Börtü-Böcek
Kararlıyım bu gün çiçekten-böcekten bahsedeceğim. Bunun verdiği azimle büyük şehirlerde görünmeyen, dağlara, börtü böceğe bakmaya gideceğim.
Olmayınca olmuyor demeyip tekrar tekrar denedim. Ama gerçekten olmayınca olmuyor işte.
Her ne yana bakarsanız bakın bir mesele bir gündem. Kim? Neresinden bulup ortaya atıyor bilinmez ama o kadar konuşulacak konumuz var ki?
Peki ya dün? Dünü hatırlayanımız var mı? Bu günlerde her köşe başında konuştuğumuz konular daha ana rahmine bile düşmeden önce biz neler konuşuyor kimi paralıyorduk?
Valla yaşlanıyor muyum nedir? Ben net hatırlayamadım.
Eminim ki siz de birkaç maddeden öteye gidemeyip dünü , önceki günü net hatırlayamayacaksınız.
Peki ya neden?
Bu kadar hızlı gündem değişiklikleri neden oluyor? Çok mu büyük bir devletiz ki tüm Avrupa'nın bir ayda tüketemediği konuları biz iki satır arasında geçiştiriyoruz.
Çok acil gündem maddeleri arasında neleri kaçırıyoruz?
Meclis açılım-seçilim tartışmaları arasında hala görevini yerine getiriyor tabi ki de. Ancak hangi kanunlar gündemde oluyor? Bu kanun tasarılarını kimler ortaya atıyor? Bu değişiklikler neleri kapsıyor farkında mıyız?
Biraz daha açayım isterseniz…
Bu sene için bir kalkınma planı hazırlandı değil mi? Bir enflasyon hedeflemesi bir de bunun karşılığında ekonomik büyüme paketleri hazırlandı…
Global bir ekonomik kriz yaşandı bu sene malumunuz. Bu krizin etkileri tam olarak gözlenip yaraları sarma külfeti altına gidildi mi? Biraz daha derine inerek basit bir soru sorayım ki bunu hep birlikte cevaplandıralım.
Bu sene içerisinde enflasyon hedeflemesi ve beklenen ekonomik büyüme puanları kaç defa değişti? Biz kaç puanı tutturup, kaç puanda kaldık?
Bu soru karşısında alacağımız cevap aslında gündemin tam orta noktasından ciğerimize dokunması gerekiyor.
Bir yerlerde ekonomik teğet mi geçti yoksa orjine içbükey mi oldu. Kimi teğet geçmişti? Bu kimseler bunu nasıl başarmıştı bilinmez.
Siyaset elbette ki gündemimizi işgal edecek ama insanlar siyasetle karınlarını doyuramıyor maalesef. Tabi bu gündemi siyasetle dolduranların bir yerlerden nemalandıkları kesin ama şimdilik onu bir kenarda tutalım.
Önümüzdeki günlerde de böyle mi olacak? Açılım seçilim derken daralan ekonomiyi, küçülen ülkeyi satır aralarından yoksun mu bırakacağız.
Unutmayalım ki asıl mesele KÜRT-TÜRK meselesi değil. Sokaktan kaç kişiyi çevirirseniz çevirin bunun altında ekonomik nedenler olduğunu göreceksiniz.
Doğu Anadolu’nun sorunu KÜRTLÜK-TÜRKLÜK değil ekonomik, kültürel, sosyal vs tüm yatırımların batı bölgelere yapılıp kendilerinin üvey evlat muamelesi görmesidir.
Sizin ekonominiz ne kadar güçlü olursa sorunları çözme hızınız da aynı doğrultuda kolay olur.
Siz neyi nasıl açarsanız açın, biliniz ki “Aç pehlivan güreş tutmaz”.
Tamam hadi dağdakileri indirdiniz ovaya. Peki onlar iş bulabilecek mi? Neyle geçinecekler?
Zaten ülkemizin doğusunun durumu malum. Siz bunun için kısa-orta ve uzun vadede hangi yatırımları programladınız? Neyin nerelerin temelini attınız, çatısını yaptınız?
Bir şeyleri açarken o açıkları kapatacak yeterli alt yapınız var mı?
Bu tür sorular fizana kadar uzayıp gider yukarıya bakılırsa. Biz en iyisi mi börtümüze böceğimize dönelim. Eee daha daha nasılsınız bakalım? Bu gün nereleri açtık? Gelenleri davulun hangi ritimleriyle karşıladık?...