BM Seçimleri ve Yeni Paradigma…
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 14 Ekim tarihinde TBMM Grup Toplantısında; "Allahın izniyle BM Güvenlik Konseyi'ne sürekli olmayan aza statüsünde seçileceğiz. Eğer seçilirsek ki – büyük bir olasılıkla seçileceğimize inanıyoruz – ilk kez dünyada 5 yıl aradan sonra bir ülke tekrar
seçilmiş olacak. Bu da Türkiye'nin ehemmiyetini gösteriyor. Biz Türkiye'yi dünyanın her yerinde temsil etmeye, en kuvvetli şekilde hakkın, hukukun ve beynelmilel sulhun garantisi olmaya devam edeceğiz" dedi.
****
Sonra ne oldu? Seçilemedik.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konse-yi'nde geçici görev yapacak olan beş üye için yapılan seçimde; Venezula 181, Malezya 187, Angola 190, Yeni Zelanda ise 145, İspanya 132 oy alarak seçilmiş.
****
"İlk turda Türkiye 109 oy, İspanya 121 oy, ikinci turda Türkiye 73, İspanya 120 oy almış. İki ülke yine yeterli oya ulaşamayınca seçim üçüncü tura kalmış ve burada kazanan taraf 132 oyla İspanya olmuş. Türkiye 60 oy almış. Yeni Zelanda en son 1993-1994, İspanya ise 2003-2004 yıllarında BM Güvenlik Konseyi'nde yer almış." İlk turda aldığımız 109 oy, son turda 60 oya düşmüş.
****
Ayrıca "Türkiye üç kez geçici üye olmuş. Türkiye, 2009-2010 yıllarında BM Güvenlik Konseyi’nde geçici üyeydi. Türkiye 2009-2010 dönemi için gerçekleştirilen seçimde 151 ülkenin desteğini alarak ilk turda Konsey'e seçilmiş. Türkiye, BM Güvenlik Konse-yi'nde 1951-1952, 1954-1955, 2009-2010 yıllarında geçici üyelik görevinde bulunmuş, 1961 yılında ise iki yıllık dönemi Polonya ile paylaşarak bir yıl BMGK'da yer almış."
****
Başbakan Davutoğlu ne demişti grup konuşmasında, "İlk kez dünyada 5 yıl aradan sonra bir ülke tekrar seçilmiş olacak. Bu da Türkiye'nin ehemmiyetini gösteriyor."
Davutoğlu aynı zamanda; "Biz Türkiye'yi dünyanın her yerinde temsil etmeye, en kuvvetli şekilde hakkın, hukukun ve beynelmilel sulhun garantisi olmaya devam edeceğiz" de demişti.
****
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ne demişti: Dünya beşten büyüktür.
BM'in 193 üyesi var. Bu demek oluyor ki, dünyada 200'e yakın irili ufaklı devlet var. Konseyin beş daimi üyesi kimler? Çin, Rusya, ABD, İngiltere ve Fransa. Geçici beş üye devlet ise; Venezula, Malezya, Angola, Yeni Zelanda.
****
Yapılan seçimlerin ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin BM'nin önemli bir üyesi olduğunu ve önemli inisiyatiflerin öncülüğünü yaptığını belirterek; "Burada bugün seçilemedik diye buradaki sorumluluklarımızdan da, katkılarımızdan da vazgeçemeyiz" dedi. Çavuşoğlu ilk turdan sonraki oylamaların konjonktürel gelişmelere bağlı olduğunu söyledi.
Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin dış politikalarında bağımsız hareket etmesinden hoşnut olanların yanı sıra rahatsız olanların da olduğunu belirterek, "Bize oy verirken bundan dolayı oy vereceğini söyleyen çok sayıda ülke vardı" dedi.
Çavuşoğlu; “İlkesel duruşumuzdan dolayı rahatsız olanlar olabilir. Ama her zaman olduğu gibi bizim tutumumuzun belli bir zaman geçtikten sonra ne kadar haklı olduğunu itiraf edenler de oluyor. İleride de böyle olacaktır. Dolayısıyla biz oy kaygısıyla, bazı ilkemizden, tutumumuzdan, duruşumuzdan da vazgeçemeyiz. Bizden beklentisi olan ülkelerin sesi ve vicdanı olmaya devam edeceğiz” diyerek, dış politikada ki izledikleri yol haritasını izlemeye devam edecekleri mesajını vermiş.
****
Tüm bunlardan yola çıkarak, kimilerinin yaptığı gibi Türkiye'nin izlediği dış politakanın yanlış olduğunu, çıkmaz yol olduğunu söylüyorlar.
Ancak şunu da kabul etmek gerekiyor, BM'de dahil, bugünkü uluslararası tüm kurumlar eski paragdigmanın şekillendirdiği, ortaya çıkardığı kurumlar. Özellikle 2. dünya savaşından sonra ortaya çıkan, soğuk savaş döneminin kurumları.
****
Şunu kabul etmek gerekiyor ki, BM yeni paradigmaya göre dönüşecek. Ancak bu uzun bir süreci; tüm olumsuzluğa rağmen Türkiye'nin ilk turda aldığı 109 oy, sonrasında 60'a düşen oy ve ilk turda BM üyelerinin yarısından fazlasının oyunu almak önemlidir.
Yeni BM'yi, beşten büyük olan dünyayı buradan okumaya çalışmak daha anlamlıdır. Ve yeninin oluşumunu öyle birkaç yılla okumaya çalışmayın, daha önümüzde çok yıllar var.
****
Ortadoğu'da, Mısır, Suudi Arabistan gibi ülkelerin Türkiye'yi desteklememeleri anlaşılabilir şeylerdir. Çünkü onlara benzer ülkelerin durumları, yeni paradigma içersinde olumsuzluktur vede gelecekleri sorunludur.
Türkiye dış politikasını yeni paradigma ve yeni cumhuriyet temelinde okumak gerekiyor. AK parti düşmanlığı ve yeniden kurulmaya çalışılan yeni cumhuriyete eski cumhuriyet değerleri üzerinden karşı olmak ve küfür etmek eksikliktir.
Son söz: Sevgili Hayati Kaya, geçtiğimiz günlerde Naci Kaplan'ın bir sözünü paylaşmıştı: "Kendisinin kesin kuralları olan, herhangi bir din, ideoloji vb. guruba, bir siyasi partiye ait hisseden taraftar insanın en büyük saçmalaması; özgürlükten söz etmesidir."
Bir yere ait değilseniz, olaylara objektif bakabilirsiniz. Bir yere bağlılık yemini etmişken hemde namus sözü vermişken ve üye iken nasıl olupta objektif bakacaksınız ki, nasıl olupda yeni gelişmeleri doğru okuyabileceksiniz ki?