Bir Ömrü Yazdım ve Gazeteci Aydın Akdeniz
Gazetelerde yazılan yazıların bir günlük gibi kısa bir ömrü vardır. Gazete okunduktan sonra, doğal olarak o yazının hükmü de biter; ya bir şeyin sarılmasında kullanılır, ya da çöpü boylar. Onun içindir ki yazarlar, gazetelerde yayımladıkları yazılarını daha sonra iki kapak arasına alarak kitaplaştırırlar. Böylelikle yazılarının zaman karşısında yok olmasına engel olurlar. Trabzon'da ülkenin ve şehrin gündemini yorumlayan Aydın Akdeniz de bizim gibi düşünüyor olacak ki gazete yazılarını kitap haline getirerek okurların ilgisine sunmuştur.
Trabzon basınının önemli isimlerinden biri olan, Türksesi Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni gazeteci-yazar Aydın Akdeniz, 2011'de çıkan kitabının adını “Bir Ömrü Yazdım” diye koymuş. Bu ismi duyunca Aydın Bey’in gazetecilik hatıralarını yazdığını zannetmiştim. Fakat kitabı elime alıp da okumaya başladığımda bunun bir anı kitabı olmadığını, aksine bir derleme kitabı olduğunu fark ettim. Demek ki her zaman isme aldanmamak lazım…
Gazeteci Aydın Akdeniz, Trabzon basınına büyük emekler vermiş mühim bir değerdir. Aslen Gümüşhaneli olan Akdeniz, ailesinin bu ile göç etmesi sebebiyle1967 yılından beri Trabzon'da yaşamaktadır. O, uzun yıllardan beri Trabzon'un dertleriyle dertlenmekte, mutluluklarıyla da mutlu olmaktadır. Bu şehrin aydınlanması için üzerine düşeni yapmaktadır.
218 sayfadan meydana gelen “Bir Ömrü Yazdım” kitabında Aydın Akdeniz'in 36 yıllık gazetecilik hayatı boyunca kaleme aldığı yazılardan bir demet bulunmaktadır. Bir demet diyorum; çünkü onun yazdığı yazıların sayısı bir hayli fazladır. Bu yazılar bir araya getirilse belki bunun gibi birkaç kitap daha oluşturulabilir. Bu, onun ilk kitabı olarak okuyucuyla buluşuyor. Fakat onun, güncelliğini yitirmemiş diğer kıymetli yazılarının da arşivlere kaldırılmış tozlu gazete sayfalarından kurtarılarak günümüz okuruyla buluşturulması gerekir.
Türksesi Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Aydın Akdeniz'le Türksesi Gazetesinde yazdığım yıllarda teşrik-i mesaimiz oldu; kendisini yakından tanıma fırsatı yakaladım. Yaptığım gözlemlerde dürüstlüğü ve işine bağlılığı hep ön plana çıktı. O, dost ve sevecen bir insan olarak, ağırbaşlılığıyla, sevgi ve hoşgörüsüyle gönüllerde kendine yer edindi.
“Bir Ömrü Yazdım” adlı kitap “İçindekiler”, “Önsöz”, “Sunu”, “Yazarın Biyografisi” , “Dostlarının Gözüyle Aydın Akdeniz” bölümleriyle başlayıp “Trabzon Kültür Yazıları”, “Gümüşhane Yazıları”, “Siyaset Yazıları”, “Spor Yazıları” bölümleriyle devam ediyor. “Trabzon Kültür Yazıları” bölümünde 62, “Gümüşhane Yazıları” bölümünde 4, “Siyaset Yazıları” bölümünde 15, “Spor Yazıları” bölümünde ise 9 yazı okurların beğenisine sunulmuştur. Saydığımız bütün bölümlerdeki yazıları topladığımızda 90 tane yazı ediyor.
