Buyurun Kordonboyu’na
Bugünün akıbeti, dünden belliydi.
Kâhin, ermiş, derviş, falcı olmaya gerek yoktu.
Herkesin gördüğünü, birileri kabullenmiyordu.
O günlerde şöyle sıralamıştık:
* *
Lafın boyu/ 23 Aralık 2009
Büyükşehir Belediye Meclisi karar verdi.
Kordonboyu’nda esnafın isteği olacak.
Aylardır tartışma konusu tenteler büyüyecek, değişecek.
Kaldırımlara yeni düzen gelecek.
İşyerlerine hayırlı olsun.
* *
Konuya değişik pencereden bakışla…
Söylenen laf, kabını aşmayacak.
Haliyle söyleyenin boynunu da…
* *
Aşarsa…
Otorite azalır, disiplin zayıflar;
En kötüsü karizma çizilir.
Laf ağızdan çıkmadan;
Gırtlak kaç boğumsa o kadar düşünülmeli.
“Yanlış anlaşıldım…
Tükürdüğümü yalamadım…
Lafımın arkasındayım” efeliği sonra tutmaz.
Pantolon fermuarının dişleri gibidir.
Biri gitti mi, uçkur hep ortadadır.
* *
Ne denmişti? Hani;
“Çöl çadırı kurdurmam”
“Akıllarını başlarına alsınlar”
“Soba kurdurup, kaldırımı kapalı mekân yaptırmam” lafları…
Var olan yönetmeliği;
“Kurallar uymak için vardır, uyulmayan kuralın haysiyeti yoktur” savunmaları…
Kent disiplini için savaşım veren ama…
Esnaf dayağından burnu kırılan, itilip-kakılan zabıta memurunun hakkı, onuru…
* *
Önce sertleş, sonra yumuşa…
Bunun adı, kamuda yönetim zafiyettir.
Bir başladı mı;
Ardı arkası kesilmez, önüne geleni sel-seylâp gibi götürür.
* *
Ve bugün…
Sel- seylâp, tsunami’ye döndü.
Kordon’da esnaf ayakta.
Pazartesi protesto var, kepenkler inecek.
Sonuç mu?
Herkes bildiğini okuyacak!
********************