Büyük Bir Hayalin Peşine Takıldık…
19 Aralık 2005 tarihinde tam 10 yıl önce, Gerçek Gazetesi’ni çıkarmaya karar verdik. O gün tam 16 sayfa ve 3. bölgenin tamamında yayın hayatına başladık. İlk sayımızda ki, yazımın başlığı ‘Gerçekle tanışmak, onunla yüzleşmek’ idi.
(Yazımın tamamını bu adresten okuyabilirsiniz. http://www.alitarakci.com.tr/?m=200512&paged=13) O gün yazmıştım, diye.
Ve tam 10 yıldır kendi kanatlarımızla uçtuk.
Bölgede yerel gazetecilikte her zaman çıtayı yükselttik. 10 yıl boyunca bunu layıkıyla yaptık. Günlük gazetemiz olacak dedik, yaptık. Hemnde üç günlük gazete birden çıkardık.
Radyomuz olacak dedik, yaptık. İki radyomuz oldu.
Televizyon kuracağız dedik, yaptık. Ancak üç yıl dayanabildik.
****
Yaklaşık 3 yıl önce, Cengiz Alçayır, Mehmet Mert ve ben, Beylikdüzü’nde bir ulusal gazete projesi için biraraya geldik. Detaylarını konuştuk. Altı aylık bütçeyi hesapladık... Altı ay ayakta kaldığımızda, yola devam edebileceğimize karar verdik. Sonra Mehmet Mert, şartlar uygun olmadığı gerekçesiyle, projeden çekilince hayallerimiz bir başka bahara erteledik.
****
Sonra 1 Ekim 2013 yılında Mehmet Mert ile yeni şartlardan dolayı Cengiz Alçayır olmadan yeni bir ortaklığa başladık. 1 Kasım 2013 yılında tam bir yıl önce, Gazete İstanbul’u çıkarmaya başladık.
Gazete İstabul’un ilk sayısında ‘Bölgemizde bir ilki gerçekleştiriyoruz’ başlığı ile şunları tarihe not düşmüşüm. Yeni bir ruhla, yeni girişimle yeni zamanın ruhuna uygun bir şekilde... Herkesin konuştuğu ama yap(a)madığı bir ilki yapıyoruz. Bölgenin en köklü ve en iyi iki gazetesini yan yana getiriyoruz... Gazetecilikte, girişimcilikte edindiğimiz birikimi yeni bir gazetede uyguluyoruz.
****
Gazete İstanbul projesi Mehmet Mert ile noktalamaya ve resmi ilanların Haberdar üzerinden sürmesini kararlaştırdık.
Cengiz Alçayır arkadaşımızla, Eylül’ün başında Gerçek Gazetesi’ni beraber çıkarmaya karar verdik. Gerçek Gazetesi’ne Cengiz, emeği karşılığında ortak oldu.
Ekim ayının başından geçerli olmak üzere Ali Tarakçı, Cengiz Alçayır ortaklığı üzerinden tüm resmi hesaplarımızı görülmeye başlandı. Gazetenin başına da Cengiz Alçayır geçti.
****
3 yıl önce konuştuğumuz ortaklığımızda Mehmet Mert eksik kalmıştı. Bir taraftan projemiz, Mert ile de görüşmelerimiz devam ediyordu. Gerçek Gazetesi’ni kapatıp yola Gazete İstanbul olarak devam etmeye karar verdiğimizde, Mert, birkaç hafta müsaade isteyerek Kasım ayının ortasına kadar kararını bildireceğini söyledi.
Nihayet, Cuma günü Haberdar Gazetesi’nin merkezinde ‘kervan yolda dizilir’ diyerek, birkaç ilke belirleyerek, Haberdar Gazetesi’ni de kapatarak, büyük ortaklığa adım attık.
Tam üç yıl önce konuştuğumuz hayallerimizi paylaştığımız ortaklığımız fiili olarak bugün başladı. Gerçek, Haberdar ve Yerel Kulis artık yok. Bugünden itibaren üç ortaklı Gazete İstanbul var.
****
Dün sabah gazete merkezinde toplantı yaptık. Tam 21 arkadaş...
Bugüne kadar bölgede olmamış ortaklığa adım attık. İnşallah, bu ortaklığımız başka arkadaşlara da örnek olur. Güçlerini yan yana getirerek, bugünden çok daha iyi gazete projelerine imza atarlar.
****
Bir yıl önce Gazete İstanbul’un ilk sayısında, İstanbul'un kent gazetesi yok. Ve amaç İstanbul'un kent gazetesi olmak. Amaç İstanbul'un sesi olmak... Amaç yerelin sesi olmak...
Uzun yıllardır yapılamayanı yapmak... Amaç kent gazetesi olmak... Amaç okunur bir gazete yaratmak... diyerek başlayan ortaklığımızda şimdi yeni hedeflerimiz var.
****
Önce 3. bölgenin en iyi, en etkili ve en çok satan gazetesi olmak...
Sonra altı ay içersinde, İstanbul’un tamamında 20 yada 25 sayfa yayın yapmak...
Sonrasında ise, İstanbul hayali gerçek olursa (ki, olması için engel yok, olursa da bu engel biz ortaklar oluruz) ilk haftasında Türkiye genelinde olmak... Yani ulusal olmak...
****
13 Kasım tarihli yazımda şunları belirtmişim.
Hayal kurmadan olmuyor… Hayal kurmadan daha ileri gidilmiyor. Hayal kurmadan, var olan eski değiştirilmiyor. Hayal kurmadan, yeni hedefler ortaya çıkmıyor.
****
Önce hayal edeceksin.
Sonra adım atacaksın.
Düşeceksin, geri adımlar atacaksın, hayal kırıklıkları yaşayacaksın, umudun tükendiği anlar olacak, kurduğun hayale de lanetler okuyacaksın.
Ama yine hayal kurmaya devam edeceksin.
Başarısız olacaksın.
Yıkılacaksın.
Küfürler edecek, kendini acımasızca eleştireceksin.
Ama asla kurduğun hayali gerçekleştirmek için, harcadığın emeklerden dolayı pişman olmayacaksın.
Çünkü insanı insan yapan hayalleri ve onları gerçekleştirmek için uğraşları olduğunu asla unutmayacaksın.
Ya büyük sularda boğuluruz
ya da sığ suları terk ederiz
Biz şimdi büyük bir hayal kuruyoruz.
Olmadığında kaybedeceğimiz hiçbir şey yok.
Ama asla bir daha 8 sayfalık, siyah bir gazeteye dönmeyeceğiz, çıkarmayacağız.
O defteri kapattık.
Ya büyük sularda boğuluruz ya da sığ sularda bir daha yüzmeyiz…
****
Şimdi kimi adamcıklar, bu projemizle ilgili yorumlar yapıyorlarmış.
O adamcıklara diyeceğimiz şudur. De gidin işinize, kendi çöplüğünüzde ötmeye devam edin. Dün de rakibimiz değildiniz, bugün de, yarın da rakibimiz değilsiniz...
Not: Kimi Toprak Ana’nın trolleri ve analarından beslenenler sosyal paylaşım sitelerinde ağızlarından salyalar akıtarak, çok bildiklerini düşünerek hakkımızda yazılar yazıyorlar. Sizin ne analarınızdan ne de babalarınızdan korkarız...
Onlara şunu ileteyim. Oralarda yazmanıza gerek yok, gelin gazetemize hakkımızda ne biliyorsanız noktasına virgülüne dokunmadan yayınlayacağım. Söz veriyorum. Bunu imzam kabul edin.
Toprak Ananıza da sorun, yeni ve eski babalarınız varsa onlara da sorun. Geçmişimizi delik deşik edin... Dedikodulara ve yalanlarınıza gerek yok. Sorular bizden, yanıtları sizden bekliyorum.
Bir hatırlatma daha, sosyal paylaşım sitelerinde hiç sahte isimle hesabım yoktur, biline... Yazabileceğim herşeyi kendi gazetemde yazıyorum. Sahte hesapları kendi gölgelerinden korkan adamcıklar yapar... Bizim o taraklarda bezimiz yoktur, biline...