Bir Yönetişim Türü Olarak Kent Konseyleri
Küresel ölçekli yerelleşme ivmesinin de bir sonucu olan ve modern yönetim tekniklerinin bir uzantısı olan YÖNETİŞİM anlayışını temel alan, kentleşme hızına paralel olarak KENTLİLEŞME yi ve kent kültürünün derinleşmesine katkıda bulunan kent konseyleri sadece belli kentlerimizde değil bütün Türkiye’de hızla kurularak kurumsallaşma sürecine girmektedir.
Yerel Kamusal hizmet anlayışlarında “ben yaptım oldu” mantığının geride kaldığı, yerel karar ve hizmet üretimlerinin halk odaklı olarak yönetişimle ve tabana yayılmış katılım ile görülmeye başlaması yerel kültürün derinliğinin de bir uzantısıdır.
Kent konseyinin sivilliği ve meşruluğu doğasında bulunmaktadır. Kent konseyinin sivilliği zaten malum. Meşruluğunu ise üç ayrı noktadan ortaya koyabiliriz.
- Kent konseyini oluşturan üyelerin kahir ekseriyeti zaten bir sivil toplum kuruluşundan gelmişlerdir. Sivil toplum kuruluşlarının zaten bir demokratik tabanı bulunmaktadır.
- Kent konseylerinin çoğu üyesi sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşmasından daha öte, konseyin bizzatihi yapısı organları ve işleyişi demokratiktir. Kendine özgü yürütme kurulu, genel kurulu, kadın, engelliler ve gençlik meclisleri, çalışma komisyonları bulunmaktadır.
- Kent konseyinin kararları yerel yönetimler (belediyeler) için ihtiyari niteliktedir. Yani yerel yönetim kuruluşları, kent konseylerinin kararlarına uymak zorunda değildir ama uymak DURUMUNDAdır. Zira Kent konseyleri belediye meclisleri kadar meşru ve demokratik olsa da, kararları belediye meclisleri tarafından çoğunlukla gündeme alınır ve kısmen veya aynıyla meclis kararına dönüştürülür. Bu haliyle Konsey, karar dayatmaz, kararları ihtiyari ve istişari niteliklidir.
Halihazırdaki yerel yönetim mevzuatımızda ve sistemimizde yerel yönetimlerin meclisleri ve yürütme kurulları genelde kamu, özelde yerel yönetişimi sağlama noktasında yetersiz kalmaktadır. Zira özellikle son çeyrek yüzyılda Türk yerel yönetimlerin genel karar ve karar yürütme organları (meclis ve encümenleri) çoğunlukla ilgili kentlerdeki varlıklı kişilerden oluşmaktadır. Yani belediye başkanlığı seçimlerinde maddi açıdan fazla destek olmuş iş adamları ve finans kaynağı sağlayan finansörler yerel yönetimlerin genel karar organlarına alınarak ödünleşilmiş ve ödüllendirilmiş olmaktadır. Hatta bu kişilerin belediye encümenlerine yansıması daha kuvvetle muhtemeldir. Bu nedenle kamu yönetiminin ve özelde yerel yönetimlerin YÖNETİŞİM ilkelerine göre hizmet sürdürebilmeleri için meclis ve encümen yapısından farklı olarak kent konseylerinin sistemin önemli bir parçası haline getirilmesi gittikçe artan bir öneme sahiptir.
Yerel yönetişim elbette ki sadece meclis ve kent konseyleri vasıtasıyla yürütülmez, bu kapsamda kentteki STK ların sisteme entegrasyonu sağlıklı sistematiklere oturtulmalıdır. Bu açıdan çoğu STK temsilcisi olan Kent Konseyi üyeleri de bu sistematiğin oluşmasında ve entegrasyonunda anahtar rol oynayacaktır.
Şunu da belirtmemiz gerekir ki, yerel yönetimlerin demokratikleştirilmesi için kent konseyleri ne kadar önemli ise, STK ların (gerçek anlamda) demokratikleştirilmesi de kent konseyleri açısından bir o kadar önemlidir.