Biz Siviller Bu Kanı Durdurabiliriz
BİZ SİVİLLER BU KANI DURDURABİLİRİZ
Van’da meydana gelen depremle birlikte depreşen, yeniden su üstüne çıkan kardeşlik duygularımız bazı kendini bilmezlere rağmen bizlere birçok şeyi hatırlattı.
Bu coğrafyada yüzyıllardır nasıl kardeşçe yaşadığımızı, paylaşımlarımızı, dostluklarımızı ve insani değerlerimizi unutmaya başladığımız anda yerin derinliklerinden gelen bir sarsıntıyla yeniden özümüze döndük.
Van’da küçük Yunus’un az sonra cansız kalacak olan bedeninin üstündeki göçüğe rağmen enkazın dışına nasıl umutla baktığını gördük hep beraber. Yunus hayatını kaybettiğinde hep beraber ağladık!
Yunus’a nasıl üzüldüysek minik Celal’in annesiyle beraber hayatını kaybedişi ve babası Özgür Uzman Çavuş’un üzüntüsüne ortak olduk hep beraber… Depremle beraber yeniden kavradık bize asıl lazım olanın ölmek ya da öldürmek olmadığını.
Yoksa 15 günlük Azra bebek ağlarken bizi sevinç gözyaşlarına gark eder miydi?
Depremle beraber öğrendik 1984 yılından bu yana yaşanan çatışmalı ortamın getirdiği şeyin artarak devam eden bir ölüm sarmalı olduğunu…
27 yıldan bu yana Türkiye coğrafyasında bu çatışmalı ortamdan dolayı neredeyse her köyde bir cenaze kalktı ve neredeyse her evde bir acı yaşandı. Kiminin oğlu, kiminin kızı, kiminin amcasının oğlu, kiminin halasının kızı, kiminin dayısının oğlu…
Bir şekilde her evde bir acı, her evde bir yas oldu bu 27 yılın içinde… Ya yürüyen ölüler… Yeri geldi iki kardeşin farklı saflarda çatıştığı haberini aldık.
Yeri geldi hem dağda hem askerde evladını kaybeden aileler duyduk… Tam çözülecek derken, sorunlarımızın silahla çözülmeyeceğini öğrendiğimiz anda yeniden başladı silah sesleri…
Biz siviller bu kanı durdurabiliriz…
Sözün başladığı yerdeyiz şimdi…
Van’da gerçekleşen deprem, enkaz altında kalmadığımızın en açık göstergesi oldu. Van depremi yeniden uyanışımızı, kardeşliğimizi ve en önemlisi insanlığımızı hatırlattı bize…
Deprem enkazını el ele, omuz omuza kaldırdığımız gibi çatışmalı ortamın yarattığı enkazı da el ele omuz omuza kaldırabiliriz. Şimdi söz sivillerde…
Sözün sivillere geçmesi için bölgedeki çatışmalı ortamın derhal son bulması ve PKK’nın silahlı güçlerini ivedi bir şekilde sınır dışına çıkartması gerekmektedir.
Şimdi Doğu’da yaşayan Türk’lerin ve Batı’da yaşayan Kürt’lerin konuşma zamanı…
Şimdi halkın konuşma zamanı!
Söz sırası tek bir cenazeye dahi tahammülü kalmamış olanların! Söz sırası bizim…
Demokratik Açılım sürecinin kesintisiz ve kaldığı yerden devam edebilmesi.
Başka hiçbir ananın gözünde tek bir damla yaş olmaması için, çocuklarımızın geleceği için söz sırası bizim.
Biz, bu sefer ölümü dahi göze alarak çıktığımız bu yolda söz sıramızı silahların kullanmasına izin vermeyeceğiz.
Barışın hemen gerçekleşebilmesi için…
Yeni Anaysa çalışmalarının daha hızlı ve daha yaygın bir şekilde yapılmasını,
Yeni ve sivil anayasanın 74 milyon insanımızın kendisini içinde bulacağı sade, net bir metne sahip olmasını,
Yeni Anayasa ile birlikte yürürlüğe girmesi gerekecek olan uyum yasalarının ivedilikle tartışmaya açılmasını ve bu yasaların da Anayasa’nın kabulüyle birlikte yürürlüğe girmesini,
PKK’nın ivedilikle tüm silahlı güçlerini sınır dışına çekmesini,
Kürtlerin en doğal hakları olan kültürel haklarının serbestîsinin sağlanmasını,
Batıda yaşayan insanlarımızın belli başlı hassasiyetlerinin göze alınmasını,
Bütün siyasi yargılamaların adil ve seri bir şekilde yapılmasını,
Doğu ve Güneydoğu’da devam eden çatışmalı ortamda rant elde edenlerin deşifre edilmesini,
Demokratik Açılımın kaldığı yerden devam ettirilmesini, Taleple yola koyulduğumuzu saygıdeğer kamuoyuna duyururuz.
Biz Siviller Bu Kanı Durdurabiliriz Hareketi