Bir Yaz Daha Geldi!..
Hepimiz, kuşku yok ki yaz aylarını büyük bir özlemle bekliyoruz.
Kışın o ağır ve kasvetli havasından kurtulup, yazın şu günlerde olduğu gibi pırıl pırıl güneşli ve masmavi havasını da beklentilerimiz arasında en ön sıraya koyuyoruz.
Yaz, tatil demek, dinlenme demek, düğün demek, hasat demek, yeni bir soluk almak demek.
Fakat, yaz ayları Bandırma’da tüm bunların yanı sıra, sabahtan akşama kadar da korna ve gürültü demek...
Cumartesi ve pazar günü, hepimiz biliyoruz ki, çocuklarımızın seviye belirleme sınavı vardı...
Ondan önceki pazar günü de, yine koskoca birkaç yılın semeresinin görüldüğü, insan hayatının şekillendiği üniversitelere giriş sınavı...
Günlerce, medya organlarında yayınlar yapıldı, böylesine özel günlerde korna çalmayın diye...
Türkiye’nin diğer yerlerinde uyuldu mu, uyulmadı mı, bilmiyorum ama Bandırma’da kesinlikle uyulmadığını çok çok iyi biliyorum.
Hem üniversite sınavında, hem de diğer OKS ve SBS günlerinde.
Bandırma’da okullar kent içinde... Kimisi de ana caddeler üzerinde. Ve çocuklarımız, hayatlarının en önemli sınavlarına zaten büyük bir stresle hazırlanmış, o gün de bu stres zirveye ulaşmış.
En küçük bir farklı ses algısı, onu bulunduğu ortamdan kopartacak ve motivasyonunu bozacak.
Heyhat!.. Duyarsız Ahmet Efendinin veya Ayşe Hanımın çocuğunun pipisinin ucu hepsinden çok daha önemli... O parçanın kesileceğini tüm Bandırma’ya duyurmak için tuttuğu bir kamyonetin arkasına davulcuyu ve zurnacıyı oturtuyor, arkasına da en az 10-15 araçlık konvoy oluşturuyor ve başlıyor Bandırma’nın sokaklarını turalamaya...
Onun için o an sadece kendisi ve oğulcuğu var. Diğerleri umurunda bile değil. Davul-zurnacının canhıraş çalmalarına, onlarca aracın birbirinden bet korna sesleri eşlik ediyor...
Dünyayı yıkıyorlar. Ne için? Sadece ve sadece kendi mutlulukları için. Ne diyelim Allah ıslah etsin.