzüntüler hayırsız, gam içinde sızlan-maktayım.
Bey köşkünde cehalette, yoksul hüsran-ı sefalette
kaldırımlarda ayak izleri sürünürken, asi bir tavırla isyanlaş-maktayım.
Doğuda kan kokusu, Asya’da can korkusu
Avrupa’da rezalet, Afrika’da sefalet
Canım burnumda kinlen-mekteyim.
Gözlerimde gözyaşı, ellerimde dualar
Aklımda sorularla
kalb köşesindeki kalan yaralarla kana-maktayım.
Muhabbetler sözlerde ziyan olur ve akrep masalına dönen tüm hayatlar, sürüne sürüne kendi etrafındaki kısır döngü içinde kaybolup giderler.
Bir sitemkar yürüyüş adımlarda, bin musibete bedel
Sancaktarı sevginin büyüdükçe ruhlarda şahlan-maktayım.
Asabi bir bakışla gölgeleri ezmekte,
Söz tufanı sözlerle dudaklarda gezmekte,
Sloganlar atarak içimdeki nefrete
Gerçek olmayan düşleri ezmek-teyim.
Asırlardır ezilen mustazaf yürekleri
Aşk ile adaletle yüce divan adına dinle-mekteyim.
Sevgiliye davetler, utanmaz yokuşlara sürülerek kursak bırakmaz vicdanlarda, sürüngen bir izdivacın akılsızlığında gelemeden saçma sapan dönüşlerle olduğu yerde kalır. Aslında garip olan durum bu ya dönemez de, bilemez de.
Perdelenen hisleri kanatlandırmak hürriyet uçuşlarıyla
kartal olup esareti tek seferde kırmak-tayım
Uzamış gün doğumuna
Fecri sadık adımlarıyla koşar adım
bir nefeste hükmetmek-teyim.
Uhrevi feryatlar âleme hasrette
Âlem zamana hürmette,
birkaç saat sonraları görmek-teyim.
Yozlaşan yozluğa bir olur diyen olmayacak mı? Kalpleri yaş bağlamakta ne cüret, ne biçim insanlık, ne komik bir anlayış. Her kapı kendine ırak ve sabaha karşı perdelen gözlerin feri olabilmek kimlerin gelipte dermanlaşacak derinleşen ahları karşısına.
Bembeyaz sevdalara selam salıp
kırlangıçlar misali sıcacık memleketlere göçmek-teyim..
Umut bende ölüm canda kaynadıkça
Sonsuzluk ateşin tufanlarıyla
Kavruk ve savruk bir çizgide yanmak-tayım..
Yunus misali aşkların
ney sesinden gelen ezgileriyle
kelebeğin öyküsüne varmak-tayım.
Musa gibi kızıl denizleri yarmak-tayım…
Bir kadın yüreğiyle Meryemce
Çöl ahusu gözleriyle Leylaca
Akılları baştan alan Hürremce
edasıyla tarihe yazılan her kadın gibi salınmak-tayım
Bir el sarmaş-dolaş kol gezmekte intikam çukurlarına. Kurtuluş aylak aylak dolaşırken elini tutupta kim çekecek uçurumdan düşmekten. Adi bir asillik gönülleri zindanlara kapatan, küf salmış bir beden umutsuz bedenleri…
Hayali gerçeklerle, gerçekleri düşlerle
Düşleri sanılarla karıştırıp sanmaktayım..
İdam sehpalarına inat edercesine
Dünya denilen bu handa sallanmak-tayım.
SİZLER BENİ OKUDUKÇA HAZLAN-MAKTAYIM