Bize Gökyüzünden Gülümseyin Çocuklar
Oğlum önceki gün sosyal medyada kısa bir yazı paylaştı.
Terör, mitingde olan babam 10-15 saniye daha yürümüş olsa, belki beni de bugün babasız bırakacaktı. Ama onlarca çocuğu babasız, annesiz bıraktı.
Gerçekten tarifi çok zor bir duygu.
Bu saldırı sadece miting alanındakilere değil insanlığa ve barışa yapılmış bir saldırı. Ben bugün babamı kaybetmedim ama dünya bir kez daha insanlığını kaybetti! Türkiye’yi ülkeyi saran büyük acı evimizde böylesine iki kez kemiklere kadar hissedildi.
Yüreğimiz yüzlerce parçaya bölündü.
***
Biliyor musunuz en çok bu saldırıyı öngörmemiş olmama şaşırıyor, kahroluyorum. Tamam istihbarat elemanı değilim.
Ancak son altı aydır gündem ne zaman sakinleşme eğilimi gösterse, terör örgütüyle ateşkes anlaşması olacağına dair sinyaller artsa, ardından büyük bir patlama, gündemi değiştirecek saldırılar peşi sıra geliyor. Açık ki, Ortadoğu’da büyük oyunun, pazarlığın, rövanşı içindeyiz.
Bunları gör, deli gibi Sun Tzu – Savaş Sanatını oku, Naom Chomsky’nin Tehlikeli Güç’üne bayıl sonra da en sevdiklerini, arkadaşlarını dostlarını “benim için de halay çekin” diyerek uğurla.
İyi hoş da, derinlemesine düşünmek ne fark ettirecekti. Tertip komitesini arayıp, konjonktürel riskleri mi aktaracaktım.
Benim ki de kendine kızgınlık işte. Diyelim ki tanıdıklarımı göndermedim ya diğerleri.
***
Gözlerinden umut fışkıran, yerlerinde duramayan gençler, çoluk çocuk şenlik içinde barışa gidenler.
İzmir’in kayıplarından, Tarım OrkaSen İzmir Şubesi yönetim kurulu üyesi Mesut Mak, mali müşavir Ayşe Deniz’i tanıyan arkadaşlarım anlatıyor. Pırıl pırıl hayat dolu insanlardı diyorlar. Yaralılardan Makine Mühendisleri Odası İzmir Şubesi çalışanı Arzu Özgülsüm Ön ve İsmet Uslu yakın tanıdıklarım. Peki kim onlar. Anarşist mi, profesyonel eylemci mi, etnik, dinsel, mezhepsel ayrımcılığın bir parçası mı, provakatör mü?
Hayır, hiçbiri ile ilgisi olmayan, ülkede barış olsun diye çabalayan mütevazı sessiz çoğunluktan insanlar.
***
Lanet terör belasının eğer basamakları varsa en haini ve kalleşi bu saldırıdır.
Çocukları katletmekle barış isteyenleri parçalamaktan daha adi bir şey yok.Kim hangi fraksiyonsa ve şu anda hangi maşayı tutuyorlarsa, yerin dibine batsın dünyayı kurtaracağını sanan politikaları, ulvi(!) küresel, ulusal stratejileri.
***
Yüreğimiz yanıyor, çok yanıyor.
Lütfen güzel gözlü çocuklar, barış için bedeni paramparça temiz yürekli insanlar, asıl siz bizi yalnız bırakmayın.
Gökyüzünden sık sık gülümseyin.
Dünyayı kendi stratejileri, çıkarları için dizayn etmek isteyen karanlık güçlerle mücadele gittikçe zorlaşıyor.
Söylecenek son sözü değerli sanatçı Levent Kırca giderayak vurdu yüzümüze.
Tüm kayıplarımızı rahmetle anarak bitirelim. Dik durun. Adil olun, sabırlı olun, enerjinizin sirayet etmesine müsaade edin. Daha iyi bir dünyada görüşmek ümidiyle. Atatürk’le kalın, Cumhuriyetle kalın, hoşçakalın!!