content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

24 Şub

Birde Bu Taraftan Bakalım

Hiç kendimize sorduk mu acaba hep kederli ya da hep neşeli yaşayacak kadar ömrümüz uzun mudur? Sanırım sormuş olsak bile uygun bir cevap veremeyiz buna.

Kesin olarak hepimizin bildiğimiz şudur, ne kadar yaşayacağımızı ancak yaratan bilir. Zaten insan ne kadar yaşayacağını kendisi bilse yaşadığı sürece yapacağı şeyler de o kadar farklı olacaktır.

Ömrümüzün ne kadar olduğunu bilmediğimiz için hem bu günü hem de yarını düşünürüz. İnsana Allah ne kadar ömür verdiyse o kadar yaşar. Bunun ötesi yoktur, tartışılmazda.

Yaşamak elbette güzel hem de emsali olmayacak kadar güzel, fakat insanca ve mertçe yaşamak daha da güzel. Allah insanları yaratırken düşünme kabiliyeti vermiş doğruyu yanlışı, iyiyi kötüyü, güzeli çirkini, faydalıyı zararlıyı, bir birinden ayırabilsin diye. Bu özellik başka bir canlıda da yoktur. Bunun yanın da tabiat dediğimiz emsalsiz güzellikleri sunmuş insanın hizmetine rızıklansın, faydalansın diye.

Tabiat içerisinde hizmetimize sunulan o kadar çok nimetler var ki bunları gördükçe aklımız donar sanki nedir, nasıl olmuştur diye. Bunca nimetler ve güzellikler içinde yaşadığımız halde halen nankörlük ve yanlışlıklar içindeyiz bizler. Şöyle bir düşünüp kendimizi eleştirmeyi hiç düşünmeyiz.

Ne yazık ki Allahın en üstün özellikte ve güzellikte yarattığı insanın yaşamına baktığımızda çoğunun bu esaslardan uzak olduğunu görüyoruz. Kiminin gözünü dünya hırsı bürümüş, kimi kin nefret içinde, kimi insanlığa sığmayacak bir yaşam biçiminde.

Elbette namuslu, dürüst ve mert insanlarda var. Bunları bir birinden ayırmak gerekir herkese ayarına göre bir değer biçmek düşer bize.

“ne insanlar gördüm üzerinde elbise yok, ne elbiseler gördüm içinde insan yok” sözü son derece doğru tanımlamış insan dediğimiz varlığı.

Hele yaşadığımız şu çağda adam gibi insana rastlamak çok zor. Tüm insanlığı böyle görmüyoruz tabi ki, her milletin içinde hası da var pisi de var. İyi insanlara düşen görev ise has ile pisi bir birinden ayırabilmektir.

Hani derler ya birini iyi tanımak istiyorsan ya yolculuk yap, ya da alış veriş yap. Aslında bunları da yapmadan da tanınabiliyor insanlar. Etrafımızda gördüğümüz günlük yaşam içinde iletişimde bulunduğumuz ve ya bildiğimiz insanları ya överiz ya da eleştiririz.

Başkaları da bizim için yapıyordur aynı şeyleri. Herkes kendi adın haklıdır elbet. Demek ki biri diğerini tanıyabiliyor, onun hakkında karar verebiliyor. Bunları yaparken de kendi çıkarlarımıza uygunsa bu iyidir, eğer uygun değilse bu kötüdür olmamalı.  Bu benden, bizim dam iyidir, bu bizden değil, bizim adamda değil geç onu gibide olmamalı.

Hani insanı insan gibi görmek diyoruz ya o şekilde bakamlı insana öyle değerlendirmeli. İyi iyi ise bizden bizim adam olmasa da iyi olmalı, kötü ise bizim adam olsa bile kötü olmalı. Böyle değerlendirmeliyiz ki toplum içinde kim ödüllendirilecek kim cezalandırılacak bilinsin. Böyle olunca insanın iki yüzü de çıkar ortaya. Değeri de ona göre ölçülür.

Fakat hepimizin ortak sorunu halen adam kayırmak, senden benden ayrımı yapmak çıkarlar uğruna haklıyı haksız görmek. Bu saplantıdan bir türlü kurtulamadık. Hal bu ki aynı toprakları, aynı gökyüzünü paylaşıyoruz. Aynı milletteniz, aynı bayrağın altında yaşıyoruz. Nedir bu senlik benlik, nedir bu aymazlık.

Ömrümüzün ne kadar olduğunu bile bilmiyorken, bir saniye sonrasına bile garantimiz yokken iyiden, güzelden, haktan, adaletten yana olmayı neden düşünmeyiz, doğruları neden tercih etmeyiz.

Yapılan yanlışlıklar yüzünden nice canlar yanmış, nice ocaklar sönmüş ve pek çok insan hayata küsmüştür.

Birileri yaptıkları ile övünürken diğeri acı çekmiştir. Etrafında dolanan yardakçıları olanlar seslerini yükseltirken haklı ve dürüst olanlar sessiz kalabiliyor. Kalmasalar bile susturulabiliyor. Üstelik haksız ve düzenbaz olanlar kendilerini savunacak taraf da bulabiliyorlar.

İnsanlar kendilerini nasıl görürlerse görsünler Allah huzuruna vardıklarında herkes yaptıklarının karşılığını görecektir. Bunu biliyoruz fakat yaşarken de biri diğerinden üstün görmemeli kendini, birilerine sırtını yaslayıp diğerinin omzuna basmamalı. Bunu istemek hakkımız değimlidir.

Adalet arıyorsak ya da adaleti savunuyorsak bir olmalıyız hepimiz.  Az yaşarız ya

da çok yaşarız bunu bizim bilemediğimizi söylemiştim. Ama yaşadığımız ömür içinde insana yakışır ve insan gibi yaşmak herkesin hakkıdır.

Birilerinden olmayabiliriz, birilerinin adamı da olmayabiliriz. Olmak zorunda da değiliz. Her insanın bir yaşam felsefesi bir dünya görüşü vardır.

Buna saygı duyulmalı ve insan olduğumuz için kıymet bilinmeli. Dün birilerinden olanları bu gün başkalarının ardında görmüyor muyuz hepimiz, öyle ise beni ötekinden ayırmaya kimsenin hakkı yoktur. Yaşam süresi ne ise insanın o süreyi adaletli ve huzurlu bir sitem içinde yaşamaktır dileğimiz. Eğer haddini bilmiyorsan unutma ki çok şey bilmen bir işe yaramayacaktır.

Barış ve huzur dolu güzel günlerde uzun ömürlü bir yaşam dileği ile…..

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank