Bu Gün Coğrafyaya Karışan Yarın Size de Müdahale Eder
Turizm haftası etkinlikleri dolayısı ile ilçemizde de bazı etkinlikler oldu. Ordu Üniversitesi Meslek Yüksek Okulundan gelendavetliler ‘kırsal turizmi’ hususunda Akkuşlu dinleyicileri bilgilendirdiler. Sonra da Ordu Üniversitesi tanıtımı yapıldı. İyi de oldu.
Öncelikle kendilerine bu daveti götüren Milli Eğitim Şube Müdürü Sayın Kemal Yapar çok isabetli bir karar vererek ilçemizde böyle bir faaliyetin olmasında ön ayak oluşu memnuniyetle karşılandı.
Konuşmacı ise Ordu Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Turizm ve Otel İşletmeciği Yardımcı Doç. Dr. Cemile Bahtiyar Karadeniz hanımefendi idi. İlçemize gelmesi bizleri fazlasıyla memnun etmişti. Öyle ya o kadar mesafeyi kat edip buralara gelmesi bir incelik olmalıydı. Özellikle bayan oluşu takdire şayan bir şeydi.
Konuşmasına geciktiği için özür dileyerek başlaması ‘erdemli’ bir davranış olarak kabul edildi. Geldiği yol bilinen yollardan değildi çünkü. Taşıt dahi olsa istenilen hızla gelebilme şansı yoktu.
Bu kadar güzel faaliyetin ardından salonda olması gerekenler yerini aldı. Ancak daha ilk cümlede bizi sukutu hayale uğrattı. Akkuş’a ilk defa geldiğini, yolun kendisini yorduğunu belirttikten sonra böyle olacağını bilse gelemeyeceğine dair laflar etti.
Ben Akkuşlu değilim. Ancak bir yer için böyle ifadelerin kullanılması hiç de münasip olmadığını düşünüyorum. Kimse bu yeri kendisi seçmedi. Atalarından kalma bu toraklar üzerinde doğdular. Ve bunların çoğu el emeği ve alın teri akıtarak geçinen insanlar. Benim gibi masa başında kazanmıyorlar. Bu yolu yüzlerce kişi gidip geliyor. Ama bir defa gelmekle böyle ifadeler kullanmak ne kadar şık durdu onu da bilemiyorum.
Fildişi kulede yaşamak böyle bir şey sanırım. Maalesef milletimiz kendi imkânları ile yaşanabilecek kadar yaşıyor. Buranın adını ‘kırsal’ koymuşlar bir kere. Şuur altına geri veya mahrum şeklinde de yerleşmiş olabilir. Bu coğrafya bu insanlara atalarından kalmıştır. Siz onu beğenmeyecek tarzda konuşma hakkına sahip değilsiniz. Bu gün coğrafyasına müdahale eden, yarın tarihini tanımaz, yarında kendilerini. Bu coğrafyanın insanı ülkenin diğer yerlerinde de olduğu gibi sıcakkanlı ve mütevekkildir. Zorluklar karşısında yılmaz. Ancak kendisi hakkında denilenleri de unutacağını sanmıyorum. Millet ile fildişi kulede oturanlar arasında böyle uçurumların olması ülke bütünlüğü açısından hiç de doğru değil. Zaten bu da yeni görülen bir hadise değil.
Bu arada konuşma metni dinleyiciye göre fazla akademik ya da resmi idi. Konuşmanın sonunda orada bulunan onlarca kişiye sunumu nasıl buldunuz sorusuna en çok verilen cevap ‘Akkuş fotoğraflarının’ gösterilmesi oldu. Yani kişi kendine yakın bulduğunu beğendi. Siz gelip konuşacaksınız ve oradakiler fotoğrafı beğenecek. Bu nasıl bir iş?
Böyle bir çalışma yapılırken önce oraya en az bir kere gidilir. İlk defa gidilmez. Orası en az bir kere teneffüs edilir. Sonra yerinde bilgiler ilmi bilgilerle harmanlanıp sonra sunum için huzura çıkılır. Yolun yoruculuğu milletin suçu değildir. O yolu her gün gidip gelenlerin hatırına ‘susulur.’ Susmanın yargılanacak bir şeyi olmaz değil mi?
Yine de böyle faaliyetlerin faydalı olduğunu düşünüyorum. Kemal Yapar hocamı tebrik ediyor, kendisine teşekkür ediyorum. Yapacağın yaptı ve isminin önünde çok uzun titr veya unvan olan kişileri Akkuş’a davet etti.
Bundan sonra buraya davet edilecek kişilerin ‘yorulmayanlar’ arasından seçilmesi lazım. Yoksa yolun hıncını bizden çıkarmasınlar. Akkuş ve Akkuşlu böyle sözleri hiç hak etmiyor. Millete uzak olanlara ise gereken cevabı gerektiği zaman veren bir milletimiz var. Hani derler ya sillesinin sesi taa Çin’den duyulan.
Zeki ORDU