Bitler Vampir Oldu
Yıllardı, halka gitmesi gereken kaynaklar, Belediye Şirketleri tarafından; ahlaka/ hukuka/ vicdana sığmayan bir tarzda, sömürülmektedir. İktidarı ve muhalefeti ile, tüm partiler de buna göz yummaktadırlar. Zira, tümü suçludur. Ele geçirdiği belediyelerde, aynı sömürü düzenini pervasızca sürdürmektedirler. Başta büyük şehir belediye başkanları olmak üzere ciddi bir denetim yapılsa , çok başkanın başı ağrıyabilir. Zira bugüne kadar süren denetimsizliğe göz yummaya güvenerek , çok pervasız davranmaktadırlar. -Belediye şirketleri, tam bir yağma ve yolsuzluk alanıdır. Eşe – dosta/partidaşa/mezhepdaşa/bölgedaşa ( BDP li belediyelerde terörist yakınlarına) iş temin etme merkezidir. İnanılmaz sayıda kadrolar sağlanmaktadır.
Mahalli ve genel seçim harcamaları; Cumhuriyet mitingleri; parti mitingleri; genel başkan karşılamaları; sayısız ziyafetler; herkesin altına çekilen süper lüks araçlar/bitmeyen iç ve dış geziler/medyaya – futbol kulüplerine – yandaş şarkıcılara akıtılan muazzam paralar/vs. hep buralardan sağlanmaktadır. (BDP li belediyeler de, tüm kaynaklarını terör örgütüne aktarmaktadırlar.) - Kamu ihalelerinin büyük bölümü şaibelidir. Bunun en işlek yolu da BİT leri kullanmaktır. -
Naylon fatura ticaretinin en büyük müşterisi, bu BİT’ lerdir. -Hiçbir baltaya sap olamamış dost /ahbap ve akrabalar, “danışman” adı altında, buralardan yemlenmektedir.Velhasıl, sergilenen yolsuzluk/ahlaksızlık ve israfları saymakla bitiremeyiz. Neticede tamamına yakını , astronomik zarar eder. Türk Ticaret Kanunu’na göre tasfiye edilmesi gereken duruma düşer. Hemen Belediye Meclisinde bir karar alınır ve sermeye artışı yapılır. Böylece, tüm yolsuzluklar, Belediye Bütçesinden karşılanmış olur. Yargı suskundur. Denetim birimleri ilgisizdir. Medyanın ciddi bir bölümü mutludur. Parti teşkilatları ve ihale takipçileri ( eski ve yeni milletvekillerinin bazıları , emekli general ve bürokratlar ) kazançlıdır. Ve zavallı halkım hizmet beklemektedir.
Peki benim başkanlık dönemimde İzmir Büyükşehir Belediyesinin şirketleri yok muydu? Elbette vardı. Ancak ; - Tümünün denetim ve yönetim kurullarında , Belediye Meclisinde üyesi bulunan her partinin bir temsilcisi mevcuttu. Ayrıca (devamlı kontrol yapılması için ) Mecliste bir de “şirketler komisyonu “ kurulmuştu. - Her şirketin , mutlaka bir (bazılarının birden fazla ) yeminli mali müşavirleri mevcuttu. - Şirketlerin tümü ( ulaşım dahil ) kar ediyordu. Bu karla eğitim ve sağlık konularında , çok ciddi harcamalar yapılıyordu. Şehrin her tarafında üst geçitler / parklar / çocuk oyun bahçeleri / kreş ve ana okulları inşa ediyorlardı. Ve her kuruşun hesabı soruluyordu. Neticede de hiç biri için , bir şaibe söz konusu olmadı . Açık ve şeffaf olmanın yararı görüldü. Bu seçim ortamında , hiçbir genel başkanın , belediye şirketleri ile ilgili tek bir söz sarf ettiğine , şahit olmuyoruz.
1 – Bu yağma düzenini sona erdirmeyi düşünüyor musunuz ? Bunun için ne gibi tedbirler öngörmektesiniz. ?
2- Ciddi bir denetim mekanizması kuracak , mevcut denetim birimlerini görevlendirecek misiniz ? Başkanlarınızın , parti teşkilatlarınızın, millet vekillerinizin kulaklarını çekecek misiniz.?
3 - Güneydoğuda devlet otoritesini kurabilecek , BDP nin teröre kaynak aktarmasının hesabını sorabilecek misiniz ? Yoksa oy avcılığı uğruna ve partinizdeki Kürtçü lobi baskısına dayanamayarak , taviz vermeyi sürdürecek misiniz.?
4- Kul Hakkı , Saçı Bitmemiş Yetim Hakkı kavramlarının önemini , ne zaman idrak edeceksiniz.?
