Bir Geziden İzlenimler
“Birkaç gün önceden karar veriliyor. Hafta sonu planı yapılıyor. Gezi yeri Kırklareli olarak belirleniyor. Plana dahil olmayan bir şey var; hava durumu, yağışlı gösteriyor. Aldırmıyorlar yağmur geziye engel olamaz.Tatil sabahı hava gayet açık, güneş sevimli bir şekilde gülümsüyor. Yolcular mutlu, planlar tıkırında gidecek diye umutlular. Bilmem Ne Turizm’in minibüsleri otogardan sık sık Kırklareli’ye yolcu taşıyor. Yolculuk Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yapmış Edirne’den başlıyor. Yol boyunca hava bir açıyor bir kapatıyor. Hiç sorun değil, gezi güzel geçecek kendilerinden eminler. Kırklareli Edirne’ye 52km, İstanbul’a 230km uzaklıkta bir şehir, minibüs ile varış yaklaşık bir saat sürüyor.
Rahat bir yolculuk sonrası onları bir sürpriz bekliyor. 20. Kırklareli Karagöz Kültür Sanat ve Kakava Festivali afişini görüyorlar. Hem de son gününe rast gelmeleri büyük tesadüf olarak karşılarına çıkıyor. Festival boyunca çeşitli etkinler düzenlenmiş fakat vakit dar sadece sergi gezmek yetmeli, öyle yapıyorlar. Sergi tren garının önüne kurulmuş, tüm tezgahlar rayların iki yanına sıralanmış, ilginç geliyor. İlk üç tezgahda meşhur Kızılcıkdere Köyü sucuklarından pişiriliyor. Sucuk kokusu her yere yayılıyor. Sucuk bol olunca ekmek arası sucuk uygun fiyattan satılıyor, yanında ayran bedava veriliyor. Aç karnı doyurmak için çok güzel bir seçenek oluyor. Sergide yok yok bayram yeri gibi, sergi daha çok bayanlara hitap ediyor. “Eli boş dönmek olur mu?” fular, küpe, incik boncuk almadan gelinmez. Kendini ödüllendirmek kadar hoş bir şey yoktur. Közde Türk Kahvesi içtikten sonra Kırklareli’de yapılmadan dönülmez listesine İstasyon Caddesi’nde yürüyüş seçeneğini ekliyorlar.
Soluklanmak için oturdukları çay bahçesinde serin bir limonata içlerine değiyor. Hava iyiden iyiye kapatmaya, bulutları Kırklareli’nin üzerine çağırmaya başlıyor. Şimşekler çakarken gitme vakti geldiğini düşünerek yola koyuluyorlar. Günün tatlı yorgunluğu çökerken bulutları türlü şekillere benzetip kendi aralarında eğleniyorlar. Kırklareli’nin rakımı Edirne’ye göre daha fazla olunca sanki kendilerini göğe yakın hissediyorlar.
Edirne’ye varış ile dinlenme moduna geçiş arasında çok kısa bir süre ayakta kaldıktan sonra uyku huzur versin diyerek gözleri uykuya dalıyor.”
Kırklareli sakin, seçkin ve yeşili çok bir yer olarak hafızamda kaldı. Okumuş insan sayısının yüksek olduğunu söylediklerini eklemeliyim. Sergi yolunda yürürken insan profili de dikkatimi çekti. Gayet iyi giyimli insanlar gördüm. Buradan belki gelir seviyesinin yüksek olduğu tahminini yapabilirim. Trakya Bölgesi’ne gelip de görmenizi tavsiye edebileceğim bir yerdir, diyorum.
“İnsanları tanımak istiyorsanız birlikte ya yolculuğa çıkın ya da yemek yiyin” derler, kesinlikle katılıyorum. Bazı arkadaşlarımla samimiyeti yolculuklarda kurmuşumdur, diğer yandan yemek yemelerinden insanları tanıma konusu ise bazen insanı hüsrana uğratabiliyor. Yine de eskilerin sözünden çıkmamak mantıklıdır.
Uzak şehirlere ulaşmak, farklı insanlarla tanışmak, yeni deneyimler edinmek iyidir. Kattıklarını düşününce insanın Evliya Çelebi olası geliyor. Türkiye şartlarında turlara katılıp ülkemizi keşfetme imkanları az olsa da küçük çaplı geziler yapılabilir.
Ömür biter yol bitmez. Gezilerde kurduğunuz arkadaşlıkların daimi olmasını dilerim. Yolunuz açık olsun.
Bu gezilerini bir blogta değerlendir adaşım. Fotoğraflar yazılar derken kapattığın blogun yeniden canlansın ne dersin?
Haziran 2nd, 2010 at 01:14Sevgili Adaşım;
Blog yazmak bana uzak galiba, Fotoğraflar konusunda haklısın onları kullanmanın bir yolu vardır. Şimdilik kapalı tutacağım.
Yorum için teşekkür ederim.
Haziran 2nd, 2010 at 09:18Son satırlarına kesinlikle katılıyorum.
Yurtdışı da dahil edilmeli buna. Ben bu yıl ilk kez deneyeceğim. Şimdiden anlaştım. Üstelik fiyatlar tahminimden çok daha çok uygun çıktı. Dubai var örneğin.4 gün 5 gece...
Bence de blogunu açmalısın Aslıcığım.Ne kadar az yazabilsen de dursun..
Sevgilerimle...
Haziran 3rd, 2010 at 13:19Amin arkadaşım inş. :))
Haziran 4th, 2010 at 22:07