content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

04 Ara

Bir Pazar Gününün Mateminde Buldum Yine Kendimi !

Bugün günlerden Pazar. Şu Pazar günlerinden muaf olmak istiyorum. Öğrenciliğimden bu yana hiç sevmemiştim zaten. Küçüklüğümden beri nefret ederdim bu günden. Yarınki okul macerasından kaçamayacağımın hüzünlü resmini yansıtıyorum etrafa. Bana pek tatil gibi gelmiyor bugün. Bir stresi daha yaşayacağımın bilincinde olmak sabah erken saatte kalkıp okula gitme telaşını düşünmek bitiriyor zaten insanı. Neden bu kadar sıkıntı yapar insan bunları anlamam. Mesleğimden memnunum aslında ama bir süreç içinde ömrüm boyunca bu durumu yaşayacağımı bilmem belki de beni bu kadar strese sokuyor.

Bir amacın olmayışı bir heyecanın söz konusu olmadığı zamanlara nispet yinede bardağın dolu taraflarını görüyordum az da olsa. Bir işimin olması ve bunun için sabah erken kalkıp yola koyulmak benim için bir şanstı. Sağlıklıydım ve en önemlisi de zaman zaman unutsam da bunu bana sunulan en büyük armağan olarak kabul ediyordum. Aslında bu stresin ve sıkıntının altında yatan nedenlerden birisi de sıradanlaşan bu hayatın bir parçası olmamdı. Zil sesine göre yaşamlarımız şekilleniyordu.

Öğrencilere bir şeyler öğretebilmek gerçekten çok onur verici bir duyguydu ancak hala bir şeylerin eksik olduğu hissine kapılmıyor değildim. İnsanoğlunun doğasında olan hep bir sonraki adıma geçme dürtüsü müydü beni bu duruma düşüren yoksa bulunduğum durum itibariyle yaşamış olduğum çevre miydi anlayamadım. Belki de yapı itibariyle her durumdan mutlu olamayan bir kişiliğe sahip olmamdı beni bu hale sokan. Bir özeleştiri yapmak gerekirse bu ne Pazar gününün bir etkisi ne de bulunduğum çevreyle alakalıydı. Sadece her şeyden şikâyet eden bir yapıya sahiptim ya da başka bir ifadeyle her şeyin mükemmel olması adına bir çaba içerisine girip sabırsızlanmaktan kaynaklanıyordu her şey. Açıkçası yaşamış ya da görmüş olduğum her durum bana çekici gelmiyordu. Hep daha iyisini isteme arzum beni bulunduğum durumdan pek memnun olmamama neden oluyordu. Bunun için çaba sarf ederken bile bir sabırsızlık hali sıkıntıya sokuyordu beni.

Tek başına yaşamak da ayrı bir meseleydi sanki benim için. Daha da ileri gidip yoksa ne istediğimi nerede olmayı arzuladığımı bilmiyor muydum ben. Bir problem vardı ortada ancak bunu çözmek de ayrı bir meseleydi. Şunun da bilincindeydim ki bazı radikal kararlar hayatımı mutlu ve huzurlu kılmıştı. Kendimi ve bulunduğum durumu tartıp bu saatten sonra başka âlemlere dalıp belki de o yolda ilerlemeliydim biraz da. Daha doğru ve gerçek kararlar olmalıydı tabi ki bunlar. Ne zamana kadar bu durumla savaşabilirdim ki..Ve sonra bir karar verdim..

Sıradanlık bana göre olmayacaktı artık. Sıradan olan ne varsa her şeye paydostu. Anı yaşamak biraz da kendimden bir şeyler katmaktı. Ve ben kendimden ne katarsam katayım ben varsam işin içinde daha mutlu huzurlu ve rahat olacağıma karar verdim. Hayati değeri olmayan durumlar hakkında saçmalamak, olabildiğince kahkahalara boğulmak, insanları olduğu gibi kabul etmek ve en önemlisi de her şeyin olacağına varacağı düşüncesiyle yaşamak en mantıklı düşüncelerimden birkaç tanesini simgeliyordu. Ve her insanın yaşamı boyunca zirvede olma isteğinden ziyade oraya tırmanırken yaşadıkları hazlardı insanı mutlu eden. Bazen tek ihtiyacımız olan bir el ve bizi anlayacak bir yürekti vakitsizce karşımıza çıkıveren.

Beklemekti belki çözüm. Şikayet etmekten çok şükretmek, durmak yerine harekete geçmek, susmak..Belki de yerinde ve zamanında kahkahalara boğulmaktı..denemekte fayda vardı aslında. Kaybedebileceğim ne olabilirdi ki..

***

Mevsim normalleri içersinde yaşamayı kader olarak görmem mi gerekiyordu yoksa? Belki de gerçeklere karşı bağışıklık sistemim zayıf kalmıştı.

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank