Bir Medeniyet İnşa Etmeliyiz, Neden Olmasın?
Kalkınmanın insandan başladığına ve insanı dönüştürerek dünyayı dönüştürebileceğimize inandığımız bir medeniyet.
*
Kamusal hak ve uygulamalarda sokaktan gelenle kartvizitle gelenin farkının
olmadığı bir medeniyet.
*
Kalkınmaya yayladan başlanılıp denizde tamamlanan, ihmal edilen bir dönüm dahi toprak bir akar dahi ırmak, bir çalışan ve bir işletme bırakılmayan; on yıllık adımlar ve yüz yıllık yatırımlarla asırlara ve muasırlara ilham olan bir medeniyet.
*
Eğitimin merkezine öğretmenini koyan, öğretmenini dönüştürmek için dünyaları vermeye hazır olan ve dönüşen öğretmenle veli öğrenci üçgenini tamamlayan yöneten ve milletini yeniden inşa eden bir medeniyet.
*
Torpil yapanında yaptıranında ahlakdışı ve toplumun yüz karası olduğuna inanılan bir medeniyet.
*
Yönetenlerin yetersizliğinin utanç vesikası olduğu, yetersizlerin yönetmeye talip olmadığı bir medeniyet.
*
Yönetici yakınlarının yönetimden uzak durduğu, her işi olanın bir yönetici yakını üzerinden işini yüzdürdüğü düzeni zulüm addeden ve yok eden bir medeniyet.
*
Şehirleri; şiir yazdıran, yalnızlaşmayı değil de paylaşmayı esas alacak şekilde dizayn edilen ve sosyal mekânlar merkezli inşa edilen bir medeniyet.
*
İnsan olabilmeyi bir şey olmanın her şey olmanın her şeyin önüne koyan, olmak değil vermek temelinde inşa edilen bir medeniyet.
*
ÇÜNKÜ GERÇEK ANLAMDA YA BİR MEDENİYET İNŞA EDECEĞİZ, YA DA KÂĞIT ÜZERİNDE YAŞAYIP GİDECEĞİZ.