Bir Cinsini Sevdiğim Cinsine Çeker Yazısıdır!
Uluslararası İlişkiler bölümünü bir çırpıda bitirip, bir o kadar senede gariban ömrümü akademik çalışmaya vermenin ardından derin bir şaşkınlık içindeyim.Şimdiye kadar kendi branşımda neden hiçbir yazı kaleme almadım, bende hayret ediyorum doğrusu.aliba bunun en büyük sebebi, cami müezzininden, diplomat yapılan bir ülkede yaşıyor olmam. Özellikle dış politika gibi teknik ve bir o kadar da karmaşık konuların, yediden yetmişe, ağızlara alınarak, çilekli sakız gibi ağızlarda çiğnenmesi,beni deli ediyor.
Uluslarararası İlişkilerin, U'sundan bihaber, lakin iş laf ebeliğine geldiğinde, kendisinde Henry Kissingervari,söylemler beliren yurdum insanı varken, akademik olarak, Uluslararası meselelerin özünü anlatan, üniversitelerin kapısına kilit vurmak lazım.
Katil Amerika!
Şerefsiz İsrail!
Yavşak Yunanistan!
Gomünüst hemide Satanüst Rusya!
Yobaz İran!
Pis Araplar!
Daha neler neler...
Ama iş icraata gelince,harita da yerini göster desem, Kıbrıs'ı bile, İstanbul'un ilçesi olarak işaretler...(Şaka değil,gerçek!)
Dünya'yı ve Dünya siyasetinde yer alan aktörleri, önüne ya da arkasına sıfat iliştirmeden zikredemeyen ve kendi yakıştırmalarıyla beraber, kahvehane masalarındaki sohbetlerine konu eden, beyni boş, papağanlarımıza bir baksanız, Türkiye'yi değil, Dünya'yı da kurtardığını görürsünüz!
Ağızda ıslak dudaklarla tutturulan, üçüncü sınıf sigaranın dumanı eşliğinde, Dünya'ya barış getiren bu arkadaşların, konuşma potansiyelleri de bir hayli fazladır!
Yani kısacası, Türkiye'de her köşe başında, bir Avrupa Birliği ya da Ortadoğu ya da Kafkaslar uzmanına rastlamak gayet mümkün ve sıradan bir iş!
Avrupa Birliği dendiğinde, sohbetleri bitiren, mihenk taşı olan cümle: ''Laa oğlum, zaten almayacaklar bizi! Ne uğraşıyoz!'';
OrtadoAvrupa Birliği ğu dendiğinde, ''Yahu gardaş, bu Araplara herşey müstehak! Nankör bunlar!'';
Kafkaslar dile geldiğinde; ''Ama Çeçenlerde okul-hastane basıyor! Ruslar haklı beyler!'';
Hele ki, OrtaAsya konu olduğunda, ''Ah şimdi bir gitsem oraya, yirmi tane Çinli'yi rahat gebertirim ağabey!'' gibilerinden, akıllara zarar, sokak analitiğiyle dolu, onlarca jargon çarpar kulaklarımıza!
Ve bu meraklı çoğunluk, dış politika konularında sidik yarışını yaparken, atı alan üsküdarı çoktan geçip, otoban gişelerine ulaşır!
Haksızlık etmeyelim, bu durum sadece bizim ülkemize has bir durum değil. Dünya insanları ne kadar salaklaşırsa, ortaya atacakları tezlerde bir o kadar da ahmakça olur!
Ne diyeyim, bizi salaklaştıran gizli güçlere, bir tutam kına alıp, ziyarete gitmek icap eder!
Aksi takdirde, ne Dünya'yı anlayabiliriz, ne de Dünya bizi...
NOT: İŞTE BUNDAN DOLAYI, NE DEDİĞİMİ ASLA ANLAMAYACAK GENİŞ BİR KİTLENİN VARLIĞINDAN ÖTÜRÜ, ASLA KENDİ BRANŞIM DOĞRULTUSUNDA YAZI KALEME ALMAYACAĞIM! DIŞ POLİTİKA KONUSUNDA YAZILAR YAZAN ARKADAŞLARA GELİNCE, KALEMİNİZE KUVVET! AMAN DİKKAT... HER AN YUKARIDA BELİRTTİĞİM KİTLEYE BİR ADIM DAHA YAKLAŞIYORSUNUZ!
