08 Kas
Büyükşehir yasa tasarısı 1900'lü yıllarda İngiliz ve Fransızların önerisi,
2000'li yıllarda ise ABD'nin önerisidir. Önerinin temelinde Anadolu
coğrafyasının merkezi yönetimden uzaklaştırarak, Anadolu Selçuklu
devletinin beyliklere bölünmesi ve birliği sağlamak için yüzyıl geçmesi ile
rahat nefes alan Avrupalıların benzer özlemidir. Türklerin Anadolu
egemenliğini bin yıldır kabullenemeyen Avrupalılar için kimliksizleştirilen
Türk, etkisizleştirilerek yönetilebilecek Türk anlamına gelir. Ne yazık ki;
Osmanlı son dönem devşirme yönetimi gibi günümüz Türkiye'sinde de
devşirmelerle yönetim ele geçirilmiş ve bu tarihi özlem gerçekleştirilmek
istenmektedir.
BOP genişletilmiş büyük Ortadoğu projesi İslam ülkelerinde yeni haritalar
oluşturmak anlamı taşısa da Türkiye boyutu federal bir Türkiye yanında
özerkleştirilen bölgeler anlamına gelir.
Dünya ticaret örgütünün 2000 yılında aldığı karar, şehir devletleri
oluşturmak böylece dünya yönetimini daha rahat sağlamaktı.
Bunun sonucu olarak Yugoslavya parçalandı. Hedefte İran, Pakistan gibi
İslam ülkeleri, Rusya, Çin ve Hindistan var.
Batı için büyük, kontrol edilemez ülkelerin, dini etnik ayrıştırılması
zorunlu görülmektedir.
Azalan ve yaşlanan nüfus batının en büyük korkusudur.
ABD-İngiltere-Fransa-İsrail'in BOP projesi güvenlik yanında ekonomik
nüfuz alanları ile Çin-Hindistan-Rusya-İran etkinliğini azaltmayı amaçlar.
Türkiye'nin iç sorunlarla yerel yönetimlerin güçlendirilerek federatif
yapıya dönüştürülme projesinin Avrupa birliği ve ABD'ce ısrarla
istenmesinin temelinde yeni dünya düzeni yatmaktadır. Türkiye'deki
iktidarın da bunu benimsemesinin temelinde İstanbul başkentli yeni Osmanlı
imparatorluğu hayali istemi yatmaktadır.
İlimunate'nin Yalta konferansı ile ikinci dünya savaşı sonrası dünya
örgütleri kurması aşaması şimdilerde küçültülmüş devletçiklerle dünya
hükümeti kurmaya yönelmiştir.
Konuyu bu bağlamda ele alındığında büyükşehir yönetim değişim ısrarının kim
için ne amaçla ısrarla Türkiye'de uygulanmak istendiği daha rahat anlaşılır.
Yasa ile Oslo görüşmeleri ve varılan mutabakat arasında bir bağ vardır. Osla
görüşmeleri ABD CIA ve İngiliz M16 tarafından organize edildiği onların
gözetiminde anlaşma metinleri hazırlandığı bilinmektedir. Oslo; ABD'nin
öngördüğü şartların taraflara kabul ettirilmesi mutabakatıdır. Dolayısıyla
yerel yönetim yetki alanı zaten İktidar yetkililerinin ABD ile
sürdürdükleri görüşmelerde netleşmiş durumdadır. Bu PKK mensuplarına da
Türk yetkililerince birinci ağızdan bildirilmesi durumudur.
* *
Yasa; Türkiye'nin eyaletlere bölünmesini getiriyor, Özellikle yeni anayasa
yazım çalışmaları ile birlikte Yeni Türkiye projeksiyonu çiziliyor. Türkiye
coğrafyası tarih boyunca üniter yapıda yani merkezi yönetimle varlığını
etkinliğini sürmüş büyüymüş güçlü olmuş, Balkanlar Kafkasya ve Ortadoğu'ya
egemen olmuş bölgedir. Ne zaman ki merkezi yapı dağılmış, bölüme ayrışma
başlamış ve dış üçlerin işgali sağlanmıştır.
Yeni anayasa çalışmaları da zaten İktidar milletvekillerinin, bürokratların
ve adalet bakanlığı yetkililerin ABD'ye sık sık ziyaretleri ile
şekillenmiştir. İspanya, Belçika, İrlanda gezileri ile bölgesel durum
incelenmiş, tasarı somutlandırılmış durumdadır. Yani AKP'nin ABD ile
İngiltere ile Fransa ile PKK ile anlaştığı anayasa metni hazırdır. Sorun
bunun kamuoyuna ne zaman ne şekilde nasıl sunulacağı konusudur.
Yerel yönetimler yasası hazırlanmış anayasanın yerel ve merkezi yetki
durumunu göstermesi açısından çok önemli bir göstergedir.
Yasa PKK'ya silahı bırakma karşısında bir rüşvettir. PKK'nın silah
bırakması ya da bıraktırılması söz konusu değildir. PKK Ermeni Asala örgütü
yerine kurulan bölge halkına silahlı mücadele ile kimlik kazandırma
örgütüdür. Kürt Teali cemiyeti ile İngiliz muhibler cemiyeti ile 100 yıl
önce İngilizler tarafından oluşturulan ve yerli isyanlar olarak sürdürülen
politikanın şimdi örgütlü silahlı yapısıdır.
Tasarı aynı zamanda başkanlık hayali yolunda atılan bir adımın alt
yapısını mı oluşturmaktadır. Başkanlık ya da yarı başkanlık modelinden
hangisi olursa olsun Federal Türkiye Cumhuriyetine ilişkin anayasa
taslağını hazırladıkları kanaatindeyim. Kuşkusuz yerel yönetim tasarısı
Türkiye'nin yönetimi değişimin adımlarından en önemlisidir.
Tasarıya karşı muhalefet partileri ciddi bir tavır göstermemektedirler.
Türkiye'nin sorunu; ciddi kararlı bilinçli muhalefetin olmamasıdır.
Muhalefet partileri kendi içlerinde bütünlük taşımıyorlar. Her iki
muhalefet parti milletvekilleri halkın içinde değiller, halkı aydınlatma
çabaları yok. Sadece liderin belli konulardaki açıklamaları ile muhalefet
yapılmaz. Kitlesel etkinlik yok. Bölgesel aydınlatma çabaları yok. Meclis
dışı partiler, sivil toplum örgütleri bu faaliyetleri sürdürüyor. Ancak
yeterli değiller, etkin olamıyorlar.
Medyanın güdümlü hale gelmesi halkın bilgilenmesini de kilitlemiş
durumdadır. Geniş halk kitleleri ne yazık ki olan bitenden habersiz
durumdadır.
Tasarının hazırlanmasında AB ve ABD'nin etkisi açıktır. Tasarı İngiliz ve
Fransız odaklı AB'ın yüzyıllık rüyasıdır. Yine tasarı ABD'nin Wilson
prensipleri ile başlayan günümüze kadar devam eden eyaletler bölünmüş
etkisiz güdümlü Türkiye projesinin son halkasıdır.
Günün Sözü: Tarih ülkesini ve milletini bölen hainlerin akıbetlerini
yazar.