Bir Masaldır Ömür Ey Dost!
Kalbimden kalbine, bir söz söylemek zamanı dostum,
Hani güzel bir ülkümüz vardı, barış içinde yaşayacaktık bu güzel ülkede,
Sevecektik birbirimizi, kış demeyecektik birbirimize,
Düşeni tutacak, acıkanı doyuracak, ağlayana teselli olacaktık.
Gel şimdi bunu hatırlayalım ey dost, kardeşlik sofrasında doyalım birlikte, muhabbetle sarılalım birbirimize, insanlıkta birleşelim, kardeşlikte gel bir gül verelim birbirimize…
Çünkü Bir masaldır ömür...
Nice ejderhaların ateş fışkıran nefesleri altında soluk alıp veririz doğumdan ölene kadar. Nice uzak uzak diyarlarda kayboluruz, nice tek gözlü devlerin tasallutunda tir tir titrer yüreğimiz. Bütün canavarların, bütün cadıların, bütün kötü kalpli kurtların maskelerine gülümseriz ömürler boyunca.
Bizden öncekilerden alır, sonramıza bırakırız bu acı dolu, ayrılık dolu, hasret dolu kalp atışlarını. Tilkilere şarkı söylerken, dudaklarımızdan çok yüreğimizdekileri düşünürüz. Nice prensler tanırız, nice prensesler...
Kahramanlar olup kentin ürkek sokaklarında zapt edilmez kalelerin hükümdarı gibi dolaşırız. Şehir bizden ürkek, biz kendimizden ürkek yaşarız. İmkansız düşlerle akar gider bir ömrümüz. Her şeye rağmen, bir masaldır ömür...
Annelerin dudaklarından dökülen uçan halıların, cinlerin içinde fink attığı lambaların, maceradan maceraya götüren yüzüklerin hikayesini, iki kelimelik bir masal için terk eder gideriz. Sevgilinin dudağından dökülecek o iki kelimelik masaldır hayatın en gerçek yalanı. Bütün kapıları açan bir sihir gibidir. Kırk haramilerden bizi sakındıran, mahzeninde mutluluğu saklayan bir bilinmez yerdir. En çok bu masala kanmak isteriz, en çok bu masalın kahramanı olmak…
Asıl o zaman uçarız kıtalardan kıtalara, uçan halımız olmadan. En çok o zaman dileğimiz yerine gelir cinlerimiz olmadan. O zaman masal olan ömrümüz dile gelir, söyler çaresizliğin notalarını. Bu şarkılardan ki, bir masaldır ömür...
Gerçeğe dönüşsün diye kurduğumuz tüm hayallerin, dinsin diye beklediğimiz hasretlerin, kavuşsun diye beklediğimiz ellerin aralarındaki uçurumlarda uyanınca anlarız bunu. Tüm sorularının tek seçeneği ‘imkansız’ olan cevap anahtarını göz yaşlarımızla işaretlerken biliriz ki, hayat bir düş, hayat bir rüya, hayat bir masaldır.
ATATÜRK KÖŞESİ
Sanat güzelliğin ifadesidir… Bu ifade söz ile olursa şiir, nağme ile olursa musiki, nakış ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık… olur.
DÜŞÜN-TAŞIN
“Okumayan insan azar…” (Kur’an-ı Kerim)
AFORİZMALARIM
Yüksel yeter sen mi kaldın dünyada/Tasavvurun hayallerde rü’yda/Lal et dillerini söyleme yad’a/Sözün duyup ibret alan kalmadı?