Bu Günün Anti Küreselcileri, Yarının Anti Evrenselcileri
Bu Günün Anti Küreselcileri, Yarının Anti Evrenselcileri mi?
İnsanoğlu çoğunlukla görmediğinin bilmediğinin uzağında olanın düşmanı olur. Bu düşmanlık, iki yöntemle kaybolur. İlk olarak, gezip görüp farklı tür ırk ve özelliklerde varlıkları veya insanları tanıyarak, ikinci olarak ta okuyarak.
İMF nin İstanbulda yapılan toplantısı nedeniyle Taksim'de gerçekleşen olayların çıkış nedeni, acaba küreselleşme düşmanlığı mı İMF düşmanlığı mı bunu başta çok iyi ayırmak gerekir. Zira gösteriler İMF nin perde arkasındaki köleleştirme ve sömürme idealini protesto amacıyla yapılmışsa bu gösterilere tatbikatta olmasa da teorik olarak destekçi oluruz. Çünkü sistem, dünya üzerindeki ülkeleri ve de bu ülkelerdeki nüfusu gittikçe daha da fakirleştirmekte ve modern anlamda köleleştirmektedir. Zaten dünyanın kolayca yönetilebilmesi için nüfusun kahir ekseriyetinin fakir ve çaresiz olması gerekmektedir. Aksi takdirde dünyanın yönetimi çok çok zorlaşacaktı.
Taksimdeki talihsiz olaylar eğer sadece "küreselleşmeye karşıtlık" amacıyla çıkmış olsaydı, bu durumda da o olayları çıkaranların karşısına protestonun uygulanmasında olduğu gibi, bu protestonun teorisine de karşı durulurdu.
En başat sömürge devletlerinin küreselleşmeyi bir araç olarak görmeleri gerçeği, teorik olarak küreselleşmeye karşı çıkmayı haklı göstermez. Topyekün olarak küreselleşmeye karşı çıkmak ise, zaten hem eşyanın tabiatına aykırı hem tam anlamıyla mantık dışı bir bakış açısıdır. Üstelik bu protestocuların yerli ürünler dururken sırf (tüketim) alışkanlıkları gereği bizzat kendilerinin hemen hemen tamamının küresel sermayeye veya kartellere hizmet ettiklerini görmekteyiz.
Şundan eminiz ki, taksim meydanındaki bağdan boşanmış çılğın boğalar gibi önüne ne geldiyse saldıran (yine bir kısım güçlerin piyonları olan) kitleler, akşam evlerine gittiklerinde, sofralarında koka kola, (cocacola) ve Malboro (marlboro) olmasa da en azından Winston bulunacaktır. Ben şahsen defalarca öğrencilik dönemimde bu tür çelişkileri gördüğüm için bu tür piyonlara hiç bir zaman prim vermemişimdir. Esas protestoyu hala ve inatla bilinçli ve seçici ürün tercihimle bir TÜKETİCİ OLARAK yapmışımdır. Gerçek ve en etkili tepkininse bu şekilde bireysel ve bireylerin bütüncül olarak birleşmesiyle çoğulcu olarak verilmesi en idealidir.
Gerek İstanbul'da tartışılan konuların, edilen lakırdıların, makyajlama, cilalama veya günü kurtarma deklarasyonları olduğunu da bilmekteyiz. Bir başka çok iyi bildiğimiz bir husus ise, Uluslararası Para Fonu'nun bu toplantıları, dünya gelir pastasının paylaşımındaki yüzdelik dilimlerdeki mecburi değişim veya ödünleşme manevralarıdır. Zira gerek BOB gerekse Kürt açılımı'nın ödülü olarak Türkiye'ye de bazı (zehirli) paydaşlıklar teklif edilecektir.
