Bu Kez Tanklarla….
Bu Kez Tanklarla...
Libya'da zafer kazanan Haçlı
Orduları, şimdi Suriye ve İran
saldırılarının hazırlıkları
içindedir.
Emperyalizm son on yıllar içinde, mazlum ülkelere
saldırısında,
kullandığı temel iki stratejisi vardı.
Önce ambargo
uygulayıp, ticari bağları kesip, içeride imkânsızlıklar
yarattıktan sonra,
havadan 90 gün süre ile bombalamak.
Bunu Yugoslavya'nın parçalanması ve
Irak'ın, birinci işgali sırasında uyguladı.
Bu uygulamanın benzeri,
Libya'da altı ay süre ile uygulandı.
Batı medyasındaki strateji
uzmanları, şimdiden Suriye için strateji
önerilerinde bulunmaya başladılar
bile...
Bu stratejistler, Suriye'nin halledilmesi için yukarıda
uygulanan
stratejinin Suriye'de sonuç vermeyeceğini savunuyorlar.
Bu
uzmanların birleştikleri iki nokta var.
Birincisi, müdahalenin tanklar
ile yapılması, ancak bu yapılmadan
önce, Suriye'deki Sünni muhaliflerin,
toplu olarak Türkiye tarafına
geçirilmesi, Türkiye'de eğitildikten sonra,
Türk tankları eşliğinde
Suriye içlerine sokulması.
Uçak kullanmama
fikri, Suriye'nin elinde var olan s-300 füzelerinden
ötürüdür. Havadan
yapılacak saldırının çok zayiat verdireceği ve
müdahalenin yarıda kesilmesi
riskini taşıyacağı belirtiliyor.
Haçlı uzmanlarının söyledikleri doğru
ise, Türk Ordusu AKP ve Amerika
ile bir pazarlık yaptı. Suriye'ye girme
karşılığında, PKK ile
savaşmak.
Gerekçesi de şu; eğer arkamı sağlama
almazsam, arkadan vurulabilirim.
Onun için PKK'nın işini öncelikle
bitirmeliyim.
Şu sıralar yaşadıklarımız, bu senaryonun sanki doru
olduğunu söylüyor.
On yıldır PKK ile mücadele etmek yerine, müzakere
yapan AKP'nin,
şimdilerde, PKK'yı ininde vuracağız diyor.
Diyor ama
bir taraftan da, generalleri tutuklamaya devam ediyor. Bir
taraftan
tutuklamalar sürerken, öte yandan ordunun PKK ile mücadelede
önünün açılması,
tamamen Amerikan planları dâhilinde ilerlemektedir.
Türk Halkının rızası
olmadan, Türk Ordusunu Haçlı ordusu gibi
kullanmak sonsuza kadar sürecek bir
husus değildir.
Suriye savaşının en az Irak işgali kadar sürdüğünü
düşünsek, savaşın
sonunda, ne Suriye kalır, ne de Türkiye. Her ikisi de
harabeye dönmüş
olur.
Her halde o harabenin tepesinde, bu gün ki Haçlı
işbirlikçileri
olmayacaktır. Çünkü onların işi bitmiş, yerlerine yenileri
gelmiş
olacaktır.
Savaş bittiğinde, CIA'nın elindeki kasetlerin, hem
de kasetlerin
içinde rol alan işbirlikçilerin gereği de kalmadığından,
halkımızın
izlemesine sunulacaktır.
Her yeni gün, bir gün öncesini
aratıyor.