Bütün Felaketleri Atlatmak ve Yeniden Başlamak…
Bütün Felaketleri Atlatmak ve Her Şeye Yeniden Başlamak...
Avrupa kendini kurtarmayı anlaştı. (!) ABD zaten her şeye hazırdı, likidite bolluğu yaşıyor. Bunların etkisi ile borsalar hızlıca bir yükselişe geçti.
Bu olumlu sürecin Kasım ayında da devam edebileceğini söyleyebilirim. Gelişmekte olan ülke hisse ve paralarına bir giriş yine olacak ve devam edecek gibi duruyor. Daha çok bu ülkeler popüler. Zaten AB'nin mevcut durumu ne kadar iyi yönde sürdürebileceğini kimse tahmin edemiyor. Artık kısa vadede dünyada paranın yönü çok belirgin bir değişiklik göstermez. Teknik analiz seviyeleri çalışır ve süreç bu veriler ışığında devam eder.
IMKB Ne olur?
IMKB de daha çok MB( Merkez Bankası)‘nın tavrı belirgin oldu. MB munzam ve benzeri operasyonları ciddi bir kararsızlık ve belirsizlik yarattı. Bundan dolayı hisse senetlerinde ciddi bir alım olmadı. Hatta bazı banka hisselerinde ciddi satışlarda gözlemlendi. Finansal hisse senetlerinde çıkış oldu. Daha çok sanayi hisseleri kendini korurken bankacılık ve finans hisseleri düşüşler kayıt etti.
Bunun yanında geçen hafta içinde MB’nın yeni duruşu piyasalarda son iki işlem günü değişik bir hava oluşturdu. Bankalar önce olumsuz etkilendi, akabinde munzam karşılıklarında yapılan yeni düzenleme ile bazı bankaların olumlu etkilenmesi beklenirken hisselerinde alış geldi. Piyasa biraz çekingen davrandı. Yurtdışında yaşanan ciddi yükselişlere aslında eşlik etmedi piyasa.
IMKB 100 57100 direnç noktasını geçemedi gibi duruyor. Haftaya bu seviyeyi kırmaya ve 57700-58350 direnç seviyelerini test etmesi beklenebilir. Yurtdışındaki olumlu havanın etkisi ile IMKB 100 endeksinin 60000 seviyelerini test etmesi beklenebilir. Bu seviyelerin yeterli işlem hacimleri ile geçilmesi durumunda dirençlerin kırılabileceğini unutmamak lazım. Kısa vade de kurların hızlı düşmesi yüzünden hisse endeksinin hızlı bir yukarı tepki vermesi beklenmemeli. Çünkü göreceli olarak pahalı bir piyasa olacağımızı o durumda unutmamız gerekiyor. Unutmamız gereken diğer bir şeyde hisse senedi piyasası artık eskiye nazaran çeşitlendiğinden hisse bazında ciddi kar edilebilecek pozisyonların doğabileceğidir.
Döviz de durum biraz gevşek…
Özellikle son MB’nın faiz operasyonu ile piyasa faizlerin de yaşanan ciddi yükseliş, likidite sıkışıklığına sebep olan politikalar ile birleşince TL kıymetlendi ve döviz satışı ciddi bir hal aldı. TL/ Dolar paritesi 1,85 den hızlıca 1,74 seviyesine geriledi. Bu süreç aşağı yönlü dalgalanmalara devam edecek gibi duruyor. Bu dönem yerli spekülatif atakların dışında daha çok günlük düşük repo faizlerinin etkisi ile spekülatif döviz pozisyonu alan oyuncuların, finansal kuruluşların etkisi ile döviz yükseliş etkisi baskısı altında idi. Son gelişmeler ışığında borçlanma faizleri yükselince pahalı edinilen nakit ile döviz pozisyonu fonlanamadı, fonlanmasının önüne geçildi bu da döviz talebini kırdı ve satışı da beraberinde getirdi.
Ayrıca yurtdışında da EURO ya dönen trend doların daha da düşmesine sebep oldu ve oluyor. Bu süreç böyle devam ederse dolardan kaçış sürer ve 1,70 psikolojik sınır aşağı doğru kırılabilir. Elinde döviz bulunduranlar dikkatli olmaları gereken bir döneme giriyor.
VAN ve çevresi İçin elimizden gelenin daha fazlasını yapmalıyız...
7,2 Şiddetindeki depremden sonra yaşananlar her ne kadar daha öncede bu ülke yaşamış olsa da yinede ibret almamız gereken sayısız olay gördük, duyduk… halimize şükrettik, hamd ettik… Halkın durumu içler acısı… Bir an önce kalıcı konutlarına,düzenlerine, hayatta kalanların sağlıklı bir yaşantıya kavuşmalarını diliyorum.
Şu belediyelerin yapacağı işler gittikçe azalıyor. Azaldıkça da yapacakları az sayıda iş suiistimaller artıyor. Oysa tam tersi olması lazım. İmar, ruhsat gibi konularında herhalde özelleşmesi gerekecek. Hükümet bu konuda “ciddi adımlar atacağım” diyerek kendini bağladı. Ama her ilçe ve belde belediyesini bile kendine has izinler verdiği, ticarete döktüğü bu hayati konuları artık radikal bir düzene koyma zamanı geldi. Hatta çoktan geçiyor. Bu musibeti her açıdan hayra yoruyorum. Hem bölge halkı için hem de bizim bakışımız için hayra sebep olacaktır. Ama en önemlisi daha büyük tehlikelerin barındığı Marmara, Ege, Anadolu’nun diğer kesimlerindeki deprem bölgelerinde tedbirlerin alınması, kriz yönetim becerilerinin kazanılması ve en ama en önemlisi yaşanabilir, can koruyan binaların yapılması konularında kararlılığımızı arttırmasına sebep olacaktır. Sermaye birikimi, TOKI becerisi ve birikimi, şehirciliğin bir bakanlık tarafında yönetilmesinin realiteye dönüşmesi, Know-How birikimi, becerikli bürokratların çoğalması, özel sektörün cesareti ve gayrimenkul sektörünün gelişimi gibi faktörler artık bu konuda kesin adımlar atmamızı kolaylaştıracaktır. Bütün kentlerimizi, kasabalarımızı ve köylerimizi Türkiye Cumhuriyetine yakışır bir şekle, yaşam alanına, insani şekle büründürmek artık farz oldu.
Başlamak yeterli, irade dışında başka her şeyimiz var. Bütün felaketleri atlatıyoruz ve her şeye var gücümüzle yeniden başlayabiliyor muyuz? Cumhuriyeti kurduğumuz gibi…
Cumhuriyetimizin 88. Yılı Kutlu olsun…