Birinci ve İkinci Müzakere Dönemi
Ecevit’e meclis operasyonundan sonra, tarlaya ekilen AKP tohumu 2002 de çimlendi. İlk icraatı, Amerika ile Irak’a girmek için Bir Mart Tezkeresini Meclise getirmek oldu. Bu ilk fatura ödemesi idi. Güney Doğuya 65 Bin Amerikan askeri yerleşecekti.
Türk milleti bu badireyi atlattı, ama beylerin Amerika hizmeti hız kesmedi. Meclisten Irak harbine dâhil olmama kararı çıktı, ama AKP’nin kanun nizam ve meclis kararı dinlemek gibi bir niyeti yoktu. İncirlikten Irak’a 4496 sorti yapıldığını Vecdi Gönül Amerika ziyaretinde açıkladı.
Amerika’nın Türkiye’yi denetim altında tutması için Türkiye’nin AB kapısına bağlanmasını istiyordu. Amerika yirmi yıldır aynı tespiti yapıyordu: Türkiye’nin başını boş bırakırsan, Asya’ya kayar.
Türkiye’nin iç dinamiklerinin ve çıkarlarının Asya’da olduğunu herkesten daha iyi Amerika biliyordu. Bunun için Türkiye’nin AB kapısına bağlanması, onlar için akla yakın olanı idi. Böylece, içerdeki Batıcı liberaller, dinci AKP’ye destek verirler hem de içerden kontrol edebilirlerdi.
Bu plan I.Müzakere dönemi olarak başladı. Batıcı holding medyasının( o zaman mütareke basını diyorduk) AKP’ye desteği ile AKP hiçbir şey yapmadan, tüm Cumhuriyet varlıklarını satışa çıkardı. Bir taraftan müzakereler devam ediyor, öte yandan satışlar devam ediyordu.
Bu dönemin adı; Batı değerlerine bağlı kalarak demokratikleşme dönemi idi. Propaganda böyle yapılmıştı.
Birinci dönemin sonunda, kendi değerlerinden uzaklaşıp, başkalarının değerleri ile çürüyen devlet kurumları, her alanda zorlanmaya başladı.
Artık II. Müzakere dönemini başlatmanın zamanı gelmişti. Çünkü Ergenekon Tertipleri ile ordu kendi derdine düşürüşmüş, aydınlar korkutulmuş, zindanlara atılmıştı. Gerekçe gene aynıydı. Demokratikleşmek.
Aslında Batı Osmanlı’ya da aynı sistemi uygulaya gelmişti.
II. Müzakere sürecinin PKK ile sürdürüleceği anlaşılıyor. Ama aslında, bu müzakere sürecinin içinde boylu boyuna Batı(Amerika) bulunacak.
Şimdi medyada yürütülen, bu iş, bu ordu ile olmayacak, PKK ile masaya oturalım dayatmaları, tamamen Batının dayatmalarıdır.
Bu müzakere sürecinin, Batıdan gelen dayatmalarının başında, Ordunun işlevinin sonlandırılması, Osmanlının son zamanlarındaki gibi, ordunun silah bırakması ve silahlarını teslim etmesi isteniyor. (Profesyonel ordu talebi)
Osmanlı da o zaman irade koyamamıştı. Osmanlının başında devleti savunanlar yoktu. Şimdi de yok.
Batı ve PKK ile masaya oturmak demek, Batıya toprak vermek demektir. Önce Barzani’ye devlet bahşetmek, arkasında Türkiye’ye doğru genişlemesi sağlamaktır.
Türk halkı bu duruma rıza gösteremez. Bunun Batının sandığı kadar kolay olmadığını bilenler, Amerika Afganistan’da ölenlerini kimseye haber vermeden gömüyor. Bizde öyle yapalım diyen Şamil Tayyar’dan öğreniyoruz. Aslında cenaze törenlerini yasaklayalım fikri aslında Şamil’in değil, Batının fikridir.
İradenin geri dönmesinden korkmaktadırlar.Zaten o irade bir geri dönerse…