Biz Yozgatlı Olmaktan…
Yozgatlıyız diyebilmek bazı dostlarımıza zor geliyor olabilir. Yaşanan son olay bizlerin de gönlünde derin yaralar açtı. Bayram şekeri toplayan çocukların cesetlerinin Çayıralan ilçemizde bunduğunu duyar duymaz içim cız etti. “eyvah!” dedim birilerinin Yozgat’ı karalaması için fırsat doğdu yine. Yüreğimde acısını hissettim. Adı sanı köyü lazım değil. Yozgat ismi geçince rahatsızlık duydum, Yozgat adına endişelendim.
Bu çocukların kaybolduğu günden beri ailelerin feryadını dinliyor çok üzülüyordum. İki yıl sonra cesetlerinin Çayıralan ilçemiz sınırları içinde bulunduğunu katilin yakalandığını duyunca ikinci bir şoku yaşadım. Kayseri’de yaşamasına rağmen cinayeti de orada işlemiş olmasına karşılık çocukların cesedini getirip Yozgat topraklarına gömmesi, bu hainin bize vurduğu en büyük darbe olmuştur. Yurtdışında işlediği suçtan dolayı sürülen ve yaşantısına Kayseri’de devam eden bu zatın Yozgat adını kullanması, cesetleri Yozgat’a gömmesi. Bizim için hüzün kaynağı olmuştur.
İl dışında yaşayan birkaç hemşerilerimizle görüştüm. Kullandıkları kelime şu oldu “Yozgatlıyız demeye utanıyoruz!..” oysa ben utanmıyorum, göğsümü gere gere Yozgatlıyım demeye devam ediyorum. Bir hemşerim ben Kırşehirliyim, bir başkası ben Çorumluyum diyordu.. yok arkadaş ben doğma büyüme Yozgatlıyım, Yozgat’ta ömrümü tamamlayarak Sarıtopraklık’da gömülmeye adayım.
Bu tepkimi yanlış anlamayın! Toplum cinnet geçiriyor. Bakın yurdun her bir köşesinden buna benzer olaylar yaşanıyor. Kültürel erozyona uğruyoruz. Ahlaki çöküntüyü iliklerimizde hissedir hale geldik. Kumar, içki, eroin, esrar, fuhuş, mafya çeteleri, hırsızlık, dolandırıcılık, kapkaç, olayları nasıl artıyorsa, adam öldürme ve ırza geçme tecavüzde aynı oranda artmaya devam ediyor. Toplum bunu sorgulamalı, nedenlerini tartışmalı, alınması gereken önlemleri konuşmalı.
AMA BEN YOZGATLIYIM
Evet inadına demiyorum ama “Ben Yozgatlıyım, dostlarım. Yozgatlı olmak güç kaynağım da değil, utanç kaynağım da.. Ama ben burada doğdum, burada yaşıyorum, burada da öleceğim (Takdiri ilahiye inancım vardır) Yozgat benim ana vatanım, Anadolu gibi…
Toplumda ahlaksızlık artarken biz bunun acısını yüreklerimizde hissedebiliyor muyuz? Ahlaki bunalım yapıyoruz dedik, kültür erozyonu yaşanıyor, ahlaksızlıkta suç patlaması var! Kötülüklerin anası sayılan alkol uyuşturucu fuhuş alabildiğine yayılmış durumda. Biz bunları sorguladık mi? Suç işleyen insanların ıslahı için tedbirler alıp uygulamaya koyduk mu? Hayır, hayır asla suçluyu savunmuyoruz! Ama bu adamın psikolojisini biliyor muyuz? Psikolojisi bozulmuş tedaviye ihtiyacı olan binlerce insanımız var, bunları devlet adına bir tedaviye tabii tuttuk mu? Bunu sorgulamak istiyorum!
İnsan neden suç işler? İnsanı suç işlemeye iten şeyler nelerdir? Suçu önlemek için neler yapılabilir? Suç işleyen insanlarla ilgili eğitim projelerimiz var mı? Ahlaki şartları ailevi şartları ıslah edici ne gibi tedbirler aldık? Bu insanları hiç dinledik mi? Kapılarımızı kapadık onları toplumdan dışladığımıza işleyecekleri suçun hesabını yapabildik mi? Toplum patlamaya hazır binlerce sorunlu bombaların varlığını kabullenip tedbir alıyor muyuz? Bunları sorgulamak istiyorum…
Elbette bugünlerde gündeme gelen idam cezasını uygulaması caydırıcı bir önlemdir. İdam cezası da çıkarılmalıdır. Ama ıslah evlerinin yaygınlaşması, eğitim kurumlarının aktif hale getirilmesi ifade ediyoruz. Hızla yaygınlaşan psikolojik sorunlu insanımız var! Asabi, hırçın, huysuz gençliğimiz var. Vurdulu kırdılı filmlerde dizilerle hırçınlaştırdığımız insanlarımız varr, bunları hiç sorguladık mı? Toplumun derdini dinleme çözüm bulma gibi bir derdimiz var mı? Acaba bu adamı ıslah edebilir miydik?
Bayram şekeri çocuklarının öldürülmesinde tüm toplum olarak rahatsızlık duyduk. O zaman bunları yapan insan değildir” dedik. “bu hainler idam edilmeli dedik” ama suçun ardındaki nedenleri sorunları sorgulamak istemedik. İşimize gelmedi. Toplumun harcında ne eksikliğimiz var demedik! Dünyaya ahlaki ve yaşantısı ile örnek olmuş bir toplumun çocukları, torunları olarak geldiğimiz noktayı sorgulamıyoruz! Yargılamıyoruz tepkim bunlardır. Bize ne oluyor dostları… Türk toplumunun mizah ustası Nasreddin Hoca “Hırsızın hiç mi suçu yok?” esprisinden hareketle su suçlunun da sorgulaması, yargılanması, cezalandırılması gerektiğine inanıyorum. Ama bataklıktaki sivrisineklerle mücadele ederken bataklığın kurutulması için önlem alınması gerektiğini ifade ediyorum. Hem ölen için hem öldüren için hayat bitiyor! İnsanımızı bir bir ezmeye, hakkımız yok!
Haa! unutmadan tekrarlayım “Biz Yozgatlı olmaktan utanmıyoruz”