“Biz Ölsek Çok Şey Değişecek Emme!”
Köylünün biri, hal - hatır soran şehirliye dert yanıyor...
"Nasıl olacağız beğim. Aynı tas, aynı hamam ve aynı kurna... Ağam aynı, paşam aynı. Değişecekleri falan yok!Amma ne gariptir ki şimdi de daha yüksek tepelere çıkmaya, bize oradan bakmaya çalışıyorlar!
Dünün çömezi, muhtar olduktan gayrı, sankilem çok şey yapmış, koyumuzu refaha ulaştırmış, herkes tarafından seviliyormuş gibi bugün adam oluvermiş gari. Daha daha yükseklere çıkcam deyip duru...,
Değişen ne?
Odun geldi zopa gidiyor... Yükseklere çıksa ne yazar? Şeherli oluverecekmiş... Olsun bakim...
Komşu köy Nahiye oldu, Kaza oldu. Öküzlem çift sürerlerdi şimdi traktörleri va! Bakalları va, her bişeyleri va. Emme bizde daha bir bakkal bilem yok! Öküzle, karasabanla idare ediveyiyok... Onların evlerinde sinemaları olmuş! Her gecem film izlerlermiş... Bizim bir radyomuz var o da hep benim gibi parazit yapıp duru...
Bizimkiler ancak seçimlerden seçime bizleri arar sorar olmuşlar. Bunlardan ne köy olu, ne gasaba beğim. İş bilmez, yol yordam bilmezlerin peşine takılıp kaldık. İşte bugünkü halımız ortada... "
Evet suç bizde.
Şu oluşmalara bir bakın lütfen...Kim ne yapmış ki, nerelere gelmek - gitmek istiyor?
Didim'e hizmet sadece yerel yönetimin sırtına bindirilmemeli. Hükümetin temsilcilerine, İktidar partisi mensuplarına çok daha fazla işler düşüyor. Sivil toplum örgütü diyebileceğimiz Ticaret Odası, Turizm Derneği, Turizm Altyapı Hizmet Birliği çalışmaları göz doldururken başka da kimselerden ses seda çıkmıyor.
Oysa onlarca, yüzlerce hatta binlerce üyeyi temsil eden başka toplum örgütler var! Ve bu kişiler Didim'den ekmek yiyor. Ekmek yediği yere hizmet de en ulvi görevleridir. Bunun için de bir şekilde ellerini taşın altına koymaları gerekiyor..
Takdir edersiniz ki; gelişimleri - değişimleri içine sindirememiş kişiler, Kalu Beladan kalma anlayışa sahip kalınarak hizmet veremezler. İki ileri bir geri yaparak, muasır medeniyetleri yakalayamayız.... Bir kaç kişilik en küçük grup temsilciliğinden tutun, onlarca, yüzlerce, hatta binlerce büyük ölçekli temsilciliklerimize varıncaya kadar görev vermeleri buna göre yapmamız gerekiyor.
Sözün Özü!
Biz biz olmalıyız... Her söze kanmamalıyız. Özellikle de siyasilerin dün söylediklerine bakın! Bugünkü davranışını gözden geçirin, yarın onun değil, sizin ne olacağınıza karar verin. Çünkü o bir şekilde gemisini yüzdürecektir! Sizin de yaşamınıza destek veya köstek olacaktır!!
Üstadım gerçek şu ki belli bir yaştan sonra değişimci olmak yerine statükocu olunur.
Ocak 10th, 2011 at 11:46İktidar sahiplerinin de işine geliyorsa değmeyin keyiflerine...