Bundan Daha Beter Olacak Değil ya!
Bilinen fıkradır hani, eski dönemlerde, önlerinde birer testi şarap bulunan iki kişi, kendi şaraplarının daha iyi ve kaliteli olduğu iddiasıyla tartışmaya tutuşmuşlar.
Ama bir türlü anlaşamıyorlar. O sırada önlerinden geçen Bektaşi babası merak ediyor, “Neden tartışı-yorsunuz?” diye sorar. İçlerinden biri “Baba erenler, hangi şarabın daha iyi olduğuna karar veremedik. Sen bize yardımcı ol bari...” diye ricada bulunur.
Testilerden birini alıp da, kafasına diken Bektaşi, dikmesiyle birlikte “puuuu” diye ağzındaki şarabı yere tükürmesi bir oluyor!.. Elinin tersi ile ağzını silerek, sinirli bir şekilde yanlarından uzaklaşırken, bir yandan da “Diğeri daha iyi...” demiş.
Adamlar da şaşırmış. Testisinin tadına bakılan şarapçı sinirlenmiş, “Ama diğerini hiç tatmadın ki!..” deyince de, daha beter sinirlenip “Ulan bundan daha beter olacak değil ya!...” demiş.
Şimdi nereden aklımıza geldi bu fıkra...
Mutlaka medyada dikkatinizi çekmiştir, Amerika bize PKK ile ilgili istihbari bilgiler verecekmiş...
Ben de diyorum ki, aman vermesin. Vermesin de, en azından bundan daha da kötüsü olmasın!..
Baksanıza, bayram öncesi elini kolunu sallaya sallaya gelen bir grup PKK’lı, hain bir pusu kurup, Mehmetçiklerimizi şehit edip kaçıyor...
Amerika’dan tık yok... Görmedik diyorlar!..
Yine geçtiğimiz günlerde, ellerinde son derece ağır silahlarla 150-200 kişi daha geliyor, dağ tepe aşıyor, yine kahpe bir saldırı gerçekleştiriyor.
Yine Mehmetçiklerimiz birbiri ardına şehit oluyor.
Amerika, yine görmedik diyor...
Önceki gece yine en az 100 kişi olduğu öne sürülen bir grup, yine hain bir saldırıda bulunmak için dağları aşarken, son anda bizim askerlerimiz tarafından tesbit ediliyor ve uçaklarla, helikopterlerle püskürtülüyor...
Amerika, her zamanki gibi görmedik diyor.
Sonra biz bu Amerika’nın vereceği istihbarat bilgilerine göre hareket edip, PKK’lı avlayacağız öyle mi?
Allah Allah...
Bu işte bir terslik var.
Adamlar görmedikleri PKK’lıların bilgilerini nasıl bize verecekler, gerçekten çok merak ediyorum...
Vermesinler daha iyi. En azından onların yüzünden Mehmetçiklerimizi kaybetmemiş oluruz.
Aynı Bektaşi’nin dediği gibi “Bundan daha kötüsü olacak değil ya!..”
Ya da, bizimkiler ABD’nin verdiği istihbari bilgilerin tam tersini uygulayıp, PKK baskınlarına anında karşılık verecek!..
Düşünebiliyor musunuz, adamlar ellerinde ağır silahlarla, toplarla, havanlarla dağ-tepe aşıyor, ABD’nin haberi olmuyor. Mümkün mü? Tabii ki değil. Adamlar uzaydan karıncanın yürüyüşünü takip edip, ayak seslerini dinliyorlar, ama her nedense PKK’lıları görmüyorlar? İlginç...
Üstelik, her bir parçası en az 40-50 kilo olan ağır silahlarla, geçit vermeyen kayalık dağlarda hareket ederken. Ki, bu hareket öyle birkaç saat içerisinde olacak birşey de değil. Bölgenin yapısı 10 km.lik bir mesafeyi en az 4-5 saatte katetmenizi gerektiriyor. Gerisini varın siz düşünün.
Adamlar günlerce yürüyüp, Türkiye’ye giriyor, bu kadar zaman içerisinde ABD uydularını devre dışı bırakıyor herhalde!.. Çünkü görmüyorlar ya...
Bunun ötesinde, PKK’lılar ise Türk askerinin her türlü haberleşmesinden, hareketinden haberdar!..
Ellerindeki silahların büyük çoğunluğu bilgisayarlı ve bizim askerimizin hareketlerini de uydu bağlantısı aracılığı ile takip ediyor. Nerede ne kadar asker var, belki de bizden daha iyi biliyor. Bu da ilginç...
PKK’lıların özellikle güneydoğudaki dağ-bayır köylerinden, özellikle fakir ve cahil halk çocuklarını kaçırıp, dağda eğittiğini düşünürseniz, bu çocukların böylesine geniş imkanlar içerisinde bilgisayar kullanabileceklerine inanmak da çok zor...
Tam bir uzman işi. Bölgeyi iyi tanımanın, bilmenin yanı sıra, uydu bağlantılarını iyi yapabilmenin ve bilgisayar ile birlikte askeri şifreleri ve bilgileri iyi bilmeyi de gerektiriyor.
PKK’lıların tüm bunları bildiğine inanmak da akla ve mantığa ters geliyor.
Ve insanın aklına, onlarla birlikte, onlara destek veren ABD’lilerin de olduğu düşüncesini getiriyor.
Baksanıza adamlar pusu atacaklar, sızmada bulunacaklar, ama karşılık görünce birkaç saat içerisinde yok oluyorlar!.. Hem de gecenin zifir karanlığında.
Bölgeyi avucunun içi gibi bilsen de, mümkün değil. İnsan karanlıkta yatak odasından tuvalete gidemezken, bunlar dağ-bayır dolaşıyor.
Gel de ABD’yi dost ve müttefik olarak gör!..