content
19 Tem

Bu Memleket Nereye Gidiyor?

Allah aşkına bilen söylesin. Bizim memleket nereye gidiyor? Her gün basında ve medyada aynı tas aynı hamam türünden haberleri görmek ve okumaktan bıktık. Tecavüz, gasp, hırsızlık, cinnet geçirip katliam yapma, intihar, çoluk çocuğunu kesme, dolandırıcılık, kendi kızına tecavüz, hayvanlara tecavüz, karısını kızını satma…

Bu olumsuz ve çirkin haberler o kadar çok arttı ki insanı bunalıma sokuyor. Umutsuzluğa terk ediyor. Allah aşkına ne oluyor bize ve bu millet, memleket nereye gidiyor? Ben korkuyorum. Bu gidişin dönüşü yok. O yüzden bu gidişe dur demek hepimizin milli ve manevi görevi olmalı. Topluma acilen sevgi ve saygı aşılamalıyız. Küçük ve büyük kavramlarını, beşeri münasebetlerin faziletini, ayrıca haddini bilme olgunluğunu aşılamalıyız.
Adalet ise herkese adalet ve eşit olmalı…
Yaşıyoruz. Okuyoruz. Ülkemizdeki ADALET sistemi gerçekten baştan aşağı yeniden yapılandırılıp elden geçmeli diye düşünüyorum. Bir bakıyorsunuz gece yarısı evden alınıyorsunuz sorgusuz sualsiz ertesi gün içerdesiniz. Ya da çete suçlaması organize örgüt suçlaması ile içerdesiniz. Kimin ne zaman içeri gireceğini kimse bilmiyor. Yasa, hukuk devletinde olmaması gerekenler ne acıdır ki oluyor. Cezaevlerinde tutuklu bulunan soruşturma ve mahkemeleri süren insanlar var. Yâda mahkûm olmuşlar var.

 Bakıyorsunuz birisi HASTALIK halinden tahliye ediliyor. Bir başkasına ise tahliye kararı verilmiyor. Son zamanlarda ERGENEKON davasında da çok tahliye yaşadık hastalık halinden. Ama ne hikmetse o adalet Rahmetli ERKIR da hızlı işlemedi (!) Şimdi Bir kız var. Suçu beni ilgilendirmiyor. İsterse Yarın idam etsinler. Ben orasında değilim işin. Kız KANSER hastası ve hastanede mahkûm koğuşunda tutuluyor. Zaten bu gün yarın belki ölecek. Ama ona tahliye yok. Verilmiyor. Niye? Sebep ne? Bu ülkede neler değişti, neler gelişti bir düşünsenize…

Dün KÜRTÇE Konuşanı vatan haini ilan edip yargılayan zihniyet bu gün KÜRTÇE konuşmayı serbest bıraktı, kürtçe yayın, kütçe radyo ve tv var. Mecliste PKK sempatizanları ve PKK yandaşı konuşmalar var. Dün PKK’lı diye içeri atılanlar gün geldi geri salındı. İtiraf yasaları çıkartılıp devlete kurşun sıkanlar affedildi. PKK ile mücadele edenler devleti milleti koruyanlar ise bu gün yargıda farklı suçlamalar ile yargılanıyorlar. Dünyada her şey hızla değişiyor da bu bizim ADALET MEKANİZMASI niçin çok ağır aksak ve halen farklı farklı kararlar veriyor? Doğrusu ben anlamış değilim. Artık bu her biri insan hakları ihlali olan zulüm içeren kararların değişmesi lazım… lütfen Adalet ADİL, TARAFSIZ, HAKKANİYET ÇERÇEVESİNDE tecelli etmeli ve bunu bu ülke insanı yaşamalı.
Dokunulmazlık meselesi
Çok uzadı. Tadı kaçtı. Utanç verici hal aldı. Ama halen bu işten yüzü kızarmayıp tartışan ve gerim gerim gerilip koltuğuna yapışanlar var. AYIP, AYIP… İnsan utanır ve sıkılır. Herkes için, her birey için, her kamu görevlisi için, her siyasi makamdaki için bu DOKUNULMAZLIĞIN kalkması lazım. Dokunulmazlık sadece KÜRSÜ ile sınırlı olmalı. At hırsızı, it hırsızı, üçkâğıtçı, dolandırıcı, ırz düşmanı, kanunsuz iş yapmış ama şu anda dokunulmazlığın arkasına sığınarak kırıta kırıta gezenler oldukça bu memleket düzelmez. Politikacılar bir acayiptir. Konuşurken farklı konuşurlar ama iş eyleme icraata gel dimi farklı davranırlar. Artık bu namussuzlukların da son bulması lazımdır. Bu toplumsal bir olaydır. Toplum artık ne oluyor, ne oluyoruz, bu niye böyle deyip sorgulamalı ve titreyip sırtından atmalı bu tipleri. Bu gün bunu yapmazsak ileri günler çok geç olacak. Ülke iyiye gitmiyor. Hepimizin ortak paydası… Yazık oluyor. Dokunulmazlık bu nedenle bir an evvel kakmalıdır.
Kirleten afişler meselesi..
Bugün bir haber vardı. www.haberanaliz.net de. EGE’DE örnek olan bir çalışma sergileniyor. Belediye Başkanı Hakan Tartan talimatı ile görüntü kirliliği yapan çevreyi ve doğayı kirleten. Ağaçlara, panolara, duvarlara, caddelere, sokaklara asılan bu afişler tek tek toplatıldı ve bunları asan ve yapıştıranlara cezai işlem uygulandı. Bravo. Takdire şayan bir çalışma. Ellerine sağlık. Dilerim süreklilik arz eder. Ayrıca tüm metropol kentlerde, Büyükşehirlerde de bu uygulamanın acilen başlaması lazım. Sokak levhasına, trafo binasına, PTT kutusuna, yol ortasındaki çiçekliklere afiş asanlara gereken ceza verilmeli ve bu afişler her yerde toplatılmalı.
Doğal hayatı yok eden BALIK çiftlikleri
Evet, yanlış duymadınız. Denizi yok eden unsurlardan biride KOYLARIN içine ve dibine kurulan Balık çiftlikleri. Ne kadar yazarsak yazalım ve seslenelim bir türlü bu çiftlikler kıyılardan ve koylardan uzak yere taşınmadılar. Bakanlık genelge yayınladı, emir verdi, kırk kez söz verdi ama icraat yok. Sonuç fıssss… Ayrıca tıssss… Balık çiftlikleri ülke geneli deniz kıyılarını yok etmeye, kirletmeye devam ediyorlar. Ses çıkartan duyarlı insanları, çevreci kuruluşları ise HAİN ilan ediyorlar. Artık yeter. Çevre Bakanı ve ilgililer bu BALIK ÇİFTLİKLERİ ile ilgili gereken önlemi, tedbiri ve çalışmayı bitirsinler. Milletin sağlığı ve geleceği ile oynamaya kimsenin hakkı yok.
Bu günlük de bu kadar saygılar.

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank