Büyüklere Masallar: İhanetle Cesaretin Savaşı
Cesaret ve ihanet iki ezeli düşman bellemişler birbirlerini.
Öylesine rakiplermiş ki, “ tarih; bu ikilinin rekabeti üzerine kurulmuş yazılı belgelerin toplamıdır” diye tarif edilir bile olmuş.
Cesaret açıktan, ihanet gizliden yürütmekteymiş işlerini.
Kıyasıya meydan okurlarmış birbirlerine. Zaman zaman; meydan savaşlarına tutuştukları bile olurmuş!.. Tarihe bırakmışlar nihai kararı, kimdir kazanan, kimdir kaybeden!...
Yakın geçmişte, kıyasıya bir savaşlarına daha şahit olmuş tarih...
Yönetim ihanetin elindeymiş o savaş günlerinde..
İlk icraatı ihanetin, cesaretin saflarında yer alanları toplayıp zindanlara tıkmak olmuş.
Tacını ve tahtını korumak adına önüne konan tüm anlaşmaları tereddütsüz imzalamış ihanet.
Madenler mi!?... Al sizin….
Demiryolu!... Al sizin..
Borçlarınız!..; Alacaklarımız!... Toplayın alın; sizin… Ne istendiyse, hayır dememiş ihanet!..
Hele öyle bir anlaşma daha koymuşlar ki önüne; “Paylaştık” demişler ülkeyi. Sevr bunun adı. Eğer senin adında ihanetse, kabul edersin bu anlaşmayı, sana da veririz bir aslan payı!..
Tacını ve tahtını korumak ve kurtarmak az mı!?..
Tereddütsüz, yine evet demiş ihanet!..
Ordularınızı dağıtacağız!... Dağıtın,
İşgalciyiz!.. Kalelere gireriz!.. ülkeye hükmederiz!.. İtiraz gelmemiş ihanetten.
Bizatihi; “birlikteyiz” diyormuş ihanet!..”yalnız da değiliz üstelik. Ülkenin hocasından hacısından, medyasından, isteyin; fetva bile getiririz!..” Getirmiş ler de!...
Ara sıra yeltenmek istemiş cesaret!.. Korku, girmiş kanına cesaretin, demiş sabret!..
Tek sen mi kaldın kurtaracak memleketi..
Fırsat varken, doldurmaya bak, sen de batan gemiden testiyi!...Cesaret; destek beklerken çevreden, köstek oluyormuş korku. “Sus!” diyormuş; “onlar güçlü!”
Yalakalar da destek veriyormuş salınan korkuya. Sinmiş halk. Çekilmiş bir köşeye, “benden olmasın”a yatmış. Kaybetmiş savaşı..Kırılmış cesaret!.. Meydan hepten ihanete kalmış!..
*****
Zannedilmiş ki meydan, hepten ihanete kalmış!..
Bakmış ki cesaret; her gün, her şey kötüye gitmekte; Tehlikeli gidişin sonu; vehamet arzetmekte!..; Bir sarışın dev olmuş çıkmış ortaya Cesaret!..
Önce korkuyu kovmuş yanından, kurtulmuş o baş belasından!..
Heyyt!.. Demiş Heyt!.. Geldikleri gibi giderler; hem kendileri, hem de işbirlikçileri ihanetin!..
Halkın azim ve kararıdır kurtaracak memleketi..
Kovacağız, ülkemizden ihaneti, kovacağız cehaleti, kuracağız cumhuriyeti!...
Amansız bir savaşa girmiş cesaret!.. Ve nihayet; pes etmiş ihanet!..
Defedilmiş esaret!.. Ve kurulmuş özlenen devlet!.. Ve adı Cumhuriyet!..
Yaşayacak denmiş, yaşayacak ilelebet!.. Ve gençlik bekçi dikilmiş başına,
Ve kurulan genç Cumhuriyet; gençliğe emanet!.
Huzurdan kovulunca korku, ihanetin ta içine girip oturmuş.. Tir tir titremiş yüreği ihanetin!..
Çareyi ya kaçmakta, ya yeraltına çekilip sinmekte bulmuş!..