Küresel Gerçeğin Mutlak Gerçeği:
Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir sözündeki gibi, "küreselleşme" bir gerçektir. Bu gerçeğin kabullenilmesi ise mutlak gerçektir. Teknoloji, küreselleşmenin kabulünü önermemekte, kayıtsız şartsız dayatmaktadır. Bu nedenle "donkişotluk yapıp yaratıcının verdiği nefesi veya sağlığı boşa harcamamak en akıllıcasıdır. Bu demek, ürün kullanımlarında lalettayn kayıtsız kalınmayı gerektirmemeli, anahtarın bireysel eylemler olduğunun veya olacağının bilincine varmalıyız.
Geleceğin Anti Evrenselleşme Olgusu:
Evrenselleşme: (2050 yılı için tanım) Dünyamızdaki hemcinslerimizin evrendeki diğer gezegen ve galaksilerle olan işbirliği veya diyaloglarıdır.
Yaklaşık en fazla 50 yıl sonra anti evrenselleşmeciler türeyecek. Bu günün anti küreselcileri gibi. Anti Küreselciler, küresel ne varsa karşı iken, anti evrenselciler insan türü dışındaki diğer türlerle olan iş birliği veya diyaloğların geliştirilmesine karşı çıkacaklar.
Dünyanın evrendeki diğer yaratıkların istilasına uğraması tehdidine karşı hem cins ve hem türleriyle omuz omuza mücadele verecekler. Küremizdeki bütün insanlığın topyekün olarak, galaksimizdeki diğer medeniyetlere açılım konusunda savaşması çağrısında bulunulacaktır. Yarının anti evrenselcileri diğer galaksilerdeki yaratıklar veya medeniyetlere mücadele ederken, acaba günümüzdekiler gibi, sözleri ve sloganları ile yaptıklarının birbiriyle çeliştiğini farkedebilecekler mi?
Yazı Sözlüğü:
Başat: Önde gelen
Lalettayn: Özensiz, gelişi güzel, önem vermeksizin
Not:
Bu yazı, www.bilgiagi.net, www.bilgievreni.com, www.kamudanhaber.com, www.haberanaliz.net, www.siyasalforum.net, www.gunesgazetesi.net , www.gercekgazete.web.tr, ile, Gerçek Gazete, Balıkesir Demokrat, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Sevgili dostum, dediğin gibi, nefesini boşa harcamak değil, ortaya; yeni, gerçekçi, geçerli, güvenilir tezler koyabilmek gerekir.
Yine yazdığın gibi,küreselleşme bir gerçektir, teknolojik gelişme ekonomik yaşamın hatta sosyal gelişmenin de temelidir.
Önemli olan üründe olsun, yöntemde olsun yeniliği bizim yapabilmemiz ve teknolojik gelişmeyi halkın kullanımına sunabilmemizdir.
Yazına, değindiğin önemli noktalara teşekkürler..
sevgilerimle..halit
Ekim 9th, 2009 at 08:33Evet İMF protestoları ÜZÜM YEMEK DEĞİL BAĞCI DÖVMEK şeklinde gelişmiştir ve amacına da ulaşmamıştır.
Ama ben şunu da düşünüyorum doğrusu, bu grupları dünyada İMF yan kuruşları el altından oluşturuyor ve destekliyor olabilir. Halkta bundan güzel antipati oluşturulamazdı bence. Bu şeytanlığı yapabilecek beceride onlar.
Ekim 9th, 2009 at 15:32GANDHİ
GANDHİ
GANDHİ
.
.
.
YİNE GANDHİ...
Sebebine gelince,
Ekim 9th, 2009 at 22:25Kırmadan, yıkmadan, provake etmeden ve de olmadan gerçek direniş sözde değil özde yapılan direniştir.
Ve bunu dünyada tek beceren kişi Pasif Direniş'i ile Gandhi becerebilmiştir.
Bugün de insanlığın gerçek bir direnişe geçmesi lazım. İşte o zaman gerek küreselcilik gerekse evrenselcilik insanlık için bir değer ve kazanca dönüşecektir. Aksi durumda ikisi de birer manipülasyon aracı olarak insanlığı sömürmek için kullanılan birer retorik olmaktan öteye geçmeyecektir.
Son söz:
Ey insanlık, kalk ayağa...