Bir Klasik Türk Müziği Hazinesi
Birkaç günden beri İstanbul Devlet Klâsik Türk Müziği Korosu’ nun Prof. Dr. Nevzat Atlığ yönetiminde hazırlanan muhteşem CD serisini dinliyorum. Yüzlerce yıllık geçmişi olan musikimizin Abdülkadir Meragi’den Gazi Giray Han’ a… Itri’ den Hafız Post’a… Dede Efendi’ den Nikoğos Ağa’ ya… Kantemiroğlu’ dan III. Selim’ e… Dilhayat Hanım’ dan Fehmi Tokay’ a… kadar en önemli bestekârlarının her biri pırlanta değerindeki eşsiz örnekleri birbiri ardına su gibi akıyor. Binlerce yıllık Türk kültürünün en önemli parçası olan Türk Musikisinin ihtişamına bir kere daha şahit olurken, bizim kadar kültürünü hakîr gören, bu eşi benzeri olmayan hazinenin kıymetinin farkında olmayan bir başka millet var mıdır yeryüzünde acaba diye düşünmeden de edemiyorum.
MUSİKİ BİZİM GÖNÜL DİLİMİZ
1976 yılında Nevzat Atlığ tarafından kurulan Kültür Bakanlığı Devlet Klâsik Türk Müziği Korosu Türkiye Cumhuriyeti’ nin devlet eliyle kurulan ilk Klâsik Türk Müziği Korosu.
Tarihçi yazar Yılmaz Öztuna bakın ne güzel anlatmış:
‘’Koro fikir olarak, kuruluşuyla, bugünkü çizgisiyle, bütünüyle Atlığ’ ın eseridir. Klâsik musikımizi anlayışı, tahlil edişi, seslendirmesiyle en büyük icracımız olan Atlığ, titiz ve tavizsiz disiplini ile de ünlüdür. Türk’ ün Toscanini’ sidir. Koronun sanat çizgisi, müzikalite yanında, bu disipline de çok şey borçludur. Bu, bütün Türk Musikısi tarihinde elde edilmiş en yüksek icra çizgisidir. Ne Enderun-i Humayun’ da, ne Yenikapı Mevlevihanesinde, toplu icrada asla bu seviyeye çıkılamamıştır.’’
Kültürümüzün değerlerinin farkında değiliz. Özellikle de kültürümüzün belki de en önemli parçası olan Türk Müziğinin. Cemil Meriç’ in deyişi ile ‘Batı’ nın yeniçeri ordusu’ haline gelmiş Türk aydınları tarafından aşağılanan… horlanan müziğimizin.
Türk Musikisinin maruz kaldığı saldırıları, ihanetleri, ihmalleri… uzun uzun anlatmak yerine ‘devlet sanatçısı’ unvanı da olan Suna Kan’ ın, ağzından çıkan şu sözler, durumun vahâmetini çok iyi anlatmakta:
‘’Müzisyen olan babam bize alaturka dinlemeyi yasakladığı için, ben maalesef Dede Efendi’ yi tanımıyorum. Ulusal müzik için bir değer taşıyabilir belki, ama evrensel müzikte yeri olamaz.’’
Oysa, Ergun Göze’nin çok güzel dile getirdiği gibi ‘’ Musiki bir milletin gönül dilidir. Anadili gibi aziz bir başka ve daha içten bir dil. Aynı zamanda da her dil gibi bir tarih mirasıdır ve bir manevi hazinedir. Asırlardan süzülüp gelmiş sevdaları, zaferleri, hicranları, neşeleri ve elemleri ve heyecanları en güzel tarzda terennüm eder. ‘’
Bu değerli koronun onlarca bestekarımızın en seçkin eserlerini seslendirmiş olduğu, büyük bir titizlikle kaydedilmiş olan CD’ ler özellikle bu musikiyi her zaman her yerde dinleme imkânına sahip olmayan gençlerimiz için çok değerli bir hazine.
Yahya Kemal’ in
‘’Çok insan anlayamaz eski musikimizden
Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden’’ mısralarıyla
anlatmak istediklerini Emi Müzik’ ten çıkan bu CD’ leri dinledikten sonra daha iyi anlıyorsunuz.