Bir İstanbul Bronşiti Hikayesi
Bir yıldan fazla zamandan beri öksürüğü olan ve geçen hafta bana muayeneye gelen bir hastamın hikayesini eşinin ağzından sunuyorum: Kolay gelsin Ahmet Bey, Eşimim rahatsızlığından dolayı yaşadıklarımız ve başımıza gelenlerden kısaca bahsedeceğim. Uzun bir hastane maratonu ve evdeki yapılan maliyetli değişiklerle dolu Eylül 2009'dan Ocak 2011'e kadar süren uzun bir süreç. Evlenme planları dâhilinde eşim Haziran 2009'da okulların tatil olmasının ardından özel bir okulla yaptığımız anlaşma çerçevesinde İstanbul'a geldi, çalışmaya başladı ve Ağustos 2009'da evlendik, eşim de Eylül 2009'da devlet kadrosuna geçti.
Bir yıldan fazla zamandan beri öksürüğü olan ve geçen hafta bana muayeneye gelen bir hastamın hikayesini eşinin ağzından sunuyorum:
Kolay gelsin Ahmet Bey,
Eşimim rahatsızlığından dolayı yaşadıklarımız ve başımıza gelenlerden kısaca bahsedeceğim.
Uzun bir hastane maratonu ve evdeki yapılan maliyetli değişiklerle dolu Eylül 2009'dan Ocak 2011'e kadar süren uzun bir süreç.
Evlenme planları dâhilinde eşim Haziran 2009'da okulların tatil olmasının ardından özel bir okulla yaptığımız anlaşma çerçevesinde İstanbul'a geldi, çalışmaya başladı ve Ağustos 2009'da evlendik, eşim de Eylül 2009'da devlet kadrosuna geçti.
Eşimin İstanbul'a gelmesinin ardından başlayan öksürük ve halsizlik şikâyetleri Eylül ayında dayanılmaz bir hâl aldı ve hastane maratonu başladı.
İlk önce eve yakın bir devlet hastanesinin göğüs hastalıkları bölümüne gittik, astım teşhisi konuldu ve bir takım ilaçlar verildi.
Başlayan tedavi süreci sonuç vermeyince yine eve yakın bir özel hastanenin KBB bölümüne gittik, burada da farenjit teşhisi konuldu ve yeni bir tedavi süreci başladı.
Bu süreç devam ederken bir gece çok rahatsızlanan eşimi Vakıf Guraba Hastanesinin acil bölümüne götürdük, akciğer filmi çekildi, muayene edildi sonuç olarak hiç bir sorunu yok sağlam denildi ve aynı öksürükle eve geldik.
Takip eden günlerde bu konuda (ciğerler, öksürük, vb sorunlarda) en uzman olabileceğini düşündüğümüz yer olarak Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesine gittik, burada alerjik astım teşhisi konuldu ve tedavi süreci başladı.
Bu tedavi süresi içinde konulan teşhis alerjik astım olduğu için evde bir takım değişiklikler yapmamız gerektiğini düşündük ve halılarımızı attık yerine anti-bakteriyel halılar aldık, evdeki olası haşerelere karşı evi ilaçladık, elektrikli süpürgemizi su filtresi +hepa filitre olan başka bir süpürge ile değiştirdik. Evde beslediğimiz ev hayvanımızı (gonzalez= bir tür hamster) bağışladık, evdeki tüm koltukları ayda bir yıkar hale geldik ve hatırlamadığım ufak tefek bir sürü değişiklik.
Alerjik astım tedavisi başta biraz iyileşme gösterse de bir süre sonra şikâyetler eski haline geri dönünce Çapa Alerji bölümüne gittik, burada da alerjik astım teşhisi konuldu ve KBB' a da gidin sinüzit ve polip kaynaklı sorun olabilir denildi ve bunun üzerine iyi bir KBB uzmanı arayışı başladı.
Eve yakın özel bir hastanede arayış son buldu. Uzmanın kararı üzerine Haziran 2010'da okulların tatil olmasının ardından sinüzit ve polip ameliyatı yaptırdık, ameliyat sonrası doktor "Sen bunlarla nasıl yaşadın, ben bunca yıldır bu ameliyatları yaparım seninki kadar ilginç bir ameliyat yapmadım, sinüzitlerin lastik gibi çektikçe uzadı durdu, temizlemek bayağı zor oldu." dedi.
Ameliyat sonrası bir süre öksürük sorunumuz olmadı eşim ailesinin yanına tatile gitti. Orada rahatsızlıklarının artması üzerine Üniversite Hastanesinin göğüs hastalıkları bölümüne gitmiş, burada hastalığının astımla alakası olmadığının, bronşlarının dolmuş olduğunun ve muhtemelen reflüden kaynaklı bir sorunu olduğunun söylenmesi üzerine eşim İstanbul’ a gelince sinüzit ameliyatını olduğu özel hastanenin dâhiliye bölümüne gittik ve alerjik astım teşhisi konuldu.
Bu teşhis daha önceden de konulduğu ve tedavinin bir sonuca ulaşmadığını bildiğimiz için tatmin olmadık ve eve yakın olan o devlet hastanesinin dâhiliye bölümüne gittik. Burada da farenjit ve mideden kaynaklandığı söylenince yeni bir tedavi süreci başladı ve midedeki olası sorunu çözmek için vakıf Guraba hastanesi genel cerrahi bölümüne gittik, endoskopi yapıldı, mide fıtığı ve gastrit var denildi.
Bunun üzerine farenjite ek olarak bunun içinde bir tedavi süreci başladı. Tüm bu teşhis ve tedavi süreçleri başlangıçta rahatsızlığı ortadan kaldırıyormuş gibi olsa da aradan bir süre geçtikten sonra şikâyetlerin tekrar başlaması tüm bu teşhis ve tedavilerde bir yanlışlık olduğu kanaatine varmamıza sebep oldu ve tüm bu süreçler içinde yaptığımız araştırmalar sonucu en son size geldik.
Bu sefer sağlıklı bir teşhis ve tedavi süreci geçirip eşim sağlığına kavuşur diye umut ediyorum.
Ve nihayetinde tüm bunlardan bir çıkarım yapmak gerektiği kanaatindeyim; tüm bu sürecin devlet bütçesine, aile olarak bizim bütçemize verdiği zararları düşününce doktorlarımızın bazı konularda biraz daha eğitime, kendilerini güncellemeye açık olması ve bu açıklığın devlete ve ülke ekonomisine katkı sağlayacağı kanaatindeyim.
Sağlık Bakanlığının ve SGK' nun böylesi bir israfı önlemek için hizmet içi eğitimlere önem vermesi de ayrı bir temenni.
Kolay gelsin, çalışmalarınızda başarılar.
peki sonuç ne oldu?ondan hiç bahsedilmemiş.dr.ların herşeyi teşhis edebilme olasılığı yok.bu hikayede anlatılana benzer pekçok vaka sayılabilir.ama ahmet hoca nasıl davranmış?biraz öksürüğü olan çocuklara astım teşhisi koyarak tedavi uyguladıklarını biliyoruz.ama sonucu çok defa muğlak kalan vakaları naapalım?
Ocak 30th, 2011 at 23:37