Bu kitabın hazırlanmasında gazeteci-yazar Aydın Akdeniz'ın dostlarının da ısrarı etkili olmuştur. Bunlardan biri de, bu kitaba “Sunu” yazan Dr. Enver Uzun'dur. Uzun, “Sunu” yazısında bununla ilgili olarak şu düşüncelere yer veriyor: “Yılların akıp gidişinin önlenememesi nedeniyle zamanla fikir ve düşünceler gibi insanlar da hatıralardan uzaklaşarak yok olmaya mahkûm olur. Ancak insanların ebedî yaşamalarını fikirsel yönden sağlamak mümkün olduğuna göre bunu somutlaştıracak yapıtların ortaya konmasına gereksinim vardır.... Bu inançla kırk yıla yaklaşan gazetecilik birikimlerinin yok olup gitmemesi, arşivlerin tozlu raflarında heba olmaması adına değerli ağabeyimiz Aydın Bey'in geçmişte yayınlanmış olan köşe yazılarından bir toplu oluşturmaya karar verdik.... Yüzlerce makale arasından seçilmiş bu yazılar sosyal, kültürel, siyasî ve spor başlıkları altında tasnif edilerek okuyucuya kolaylık oluşturulmaya çalışılmıştır. Yazılar alfabetik bir sıralamada verilmiştir.”
Akdeniz'in köşe yazılarında gündeme düşen birçok konunun yorumu var. O, açlıktan ölen çocuklardan eski bayramlara, eğitimden öğretmenlere, sağlıktan spora, tarihten dine, gazetecilerin sorunlarından vatandaşın sorunlarına, terörden insan haklarına, kadından erkek egemen topluma, sevgiden hoşgörüye, adamsendecilikten sorumluluk duygusuna, Trabzon'dan Türkiye'ye, Gümüşhane'den Bayburt'a kadar birçok konuyu işlemiştir.
“Bir Ömrü Yazdım” adlı kitabın ilk sayfalarında Aydın Akdeniz'le ilgili geniş bir biyografiye yer veriliyor. Bu biyografiyi okuyanlar Akdeniz hakkında geniş bilgilere sahip olabiliyor. Bu bilgilerden yola çıkarak gazeteci Aydın Akdeniz'in 12 Aralık 1952 tarihinde Gümüşhane ilinin Kale beldesine bağlı Akgedik(Zimon)Köyünde doğduğunu, babası merhum Fahri Bey'in kalaycılık mesleğiyle beş çocuğunun nafakasını sağladığını, Aydın Bey'in beş kardeşin en büyüğü olduğunu, 1958 senesinde Akgedik Köyü İlkokulunu bitirdiğini, Gümüşhane Lisesi'nin Orta Bölümüne kaydolduğunu, bu okuldan ayrılıp Kale Ortaokuluna geçip burayı tamamladığını, ekonomik sıkıntılar nedeniyle 1967'de Trabzon'a göç ettiklerini, Trabzon Ticaret Lisesine kaydolmasına rağmen maddî engeller yüzünden liseyi bitiremediğini; fakat 1983 yılında liseyi dışarıdan(Trabzon Lisesinde) bitirdiğini, 1972'de evlendiğini, askerliğini Diyarbakır'da çavuş olarak yaptığını, Akajans'ta gazeteciliğe başladığını, bir zamanlar Tercüman Gazetesinde çalıştığını, Yankı Dergisi ve Türk Haberler Ajansı(THA) bölge müdürlüklerinde bulunduğunu, okuma aşkının önüne geçemeyerek bir süre Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi İşletme Bölümünde okuduğunu, Sürekli Basın Şeref Kartı sahibi olduğunu, 1979'da Trabzon'da Anadolu Ajansı Bölge Müdürlüğünün kurulmasıyla birlikte söz konusu ajansta çalışmaya başladığını, 1994'te Türksesi Gazetesinde Genel Yayın Koordinatörü olarak çalışmaya başladığını öğreniyoruz.
