Bölünme Böyle Olur
Dedik ki “Yapmayın, ülke bölünür.” Mesela, “TRT 6’yı kurmayın, bölünmeye giden yoldur bu!” dedik. Kuruldu ve dediler ki “Ülke bölündü mü? Görüyorsunuz bölünmezmiş”.“Yapmayın, terör örgütü ile anlaşmayın. Teröriste güvenilmez. Bunlar Türk milletini defalarca aldattı.Yapmayın!” dedik. Anlaştılar, hem de gizli olarak, halktan nasıl anlaştıklarını saklayarak yaptılar bunu. Birkaç ay sakinlik olunca dediler ki “Gördünüz mü?” Demek ki ülke bölünmezmiş. Siz paranoya içindesiniz. Bak bölünmedik.”
“Açılım bizi böler, yapmayın, etmeyin. Bunların isteklerinin sonu gelmez.” dedik. Bize güldüler ve “açılım” denilen bölünmeye hız veren işlemi gerçekleştirmeye başladılar. Gene o malûm ve yaltakçı kesim; “Bakın, bölünüyor muyuz? Barış gelecek, analar ağlamayacak.” dediler.
Bugün ne oldu? Bölündük beyler, sayenizde bölündük. Demek ki bizim söylediklerimiz, yazdıklarımız paranoya değilmiş.
16 Haziran 2013 günü Kürdistanî Topluluklar Birlik ve Çözüm Komitesi güya “tarihi kararlar” alıyor ve sonuç bildirgesi yayımlıyor. Ne kararlar alıyor biliyor musunuz?
1. Kürdistan, halkların tercihleriyle statülerini (özerlik, federasyon, bağımsızlık) belirleme hakkına sahiptir.
2. Kürdistan halkı anadilde eğitim ve Kürtçe’nin resmi dil olmasını anayasada güvence altına alınmasını talep eder.
3. Abdullah Öcalan özgürlüğüne kavuşturulmalıdır.
4. Cezaevlerindeki tüm KCK suçluları serbest bırakılmalıdır.
5. Birleşmiş Milletler, İslâm Konferansı Örgütü, Avrupa Birliği sorumlu davranarak müdahil olmalıdır.
6. PKK, terör örgütü listesinden çıkarılmalıdır.
Akil insanlar dedikleri, bölücü, Kürtçü, yıkıcı misyonu kendisine uygun görmüş aralarındaki kişiler Başbakan’a verdikleri raporda neler önermediler, neler?
-Sürece zarar veren (tabi ki kendileri böyle düşünüyor) dil bırakılsın. Yani PKK’ya terör örgütü denmesin, Apo’ya bebek katili denmesin vb.
-Şeyh Sait, Seid Nursî, Sayit Rıza gibi şahsiyetlerin (cumhuriyet düşmanlarına ve isyancılara) itibarları iade edilsin.
-Türk Bayrağı, Türk Milleti, Ne Mutlu Türküm Diyene, Türkün Türk’ten Başka Dostu Yoktur, Bir Türk Dünyaya Bedeldir, Türkiye Türklerindir gibi akillere göre kalıplaşmış bu sözlerden vazgeçilsin.
-Abdullah Öcalan serbest bırakılsın, PKK’ya af getirilsin.
-Eyalet sistemine geçilsin.
-Tek dil, söyleminden vazgeçilsin. Ana dilde eğitim olsun.
-Karakol yapımları durdurulsun.
İşte gördünüz mü bu akil adamlar neler istiyor? Bu bölünme isteği ve önerisi değil midir?
Bu arada “açılım süreci”nde hiçbir olay olmuyor, yandaşlara ve aymazlara göre…Ama PKK, komutanların helikopterlerine ateş açtı. PKK şehre indi. Cizre de sözde polis teşkilatlarının asayiş biriminde yer alan bir kuruluş ihdas etti. Mezuniyet diploması dağıttı. Bu diplomalarını açtıkları paçavralar ile tören yaparak dağıttı. Sözde polisler, yemin etti. Törenden sonra yol ve araç kontrolleri yaptı. Hepsi de tek tip üniforma giyen bu sözde polisler mezuniyetlerini yaylada havai fişeklerle kutladılar, halay çektiler. Bu arada devlet yoktu Cizre’de. Şu anda Diyarbakır’da ve Güney Doğu’da zaten devlet yok.
Güvenlik güçleri bölgeden çekildi. Meydan PKK’ya kaldı. Bu örgütün bir gençlik yapılanması var: Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H). Bu örgüt güney-doğuda tüm evlere “zafer” kazandıklarını beyan eden bildiriler dağıttılar. Bildiride tehditler bulunuyor. Diyorlar ki: “Biz ateşkes yaptık, silâh bırakmamız söz konusu değildir.” Bildiride “Kırk yılı aşkındır özgürlük hareketimiz ve halkımızın büyük bedellerle verdiği özgürlük mücadelesi zaferin eşiğine dayanmıştır.” Ve bir yerinde aynen şunları söylüyorlar :”Büyük direnişimiz karşısında çaresiz kalan sömürgeci barbar T.C. önderliğimize, teslim olmak zorunda kalmıştır.”
“İktidar kibirli ve soykırımcı AKP yenilmişliğini gizlemek için satın aldığı özel savaş medyası ve onurlarını satan kalemşorlar tayfası üzerinden kendini güçlü gösterme çabası içindedir.”
“Sömürgeci T.C. ile eşit koşullarda değiliz. Anavatanımız Kürdistan halâ işgal altındadır”
“Askerliği meşru gösterenler ajan ve işbirlikçi olarak mahkum edilmeli ve açıktan askerliğe giden, toplumuna ve değerlerine ihanet etmiş olarak teşhir edilmelidir.”
“Önder Apo’nun özgür olmadığı bir barış bizim savaş gerekçemizdir.”
Gördünüz değil mi açılımın sonuçlarını? Bu açılım süreci ile hiçbir zaman barış gelmeyecek. Bunu halkımız bilsin, öğrensin.
İşte PKK bu! İşte Kürtçülük bu! İşte ihanet bu! Ey kalemşorlar! Artık görün, anlayın neler olduğunu! Artık üç kuruş için kalemlerinizi satmayın, gerçekleri yazın.
PKK bu arada asker kaçırdı, dört gün tutsak etti. Bazı kişileri, o sözde polislerle sorguladı. Söz de polislerle, Türk polisi çatıştı, yaralananlar oldu.
3 Temmuzda Kayacak Köyü Karakolu’nu PKK bastı ve bir askerimizi şehit etti.
Şimdi soruyorum yandaşlara, yalakalara, aymazlara ve süreci destekleyenlere; bu bölünme değil midir?
Biz şimdi bölünmedik mi?
Bölünme nasıl oluyor acaba? İllaki toprakların belirlenip giriş-çıkışların pasaportlarla yapıldığı sınırlar mıdır? Beyler, bunun adı bölünmedir. Bu açılım değildir. Bu çuvallamalar, bu demokratikleşme değildir. Gözünüz aydın liboşlar, bölücüler ve hainler!