Bu Anayasa Bu Haliyle Değişmemelidir
Bu Anayasa Bu Haliyle Değişmemelidir
Sevgili okurlarım, ülkemizin hayatiyetinin korunması ve kollanması açısından hepimize büyük bir sorumluluk düşmektedir. Bu itibarla, ülkemizin yeniden yapılandırılması ve sağlam temeller üzerine inşa edilmesine ihtiyacı duyulmaktadır. Bu ihtiyaç, Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurmuş olduğu Cumhuriyetin değiştirilemez maddeleri korunarak, laik ve demokratik ilkelerine bağlı, sosyal hukuk devleti anlayışını hâkim kılan ve onun düzeni içinde, eksiklerin tamamlanmasıyla sağlanmış olur. O zaman cumhuriyetimizin kazanılmış hakları korunmuş olur. Aynı zamanda, demokrasimizde bütün kurulmasıyla güç kazanır. Ülkemizde yaşayan bütün insanların, etnik kökenleri, dini inançları ve ana dilleri ne olursa olsun, insanlık haklarına saygılı ve insanların evrensel değerleriyle bütünleşmesini sağlayan, hukukun üstünlüğü prensibine dayalı yeni bir yapılanma gereklidir. Bunu yaparken de, bu düşünceyi kapsayan yeni bir anayasayla birlikte, kanunlarımızda gerekli düzenlemeği de yapmalıyız. Ancak o zaman ülkemizin huzur ve sükûnunu sağlamış oluruz.
Hiçbir siyasi görüş ve iktidar benim dediğim olur mantığından hareket etme hakkına sahip olmamalıdır. Ülkenin genel menfaati göz önünde tutularak bu hususlarda gerekli uzlaşmalar yapılması zorunludur. Böylece AKP’nin şimdi ortaya sürdüğü ve halka dayatılan referandum şekliyle bu işi çözmeye kalkmak yanlışlıklara sebep olacağı endişesini taşımaktayım. Bence yol yakinken, bu referandumdan vazgeçilmelidir. İhtiyaç duyulduğu şekliyle, sosyal adalet teminatı sağlanarak yeni bir anayasa mutlaka yapılmalıdır.
Geçmiş hükümetlerde dâhil, otuz yıldır kısmı değişikliklerle “12 Eylülcülerin Anayasasını uyguladılar. Şimdide, 12 Eylül Anayasasını aratacak bir değişiklikle, halkımıza onaylatmak istiyorlar. Bize çağdaş ve demokratik gelişmenin önünü açan, emeğin üstünlüğünü koruyan, demokratik açılımları günün şartlarına göre ayarlayan ve sınıf farkını ortadan kaldıran yeni bir Anayasa gerekir. Bunun yapılması içinde sivil toplum örgütlerinden, meslek odalarında, fakültelerimizden ve iş adamlarımızdan ve ya onların temsilcilerinden oluşan bir kurucu meclis oluşturulmalıdır.
Oluşturulacak bu meclis tarafından çağın gerek simlerine uygun, yeni bir Anayasa yapıldıktan sonra, halkımızın oyuna başvurulmalıdır. O zaman derim ki, ülkeyi yönetenler gerçekleri gördü ve gereğini buna göre yaptılar. Buna da hiçbir kimsenin itirazı olmaz. Üstelik büyük bir puanda kazanmış olurlar. Tekrar ediyorum, eğer halkımızın bütün sorunlarını düşünülüyorsa, bu değişikliği geri çekerler. Çekmezlerse, sorumluluğunu çok iyi bilen halkımız, bunların
düşüncelerine alet olmaz, diyorum. Bence yol yakinken dönülmesinde, ülkemiz açısından büyük önem taşımaktadır. Bugün yokluk içinde kıvranan aç ve yoksullarımızın durumu da ortadayken, paralarımızı boşa harcamamalarını diliyorum. Bir günümüzü boşu boşuna harcatmamalarını ve ülkeyi iki gruba ayırıp evetçi- hayırcı yapmamalarını Bekliyorum. Saygılarımla.
Mürsel Adıgüzel
Anayasa,Kanunlar,Halk
Ben 12 eylül de yüzde altmış HAYIR çıkacağını tahmin ediyorum.
Temmuz 29th, 2010 at 15:54Velev ki evet çıkar kabul edilirse halk hatasını 24 ay içinde anlayacaktır zaten ama iş işten geçmiş olcak
Sayın Uğur Bey, görüşünüze sonsuz saygım var. Ama bir söz vardır, "yağmur geçtikten sonra, kepeneği s....n başına tak." Halkımıza dayatılan bu haksız ve gereksiz anayasa maddeleri, umarım sunanların elinde patlar. Böyle fantazi söylemlere kanmaya artık zamanımız yok. Her kes üstüne düşeni yapmalıdır. çaremizde yok.Sevgiler sunuyorum.
Temmuz 30th, 2010 at 00:11Sözlerinizde o kadar haklısınız ki...Ve bunu öyle güzel ifade etmişsiniz ki ekleyecek başka bir söz bulamıyorum.
İnşallah Türk halkı gereğini gerektiği zamanda yapacaktır. (Bazen halk arasında bir söz söylenir. Hani geç düşündüğümüzde) derler ki:Türkün aklı sonradan gelirmiş...Dileyelim bu defa böyle olmasın. Doğruyu görmekte geç kalmayalım.
Hayırlısı için kararımız hayır olsun.
Temmuz 30th, 2010 at 01:08Saygılarımla.