Buğday’ da Bizim de Somut Önerilerimiz
ZMO ( Ziraat Mühendisleri Odası) adına Sayın Gökhan Günaydın’ ın ‘’ Buğday’ da Küresel ve Yerel Oyunlar’’ başlıklı basın bildirisi üzerine bir çiftçi olarak bu yazıyı kaleme alma gereğini duydum.
ZMO’ nun basın bildirisindeki somut önerilerini tamamlamak isterim.
ZMO’nun somut önerileri;
1- TMO (Toprak Mahsülleri ofisi) spekülatif hareketleri önleyip piyasayı regüle edebilecek düzeyde stok oluşturması büyük önem taşımaktadır.
ZMO, dış ve iç spekülatif hareketleri önleyip piyasayı regüle edebilecek stok düzeyini belirtmemiştir. Bizce iç ve dış piyasa spekülasyonunu önleyecek stok miktarı 5 milyon tondur. 2011 Haziran ayında buğday hasad mevsimi başladığında bunu uygulamalıdır. İleriki yıllarda bu daha da artırılmalıdır.
2- 62 kuruş buğday maliyeti varken buğdaya 55 kr/kg fiyat açıklayan ve 47 – 48 kr aralığında alım yapan, alım bedellerini peşin ödemeyen TMO, üreticiyi aracıya mahkûm etmektedir.
Bu yıl Anayasa tartışmalarından dolayı iktidar Dünya fiyatlarını takip edememiş se de TMO iktidarın erken ve yüksek ( 65 kuruş ) fiyat açıklamasını iktidara bildirebilirdi.
3- 2030 yılında 95 milyon nüfusa sahip olacağı öngörülen Türkiye’nin buğdayda başa baş noktası 23 milyon tonun üzerine çıkmaktadır. Bu çerçevede tarım alanlarının amaç dışı kullanılmasından ve rant uğruna betonlaştırılmasından vazgeçilmesi, buğday üretiminde verimliliğin artırılması, sulama ve ar – ge yatırımlarına hız verilmesi büyük önem taşımaktadır.
Tarım alanlarının amaç dışı kullanılması: Tarım alanlarına inşaat ve yapı izni verilmemesidir. Bu mevzuatta var olmasına rağmen, hileli toprak tahlili ile bu yasağın önüne geçilmektedir. Bu yasağın önüne geçilmemesi için Tarım Bakanlığı kadostrol olarak arazi tapularına şerh düşürterek bunun önüne geçebilir. Ki o zaman yapılaşma arzusunda olanların başlangıçta hevesleri kursağında kalır!
Buğday Üretiminde verimliliğin artırılması: a) Sertifikalı tohumluk: Tigem (Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü)’ nün ürettiği sertifikalı tohumlukların özel sektör eliyle değil direkt çiftçiye satılması yolu tercih edilmelidir. Tigem’ in Küçük Çiftçiler ile işbirliği içinde tohumluk anaç çoğaltımı yapılarak küçük çiftçide sertifikalı tohumluk kullanma bilinci bu şekilde geliştirilebilinir. Çiftçi Haziran ayında hasad edip 45-50 kuruştan olan ürünü geri sertifikalı olarak 30-40 kuruş farkla geri almak- sertifikalı tohumluklara 20 kuruş destek olmasına rağmen- hoşuna gitmemekte, iyi de olsa kötü de olsa kendi ürettiğini yine tohum olarak kullanmaktadır. Çiftçi ürettiğinin % 5- ile 10 oranındaki kısmını yine tohum olarak kullanmaktadır.
Sertifikalı tohumluk üretimi küçük çiftçilerin arazilerinde yapılmalıdır. Ülke üretiminin çoğunu küçük çiftçilerin ürettiği hatırdan çıkarılmamalıdır.
4- Tahıl da sulama: Konya ovasında tahıl üretiminin sulama ile verimin artırıldığı göz önüne alınarak AKSU nehrinin Konya ovasını sulaması planlaması derhal hayata geçirilmelidir. Aksu nere, Konya ovası nere diyecek olanlara manavgat nehrinden İsrail ve Kıbrıs’ a su götürmek nasıl hayal değilse Aksu Nehri’nden Konya Ovası’ na su götürmek de hayal değildir deriz.
5- Ar-ge Çalışmaları: Buğday’ da verim artışının bir diğer yönü de toprak ıslahıdır. Yıllık ürün alınan bölgelerde toprak ıslahı ile verim artışı bir kat fazlalaşacaktır. Yoğun ve zorunlu olarak Nadas’ a bırakılan İç Anadolu topraklarından nadasa bırakılmadan her yıl ürün alınması da yine toprak islahı ile mümkündür.
Biz çiftçi olarak biliriz ki toprağın en iyi ıslahı hayvan gübresi, bitkisel gübre ile desteklenendir.
ZMO’ nun buğday üretiminin artırılması ile ilgili tekliflerine bizim ilavemiz:
Birinci üründe sadece tahıla (Buğday, arpa, çavdar, yulaf) destekleme primi verilmelidir. Mısır ve ayçiçeğine ikinci üründe destekleme verilmelidir.
TMO' nun un ve unlu mamüller ihracaçılarına dünya fiyatlarından buğday satışı derhal durdurulmalıdır.