Birine Hak Ettiğinden Fazla Değer Vermek
İlişkilerimizde belirleyici olan, hayatımızı yönlendiren ve mutluluğumuz için önem arz eden bir kavramdır. “değer vermek” Değer; bir şeyin önemini belirleyen soyut bir ölçü, bir şeyin karşılığı, pahası, parasal yararı olduğu gibi, yararlı nitelik ve özellik ya da üstün kişilik veya nitelikli insan anlamı da içerir. Bir kişi ve toplumun farkına varıp, bir kişi ya da şeye karşı, ölçerek tartarak anlam ve önem belirlemesine ve bu kişiyi ve konuyu önemsemesi işine “değer vermek” denir.
Yaşam döngüsü içerisinde her şeyin bir değeri vardır. Mesela altının en değerlisi 24 ayar olanıdır. Ve gram fiyatı en pahalıdır. Fiyat altının ayarı ile doğru orantılıdır. Sonrasında 22, 18, 12, 8 ayar olanlarının ayarı düştükçe değeri azalır. Gümüş için de bu böyledir. Diğer madenler, gıda ürünleri, hizmetler vs. her şey için bu geçerlidir. İnsanlar için de toplumda iyi ve kaliteli olanlara yani değerli olanlara “on numara adam”, kalitesiz değersiz olanlara da “beş para etmez” deriz. Ancak, iyi ve kalitenin sübjektif olduğu da yadsınamaz. İyi ve kaliteyi aslında yine kendimiz belirleriz. Zaman zaman yanıldığımızda olur. Uzun süre arkadaşlık ve dostluk yaptığımız insanları çok iyi ve kaliteli kişiler olarak tanıdığımızı düşünürken bakmışız ki onlar hayatın en büyük kazığını atarak bizde derin yaralar açmışlardır. Hayatta bu tür olaylarla karşılaşmayan bir insan olduğunu sanmıyorum.
Şunu duyar gibiyim. “Bu arkadaş galiba çok büyük bir tokat yemiş.” Evet, ben hayatımın en büyük tokadını insanlara hak ettiğinden fazla değer verdiğimden yedim. Bu bağlamda konunun gerçekten çok önemli olduğunu düşündüğümden siz kıymetli arkadaşlarımla bunu paylaşayım dedim.
Toplumda herkesin bir evresi, çevresi, yeri, donanımı, kapasitesi ve ilgi alanları vardır. Birine hak ettiğinden fazla değer verdiğinizde o kişi kendini bir şey sanarak dev aynasında görmeye başlamaktadır.
Bu değeri verirken karşıyı iyi analiz etmeliyiz. Değerin dozajını iyi ayarlamalıyız. Zira “birine gereğinden fazla değer verilirse kendimizi, gereğinden az değer verirsek de onu kaybedebiliriz”. “Üç kuruşluk insana beş kuruşluk değer verirsek bir kuruşluk bile değerimiz kalmaz.” Her koşulda üzülen biz oluruz. Ölçümüz; kişilere hak ettiği değeri vermek olmalı, kendimize verdiğimiz değerden hiçbir zaman fazla olmamalı. Aksi halde acı çeken biz oluruz. Dozunda acı hayata daha sıkı sarılmayı kazandıracaktır bize ama yine de bu acılara ve üzüntülere maruz kalmamak adına her zaman yaşadıklarımızdan çıkardığımız dersleri beynimizin bir yerine not etmeliyiz. Tecrübe edinmeliyiz.
Yazılanlar genel şeyler olmakla birlikte, olumsuz olaylar, istisna kişiliklerde görüldüğünden iyi niyetli, samimi ve dürüst insanları ayrı düşünmemiz gerekir.
İnsanlara hak ettiği değeri vermeniz ve yanılmamanız dileğiyle...
Evet bende 14 yıl önce birisine hak ettiğinin çok çok fazlası bir değer vermiş ve güvenmiştim. Bu hayatımın hatası ve hayatımda kazandığım en büyük tecrübe oldu.
Yazınız bana hiç yabancı gelmedi. Acı arttıkça tecrübeside fazla oluyor.
Değer vermek konusunda artık tecrübeliyim
Ocak 13th, 2010 at 16:32inşallah o ayarı yapabilmek nasip olur. değer verdiğin birisinin yamuk yapması adama koyuyor. beşpara etmez bir adamdan ne gelse normal karşılarızda. dostumuzdan gelen acıtıyor. inşallah kimseyi kırmamışımdır.
Nisan 6th, 2010 at 01:15yazı tekniğinizi ve seçtiğiniz konuya ilişkin düşeüncelerinize canı gönülden katılıyorum. Ancak her kötülük bir iyiliğe vesile olur. Yani her kötülükten bir ders alırız.
Nisan 9th, 2010 at 13:17evet çok haklısınız birine hakkettiğinden fazla değeri verirseniz değerinizi yitiren siz olursunuz.değer hak edene verilmelidir sevgiler:))
Aralık 21st, 2010 at 12:26hepinize canı gönülden katılıyorum ben çok değer verdiğim birisinin beni satması bana çok koydu
Aralık 24th, 2010 at 18:17Sevgili Ercan bey,
Insanoglu karsisindaki kredi(deger) verilebiliyor.
bu krediyi ister bir gunde bitirir,isterse uzun yillar koruyabilir...
"Toplumda herkesin bir evresi, çevresi, yeri, donanımı, kapasitesi ve ilgi alanları vardır. Birine hak ettiğinden fazla değer verdiğinizde o kişi kendini bir şey sanarak dev aynasında görmeye başlamaktadır."
Insanoglu ailesine,esine,cocuklarina verdigi degerin altinda ezilebiliyor.Et ve tirnagi ayir bakalim ayirabilirsen:))
Istisnalar kaide yi bozmaz diyebilirsiniz.
Insanoglu yalniz yasayamadigina gore birileriyle yanyana,karsi karsiya,goz goze gelecek.Alisverisleri olucak.
Biz buna yanilma payi desek daha dogru olmaz mi?
Is iliskilerinde neden avukata, muhasebeciye ihtiyac duyulur.
gonul isleri ferman dinlemedigini biliriz ama fazla tanimadan,belirli bir sureyi goz onunde bulundurmadan, dusunmeden kosulursa sonucuna da katlanmak ta bize dusmezmi?
Olgunluk yenilen kaziklarin bileskesi degilmidir?
Ata sozlerini kendime ornek alirim, herkese de tavsiye ederim.Yanlislari duzelticek kadar fazla omrumuz olmayabilir.
Olgun insan kendisini dev aynasin da gormez. Kendisine yeter.Mutevazi olur.
Akara'dan selamlar...
Aralık 25th, 2010 at 00:29