İşte o tarihte yapılmış ülkede devrimler. Hukukta, eğitimde, sanayide, ekonomide ticarette.. Milli olmuş misak, milli olmuş eğitim, milli olmuş ordu.. Ve hatta ekonomi bile.. Varlık da paylaşılmış yoklukta.. Daha çok da varlık!.. Tarihinde ilk kez öz benliğini bulmuş ülke.. Çünkü tam bağımsızlıkmış temel ilke.. Yurtta barış, dünyada barış’mış ikincisi.. Ve iyiye dair ne varsa gelmiş peşinden, üç, dört, beş….
Çünkü ihanet sinmiş, sahneden çekilmiş…“On yılda onbeş milyon genç yarattık her yaşta” diyormuş cesaret marşları!.. Yaşlı yokmuş, gençmiş her yaştakiler...Şeyhler, müridler dervişler, meczuplar artık kimseyi otuzbeşinde öldürüp, yetmişinde toprağa veremez olmuş. Uyanmış cehaletin derin uykusundan halk!.. Yurdun her köşesi okul olmuş, ışık olmuş!..
Aydınlanma ve bilim hakim kılınmalıdır denmiş!.. Kılınmış!.. İhanet sinmiş!..
Ülke, tarikatlar, şeyhler, dervişler, ülkesi olamaz denmiş; olmamış!..ihanet sinmiş!..
Milli ekonomi kurulmalıdır denmiş Kurulmuş!.. İhanet sinmiş!..
Eğitim de, ordu da, üretim de milli olmalıdır denmiş!.. olmuş!.. İhanet sinmiş!..…
Ülke tarihinde, özgürlüğün ve bağımsızlığın tadına hiç bu kadar varılmamış kurulan sistemle..
Çağdaş uygarlıklar düzeyine ulaşmada ilk kez bu kadar umutlu olmuş Ülke; ihanet sinerken..
*****
Heyy Haatt!.. Zannedilmiş ki;
İç ve dış felaketler artık bitti!.. Hem yurtta hem dünyada barış hakim!..
Sevr geri gelmez.. Sömürgenlerin iştahı bir daha kabaramaz.
Milli olan ne varsa bitmez.. Hukuk işler tıkır tıkır!..
Gaflet ve dalalet ve hatta hiyanet olmaz.. Kara bulutlar geri gelmemek üzere dağılmıştır!..
Cehalet ve irtica hortlamaz.. Gün gelip de yeniden hakim olmaz, olamaz..
----------------------
Unutulmuş o yakın geçmişin zorlu badireleri!.. !
Su uyurken bile uyumayan sadece düşman değil ki!... İhanet de uyanık hep!.. Sadece sinmiş. Pusuda!.. yakın dostu korkunun koynunda esir..
Sorumsuzluk ve suskunluk; yeniden sarmış ufku;
Gaflet uykusu basınca, liberalleşme ve küreselleşme adıyla hortlamış ihanet yeniden.
Biri gelmiş, babalar gibi satmış milli ne varsa!..
Biri gelmiş, hukuka el atmış, yandaş bir hukuk yaratmış. Milli ve ulusalcı kim varsa zindana atmış!.. Basılmayan kitapları toplatmış, Komutanlar terörist başı sayılmış!..
Kaybedilmiş kazanılan değerler bir bir!..
“Sevr de gelir yakında!” diyerek korkulur olmuş!..
*****
Elindeki değerlere sahip çıkmasını bilmeyenler, yeni değerlerin sahibi olamazlar.. Bu bir!...
Elindeki bir tek değeri bile korumak adına savaşmayı göze almayanlar, tüm değerlerini de kaybetmeye mahkumdurlar!.. Bu iki!....
Değerlerini kaybeden kişilerin, gafleti ve cesaretsizliği, ellerindeki diğer değerlerini de almak için planlar kuranlara cesaret verir... Bu da üç!... Ve devamı gelir...dört beş altı...
Ve bir gün bakmışsın ki... elde var sıfır!... İşte o gün dersin ki; ahh!..ahh!... "Bir!" dedirmeyecektik!..
Sonuç Şu ki; Cesaretle ihanetin savaşında, cesaretten yana tavır koyamayanların ilerde yakınmaya hakkı yoktur!..
Savaşın galibi cesarettir!... Azimdir kararlılıktır!.. Korkudan medet ummak ve korkuya sığınmak değil!.. Korku kimden yanaysa, savaşları hep o kaybetmiştir..