content

05 Haz

Bugün Dünya Çevre Günü

Bugün ‘Dünya Çevre Günü’. 1972 yılında İsveç’in Stockholm kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansında alınan bir kararla her yıl bugün Dünya Çevre Günü olarak kutlanıyor. Amaç, her geçen gün kirlenen, dengesi bozulan ve giderek yaşanmaz hâle gelen dünyamızın bu kötü gidişine dur demek. Bizim nesil için fazla bir sorun görünmüyor olsa da çocuklarımızı, özellikle de torunlarımızı hiç de güzel günler beklemiyor. Hem de öyle böyle değil, durum çok vahim.

 İki gün önce Cemil Çiçek de ‘ Hükümetin küresel ısınmayla mücadeleyi öngören Kyoto Protokolü’nü imzalamaya karar verdiğini’ açıkladı. İyi yapmışlar; hatta geç bile kaldık da denebilir, çünkü dünyada Amerika, Avustralya ve bizden başka 176 devlet bu sözleşmeyi çoktan imzalamıştı.

Birleşmiş Milletler’ in 1997 yılında Japonya’da düzenlediği çevre toplantısında katılımcı hükümetler tarafından kabul edilen Kyoto Protokolü, gelişmiş ülkelerin sera etkisi yaratan gazların salınımını 2008-2012 yılları arasında yüzde 5.2 düşürmelerini öngörüyor. Türkiye, protokolü imzaladığında şu anda dünya toplam emisyonunun yüzde 1.3’ ü kadar olan sera gazı emisyonunu yüzde 60 azaltarak yüzde 0.5’ e çekmek zorunda kalacak.

  Dünya ısınıyor

Dünya Meteoroloji Örgütü’ ne göre, dünyamızın ısısı her 30 yılda 0.18 derece artıyor. 2006 yılı son 150 yılın en sıcak altıncı yılı olmuş. Bu süredeki en sıcak 10 yıl da son 12 yıl içinde yaşanmış.

Bu verilere göre geleceğimiz hiç de parlak değil. Uzmanlar son yıllarda yaşanan ısı artışlarının 10 bin yıldan beri gerçekleşen tüm sıcaklık değişikliklerinden daha fazla olduğunu söylüyorlar.

Biz o zamanı göremeyecek olsak da,  2100 yılına kadar dünyanın 1-3.5 derece ısınacağı tahmin ediliyor. Bu, deniz seviyesinin 15-95 santim yükselmesi anlamına geliyor. Buzullar hızla erimekte. 2040 yılında Kuzey Kutbunda hiç buz kalmamasından, kutup ayılarının hayatından endişe ediliyor.

Bize ne Eskimoların buzulundan, kutupların ayısından’ demeyin, küresel ısınma hepimizin geleceğini ilgilendiriyor. Aşırı sıcaklar, kuraklık, seller, fırtınalar, kasırgalar, hortumlar, anormal yağışlar, orman yangınları… geleceğimizi, çocuklarımızı, torunlarımızı… bekleyen ciddi tehlikeler.

İklim neden değişiyor ?

İklim değişikliklerinin iki önemli nedeni var. Biri, büyük volkanik patlamalar, okyanus akıntılarındaki değişiklikler, El nino… gibi tabiat olayları. Bunlar, Allah’ ın emri. Bizim, bunlara karşı ’Olmasın diye dua etmekten başka’ yapabileceğimiz hiçbir şey yok.

İkincisi ise, biz insanlar yüzünden meydana gelen değişiklikler. Fosil yakıtların kullanılması sonucu oluşan karbon dioksit gazı küresel ısınmanın başlıca nedeni. Araştırmalara göre, son 200 yılda bir sera gazı olan karbon dioksitin atmosferdeki miktarı yüzde 30 artmış.

Atmosferde tabii olarak bulunan karbon dioksit ve diğer sera gazlarının görevi, dünya yüzeyi ve atmosferin ısısını artırmaktır. Meselâ, sera gazları olmasaydı, dünyanın yüzey ısısı bugünküne göre ortalama 30 derece daha düşük olacaktı ki, bu durumda dünyada biz canlıların yaşaması da mümkün olmayacaktı.

Ancak sera gazlarının artması da hayrımıza değil, çünkü artış belirli sınırları geçti mi, bu sefer dünya ve atmosfer ısınıyor, iklim değişmeye başlıyor, dünya gene yaşanmaz bir hale geliyor.

Yaşayabileceğimiz başka bir dünya da yok ki

Küresel ısınmanın sonu çok kötü. Karbon dioksit ve diğer sera gazlarının oluşumunun azaltılması için her türlü önlemin acilen alınması, enerji kaynaklarının çok verimli kullanılması, alternatif enerji kaynaklarının bulunması… tüm ülkelerin bir numaralı gündem maddesi olmak zorunda.

Ama, elbette bir de bu alınacak olan tedbirlerin faturası var: Getirilecek kısıtlamalar endüstrileşmemizi ciddi şekilde etkileyecek, üretim kaybı olacak… bunun için ekstra harcamalar gerekecek… arabalarımıza daha az binmemiz gerekecek… ısınmak için daha az yakıt kullanmak zorunda kalacağız…  
Gelelim neticeye
Biz şu günlerde küresel iklim değişikliğinin altın çağını yaşıyoruz. Havalar ısınıyor… yakıt, giyim kuşam masraflarımız azalıyor… tarımsal üretim artıyor… ama hâlimizin Orhan Veli’ nin hâlinden hiç farkı yok: Yakın gelecekte ‘bizi de bu güzel havalar mahvedecek’
Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti 
                        Beni bu güzel havalar mahvetti.

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank