Bize Düşman Gerekmez…
Türk ve İslam Dünyalarına bakıyor ve müthiş üzülüyorum. Tam bir perişanlık, tam bir acizlik, tam bir zillet içinde, sürükleniyoruz.
1-Türk Dünyasının nüfusu 400 milyon; İslam Dünyasının da 1,7 milyar. 199 devletin 57’si Müslüman. Dünyada, 1.5 milyar Protestan, 1.2 milyar da Katolik yaşıyor.
a)Müslüman ülkelerin hepsi birbiri ile kavgalı. Hiçbir zaman ve hiçbir konuda, bir araya gelemiyor, bir güç teşkil edemiyorlar.
b)Hiçbirinde; gerçek demokrasi-hukuk düzeni-fikir, ifade, inanç ve teşebbüs hürriyetleri-mal ve can güvenliği, eğitim kalitesi, ileri teknoloji, fütüroloji kavramı(geleceğe yönelik stratejiler), hatta kısa ve orta vadeli planlar-geniş ufuklu yöneticiler, mevcut değil.
c)Hepsi, birer emperyalistin(ABD, İngiltere, Rusya, Çin, Fransa, Almanya, İsrail, Hollanda, Belçika, Vatikan vb.) esiri, kuklası, uşağı durumunda. Hiçbiri bağımsız değil. Tümünün kaynakları, bu sömürücüler tarafından çalınmakta. Hiçbirinde huzur yok. Sömürgecilerin kurduğu ve yönettiği terör gruplarının saldırısı altındalar. Ya da birileri ile savaşmakta, silah tacirlerine servetler akıtmaktalar. Terör, darbeler, saldırılar, suikastler birbirini takip etmekte. Soykırımlar yaşanmakta.(Irakta, Suriye’de, Filistin’de, Bosna’da, Myanmar’da, Uygur Özerk Bölgesinde, vs. vs.)
d)Tüm Türk ve İslam Dünyası; başta evanjelist ve Siyonist şer işbirliği olmak üzere, tam bir Haçlı saldırısı altındadır. Kurulan sahte mezhepler, tarikatlar, cemaatler; Satın alınan sivil ve askeri yöneticiler; din adamları, (Guya) cemaat liderleri; krallar, emirler; kışkırtılan mezhep çatışmaları; Müslüman kılığına girmiş, hahamlar, papazlar; Yüz binlerce (Rockfeller, Roschild, Gates vb. mihraklarca finanse edilen) misyoner; Masonlar, illimünati kuklaları; Şer yuvası, misyoner okulları ve kiliseleri.
Her gün; İslama karalamaya yönelik, hadis-fetva vb. uydurmaları ve bunlara uşaklık eden, devamlı kadını aşağılayan, devamlı belden aşağı fetvalar üreten, sahte din bezirganları. Beyni apış arasına inmiş, ahlaksızlar…
e)Siyonist hâkimiyetindeki medya kanalları ile başarıyla uygulanan, müthiş bir “kültür emperyalizmi” ile tüm beyinler yıkanmış, kavram ve ahlak kargaşası gerçekleştirilmiştir. İslam Dünyası, tam anlamı ile cahil bırakımlı; ne Dinini, ne de Dünyasını bilmeyen duruma düşürülmüştür.
f)Önemli kişilerin koyunlarına sokulan kadın ajanlar-metresler-dadılar da işin çabasıdır. Elbette; bu soygun ve sömürü düzeninin en büyük destekçilerinin ve vasıtalarının, Birleşmiş Milletler, NATO, IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Merkezi, Dünya Sağlık Teşkilatı, vb. kuruluşların olduğunu da, zikretmemiz gerekir.
2-Emperyalistler de, amaçları da, icraatları da bellidir. Her şey açıkta cereyan etmektedir. Peki, ama biz bunlara karşı, ne yapıyoruz? Ne tedbirler alıyoruz? Ülkelerimiz ve halklarımız adına hangi fedakârlıkları katlanıyoruz? Ne yazık ki, sadece laf üretiyoruz. Sevgili Peygamberimizin(SAV); “Her toplum, layık olduğu yönetim ile idare edilir” Hadis-i Şerifine kulak asmıyoruz. Mevcut perişan halimizi düzeltmeyi düşünmüyoruz. Sadece, dış mihraklara, üst akıllara (?) kızmakla yetiniyoruz.
a)Nedir, bu perişan halimiz? İslami hassasiyet, ihlas, kaybolmuş. Sadece, şekilcilik var. Kul hakkı –Hz. Allah (cc) korkusu-Haram, Helal titizliği, kaybolmuş. Tüm dini ve ahlaki değerlerimiz dejenere olmuş. Fuhuş, Zina, Sapıklık, Tecavüz, Dönmelik, Oğlancılık, İçki, Kumar, Uyuşturucu, Rüşvet, yolsuzluk, kayırma, torpil, yalan, görgüsüzlük, israf, lüks tutkusu, vb. zirve yapmış. Kula kul olmak, Dalkavukluk yapmak, Haksızlılar karşısında suskun kalmak, Dünya çıkarları için ahreti satmak, mal ve para hırsı her tarafı sarmış. Herkes, günü gün etmek peşinde.
b)İslamın özüne, gerçekleri anlatmayan, politikacıların emrine girmiş, din adamları.
c)Aklını kullanmayan, okumayan, araştırmaya, kültürsüz, cahil, tefekkür ve tezekkürden habersiz, vurdumduymaz, pısırık, çıkarcı, idealleri ve hedefleri olmayan, yığınlar…
Biz yabancılara kızacağımıza, önce kendimize kızalım. Aksi halde, eşekliği kabul edene, semer vuran çok olur.