content 1977 Trabzon doğumluyum/evli ve bir çocuk annesiyim. yerel bir gazetede ve İnternet bir edebiyat dergisinde yazılar yazıyorum. k.t.u mezunuyum.
12 Şub

Bölüm Bölüm “Bölünüyorum Zamana”

Emanet duygulara rastgele inanıp yaşama anlam vermeye çalışarak, kaybedilen zamanı geri getiremiyoruz bir süre sonra. Hayatın daimi iyi niyetlerine gölgeler koyup, gönderiyoruz her şeyi tarihe.

Bir sömürüdür, aklın yollarına gönderdiklerimiz. İleti gitmeyen bir sürü kelime takılıp kalıyor asılsız sahnelerde. Kahramanları belli bir hayatın kahramanlarına yazılan birçok hikâye firar ettikçe, yanıp yakılıyor bedenlerimiz. Manen biten duyguları sürükleme gereği de olmuyor-olmayacakta, bu gerçek azmanı hayaller ve entrikalar masalında. Yaşanılanların telafisi yoktur, emanet deyipte saklamanın hiçlerde hiç telafisi yoktur. Tezatların sahnesinde zorlanarak kendimizden neler kaybettiğimizi bile bile yaşamanın hiçççç telafisi yok. Başkalarının İkame hayatlarına yaslanıpta, gözyaşlarını akıtmanın akılsızlığına çeyrek atmanın sınırı koymak gerek artık.

Habu akan dereleru durdurun kardeşum

Nedur yaşaduğumuz habu çaresuzluk

Gaybanadur saniyeler zamanumu zamansuz eden

Deliluktur bilmeduğumuz şu hayatun içine yaslanmak Hangi lehçede olursa olsun yürüdüğümüz dünya aynı dünya. Nerede yaşarsak yaşayalım, acı aynı acı. Tutuksuz yargıladığımız şu alemin suçlusu da bizleriz, hakimi de hekimi de. İllegal bir rastlantıymış gibi yaşanan anı, yaşamanın faydasızlığından kurtulmak gereklidir. Süresiz baktıklarımızdan kurtulup netice almaya çalışmakta, neticeleri yol üzerine sermekten başka bir şey yapmayacaktır bizler için.

Mene daim edebileceğim menleri

Sene bırakıpta senden sene gelir şu biçare üreğim… Yargılayarak geçirdiğimiz hasletlerimize set çekerek, yüzsüzce yüz edinmenin saati yok olur sandığımız olmazlara dayanır kalır. Geleceğimizi daraltıpta, daralmanın laf üzerine kurulu dünsüzlüğünü kırmak gerek her defasında. Tefekkürlerle irşad edip, aklımızla tümleri ifşa etmek gerek. Önyargıların alemi getirdiği kararsızlık hezeyanlarından kurtulmak adına, yargıların eldeli toplamasını yanlış yapıpta elde kalanı da yok etmemenin şavaşını vermeliyiz.

Hayatın dili yok, yok olan zamanın kendisi

Endişelerin gafleti, gafletin içindeki adaletsizlik delâleti

Delâletin kamburu büyük, geçmişten gelen yükü çok

Asabiyetin yükünün topyekûn yüküdür geleceğe… Nedir bu nedensizlik girdaplarına takılıp kalmak için çırpınmanın anlamı? Meâlsizdir, bu tür sorulara verilen cevaplar. Taslaksızdır, anlık kurgulanan hayatlar. Irksızdır, dilsizdir ve çaylaktır; allanan pullanan anatomiler. Irkı olmayan tek dil sevgidir;

Sevgi lâl’dir, sevgi âmâ’dır

Sevgi kahkahalarda gizlenen tebessümdür. Kahkahalar sessizdir, sessizlik sustukça günahlarda sualsizdir. Günahların astarı yırtıldı, ağlıyor dualar firarda…

Cehennemim olsa düşüncelerim

Sessizlik kadar yakmaz yüreğimi

Yüreksizliğim ondandır belki de

Aman vermeyen geceleri bölüpte

Bölüm bölüm bölünüyorum zamana… Geçmişten geleceğe emanet ettiğimiz tüm duyguların zürriyeti de, insanî hürriyetin kapıları ardında gizlidir. Kalp mabettir; sevabı da günahı da, helali de haramı da; yasağı da yasalı da; aşkı da acıyı da içinde saklar emanet nedir bilmeden ve ihanete el değdirmeden.

SELAM VE DUA İLE KALBİMİZİN KIYMETİNİ BİLELİM…

HER KALP KENDİ MABETİ SINIRLARI DAHİLİNDE HAYATA VE HAYATLARA ANLAM KATAR.

Etiketler : , , , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank