content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

24 Mar

Çoğul Yanlızlığımız

Aramızda yalnız olmadığını düşünen kaç kişi kaldı merak ediyorum. Şimdi diyeceksiniz ki; benim akrabalarım, komşularım, arkadaşlarım var beni hiç yalnız bırakmazlar.

Böyle bir konuşmanın ardından ben de size tekrar sormaktan kendimi alamayacağım.

Bu kadar kalabalıksınız madem içinizdeki sesi neden serbest bırakmazsınız, tek başınıza kaldığınız dönemlerde, yüreğinizdeki derin acının sebebi nedir?

Gelişen dünya ve içinde yaşadığımız günler gelip geçerken birçoğumuz yalnızlıktan yakınırız.

Kalabalığın ortasında çoğul yalnızlığımızı yaşar, kendi kendimize hayıflanırız.

Kimse bizi anlamıyordur, sorunlarımızın birçoğunu insanlara olan güvensizlik yüzünden dile dahi getirmekten çekiniriz.

Yanımızda olduğunu sandığımız insanların arkamızda durduğunu görmeye başladığımız an artık yalnız olduğumuzu hissederiz.

Aldığımız darbelerin ne kadar acı ve ne kadar derin olduğunu anlar; hayatı gerçek anlamda yaşamaya başladığımızı anlarız.

Güçlü olabilmek, dik görünebilmek adına, her şeye inat, herkese nispet eder gibi mutsuzluk denizinde bir kulaç öteye kendimizi taşımaya çalışırız. Hep bir mutluluk peşine takılır, o koşarken biz, peşi sıra yakalamak için koşar dururuz.

Kovalamak hep bize düşer, kaçmaksa mutluluğa, bir ömür peşine takılıp kovalar dururuz.

Ya mutluluğa ramak kalmıştır, ya da çeyrek, bazen de bir adımlık mesafeden kaçırırız elimizden.

Mutluluğun tekil olmadığını biliriz, birileri olmalıdır yanımızda ve o birileri bağlar bizi geçmişten, geleceğe.

Hayata bütün acımasızlığına inat, sımsıkı tutunmamızı sağlar yarınlara. Güneşe dönen yüzünüz mutlu ve umutla aydındır yalnızlık denilen karanlık kör kuyuda.

Karanlığın içinde bir de yalnızsanız işte o an başlar içinizdeki sızılar kanamaya. Sessiz ve donuk odaların duvarları ile başlarsınız konuşmaya.

Bir gece daha yaklaşıyor, yalnızlığıma koynuma eş.

O gece ki; en derin yaraların sancılı kıvranışlarına şahit bir eş…

O gece ki; biçare gönlüme, kınından hançerleri çekilip saplanan gerçekleri, suratına bir tokat şiddetinde inen hain bir eş..

Yalnızların iç acısı, aşıkların sığınağı, yorgunların durağı…

O gece ki; en içli şarkıların mırıldanıldığı, en kahırlı mektupların yazıldığı ve en sinsi duyguların son durağı.

O gece ki; sancılı kıvranışlarının, kimselerin duymadığı, el açılıp duaların okunduğu, ağlanıldığı, haykırıldığı, yalan bakışlara, yalancı kolların yamaçlarına sığınıldığı.

O gece ki; dört duvar sana bakıp, gölgelerle oynaşıldığı ve en çilekeş zamanlarda mutluluk oyunu oynandığı.

O gece ki; alacakaranlığın kollarına sarıldığı, içini bitmek bilmeyen kederlerin çığ misali çoğaldığı ve kurtulmak istendikçe batıldığı, çırpındıkça boğazına daha sıkı sarıldığı, sımsıkı bir elin yüreğini kanattığı.

O gece ki; en büyük sevdaların gamlı yaşlarının akıtıldığı.

Sebepsiz, nedensiz, içinin daraldığı, bir haykırışla bağırmak istediğinde, sesinin kısıldığı…

O gece ki; en sevgiliden daha sevdalı, yakanı hiç bırakmadığı, bir gölge gibi ardına takıldığı..

O gece ki; tan vaktiyle ruhunu huzura bıraktığı ve öylece canına yapışmış, seni hiç bırakmadan yarınlara yatıldığı…

O gece ki; dargın, kırgın, yorgun kollarıyla bizi sarmış.

Bir gece daha yaklaşıyor, yalnızlığıma eş!

Hiç kimsenin yalnız kalmaması, yalnızlık duygusu taşıyanların ise bir an önce bu duygudan kurtulması dileklerimle.

Sevgi ile kalın

Kaynak : http://www.oncevatan.com.tr/cogul-yalnizligimiz-makale,31675.html

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank