Bu Soruyu Sormak Gerek!..
Acaba ülkemizde 50 yıldır bitmeyen ve her gün aramızdan gencecik canlar alan hain ve menfur terörün gerçek sebebi ne olabilir? Mustafa Kemâl Atatürk’den sonra ülkemizin en büyük devlet adamı ve dünya çapında liderlerinden; Son Başvekil Adnan Menderes, Polatkan ile Zorlu’nun, nâhak yere, alçakça, hunharca katledilmesinden sonra gelen “karanlık, kâbus ve mâkus” yılları bir kenara bırakalım.
En yakın tarihe günümüze gelelim: Örneğin Aktütün sınır karakolumuza yapılan saldırı ve bu saldırıda verilen 17 şehit bu tür bir ayrışmayı mı tetikledi?
Belki bir payı vardır ama yine de yeterli bir açıklama değil. Asıl soru şu: Neden eşkıya karakolumuza saldırdığında, bu ülkenin insanları Türk-Kürt olarak iki ayrı kampa ayrılıyor? Bunun tek bir açıklaması var, herkes bal gibi de biliyor ama namussuzca saklıyor: Bu ülkede terörü destekleyen, yardım ve yataklık yapan geniş bir taban var. Onlar kendilerini Kürt diye açıklayıp tanımlıyorlar.
Elbet kendisine Kürt diyen herkes varlığını eşkıya ile bir tutmuyor belki, ama sonuçta çok geniş bir “eşkıya yanlısı” Kürt nüfusun olduğu çok abartılı bir biçimde maniple ediliyor. Şimdi kimileri “bu ülke bir mozaik, etle tırnak gibiyiz, bizi birbirimizden koparamazlar, aman bir iç savaş oyununa gelmeyelim” gibisinden hamaset nutukları atabilir. Bu hamaseti de sanki bilimsel analizlermiş gibi uzun yazılarla gazetelerde dergilerde yayınlayabilirler. Ancak, bazı sorular var ki tüm analizlerden daha etkili oluyor. Soralım o zaman...
Birinci soru: Altınova’da bu kadar Kürt’ün ne işi var?
Kimileri irkilebilir ama hiç de ırkçı bir soru değil. Zaten mesele Altınova ya da diğer sahil kent ve kasabalarımızdaki Kürtlerin çokluğu değil. Hadi diyelim ki bu olguyu, basit bir göç olarak gördük!.. O zaman ikinci soru:
Tarihi Musul Vilâyetimizin öz be öz Türk kenti Kerkük’ün bir Kürt göçüne maruz kaldığını, bunun nedeninin, kentin etnik yapısını değiştirmek olduğunu, kentin zorla Kürtlerin eline geçtiğini savunan Türk Devleti, Türk Ordusu ve Türk kamuoyu, Kerkük’le Altınova arasındaki farkı nasıl açıklar acaba? Acaba diyoruz Türkiye’nin ortasındaki bu iç göçün de tıpkı Kerkük’teki gibi bir etnik amacımı mı var? Elbette bu soruları çoğaltmamız lâzım. Son yıllarda nedense Balıkesir, İzmir, Mersin, Adana gibi şehirlerimizde bu tür olaylar yaşanıyor.
Üçüncü soru: Neden hiç bir “Kürt ilinde” böyle bir olaya rastlamadık?
Birinci sebep Türklerin çok ırkçı ve saldırgan olmasıdır, ikinci sebepse Kürtlerin çok hümanist ve barışsever. Peki, acaba şu etle tırnak gibi olmuş toplumsal mozayiğimizin Doğu kısmında, kendilerine Kürt denilen bölgenin kentlerinde ve kasabalarında acaba ben Türküm diyen bir kalabalık var mı ki, çatışma çıksın! Gerçek şu ki, bu ülkenin Batı kısmında Kürtler gelip Türklerin arasına rahatça yerleşebilmektedir. Ama tersi bir durum yoktur. Provokatörler soruyu şöyle cevaplıyor: “Elbet yok, çünkü Doğu fakir, o nedenle Türkler Doğu’ya gitmiyor.”
Hadi buna da eyvallah. O zaman başka bir şey soralım.
Dördüncü soru: Bu ülkede ister Doğuda, ister Batıda yaşasın, kendi aralarında kimi yerlerde bir kent, kimi yerlerde bir semt, mahalle oluşturan, kendilerine Kürt diyen bölgelere bir bakalım. Çok uzağa da gitmeyelim. 17 askerimizi şehit verdiğimiz Aktütün saldırısından sonra, en ufak bir tepki, hoşnutsuzluk gördünüz mü? Tüm ülke bir yas tutarken buralarda bir yas gördünüz mü? Tüm ülkede evlere bayraklar asılırken buralarda herhangi bir eve bir Türk bayrağı asıldığını gördünüz mü? Hayır. Çünkü oradaki insan tehdit altında, bayrak asarsa evi bombalanır, ocağı söndürülür de, kimsecikler sahip çıkmaz. İşte, ileri sürülen sanılan sebep!..
Oysa bu yalan, aldatmaca ve hile, apaçık düzenbazlık ve sahtekârlık.
Tıpkı bir zamanlar Manisa’nın bir ilçesinde, “Çingene açılımına çanak tutmak” için sahnelenen kirli oyun ve menfur tezgâh gibi.. İşin doğrusu: Kendisine Kürt diyen organize bir azınlık (Ermeni diyasporası) Abd/Ab’ce oluşturulan bataklıkta; AB ulufesi, uyuşturucu parası, Soros kemikçiliğine tamah sayesinde; İnsanlıktan soyutlanmış ve ihanete soyunmuş güruhun lejyonerliğinden başka bir şey değil!.. Geçmişi de, günceli de, tüm yaşananların sebebi bu!..