Gazeteci-Yazar Aydın Akdeniz, kişiliğiyle herkeste olumlu izler bırakmıştır. “Bir Ömrü Yazdım” isimli kitapta Refik Karaağaçlı, Osman Çavuşoğlu, İhsan Öksüz, Murat Taşkın, Yusuf Turgut, İsmail Hayal ve Ali Kılıç gibi gazeteci-yazar dostları Aydın Akdeniz'i kendi pencerelerinden seyrederek anlatmaya çalışıyor. Bunlardan biri olan Türksesi Gazetesi Başyazarı, duayen gazeteci Refik Karaağaçlı'nın görüşünü sizlerle paylaşmak isterim: “Aydın Akdeniz gazetecilik mesleğinde tanımak ve birlikte çalışmak onurunu yaşadığım, ağırbaşlı, sakin, görevinin bilincinde bir meslektaşım... Tercüman Gazetesi muhabirliği görevinde başlayıp çeşitli gazetelerde görevler yaptı ve şimdilerde Türksesi Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olarak görevini başarıyla sürdürmektedir. O, elinizdeki bu kitap ile mesleğindeki başarısının altına imzasını atıyor. Akdeniz, doğup yaşadığı yörelere bırakacağı, güzel ve unutulmaz anılar olarak kalacak yazılarıyla yeni nesle örnek olmaya devam edecektir.”
Gazeteci Aydın Akdeniz'in deyimiyle “Gazetecilik zor bir zanaat... Hele Türkiye gibi bir ülkede yapılıyorsa bu daha da zor bir zanaat... Ancak her şeye rağmen olumlu, pozitif tarafları da var.” Gazetecilik mesleğini severek yapan, bu mesleğin bir neferi olmakla her zaman gurur duyan, 36 yılını gazeteciliğe ayıran usta gazeteci-yazar Aydın Akdeniz “Bir Ömrü Yazdım” adlı kitabının Önsöz'ünde kitabın hazırlanışıyla ilgili olarak şöyle diyor:
“Su gibi akıp giden ömrümüzün savurgan akışının farkına varamadan, belki de çok önemser gibi görünen hayattan farkına varmadan sıyrılıp çıkarız. Zamanı durdurmak olası olmadığına göre hiç olmazsa bir daha geri dönüşü olmayan bu yola çıkmadan tamamen unutulmamak adına geleceğe bir iz koyup gitmek gerekiyor.... Zamanın acımasız savurganlığında pekçok şeyi farkında olmadan kaybederiz. Geçmişin tecrübesi bu değerlerden gelecek nesli mahrum bırakmaya hakkımız yoktur. Ancak bunun için gerekli olan değişik etkenler söz konusudur. Mesele kalem tecrübeleri olunca konu üzerinde biraz daha dikkatli durmak gerekiyor. Bu meyanda tecrübesizlik meseleyi daha da zorlaştırmaktadır. Ancak tüm bu zorluklara rağmen azim ve kararlılığın sonucunda başarı kaçınılmazdır. Bu anlayışla kaleme sarılarak geçmiş zaman diliminde tozlanmaya mahkûm ettiğim yazılarımın bir kısmını dostlarımın ısrar ve teşvikiyle bir kitap haline getirmeye karar verdim.”
Aydın Akdeniz, yıllarca kaleme aldığı yazılarında daima eşitlikten, haktan, hukukun üstünlüğünden, adaletten, mazlumdan yana tavır takınmıştır. Cumhuriyetten ve ülkemizin bölünmez bütünlüğü ilkesinden asla taviz vermemiştir. Üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü savunmuştur. O, İstanbul sultasına karşı Trabzon'un olmazsa olmazı olan, Anadolu'nun futboldaki gür sesi kabul edilen Trabzonspor’un hep yanında olmuştur. O, güçlü Trabzon basınında kendisini kabul ettirmiştir. Kitabın hayırlı ve faydalı olmasını diliyorum