Bir Ayıp, Bin Ayıp…
Dört ay önce.
Siyasette 8’nci kez il başkanı oldu.
Çevresi kalabalık.Telefon susmuyor, odası hep dolu.
İlgi, itibar, ihtimam tüm ihtişamıyla…
Örgüt, belediye başkanları sırada:
“ Bir isteğiniz var mı sayın başkanım?”
Sade üyeler koridorda:
“Efsanesin sen efsanesin…”
* *
Dört ay sonra.
Kurultay’da açık, net oynadı, kaybetti.
CHP İl Başkanı Ekrem Bulgun, yalnız adam oldu.
Odası boş, kapı önü sessiz.
Telefon çalmıyor.
Mesaj sinyalleri geliyor.
Küfür, taciz, tehdit… Her çeşidiyle.
İnternette gruplar kampanya başlatmış:
“Çek git… Koltuğu boşalt…”
* *
78 yaşın olgunluğu, babacanlığıyla gülüyor.
İçi kırık, yüreği buruk, ruhu fırtınalı ama…
İnancın, asaletin savaşını veriyor,
“Yanlış yapmadım… Olması gibi davrandım.
Dün neyse, bugün aynıyım. Yarın da öyleyim”
Direnişini açıkça sergiliyor:
“İstifa yok, göreve devam”
* *
Söylüyor da…
Vadenin yakın olduğunu biliyor.
İnfaz şeklini de dillendiriyor:
“Ya genel Başkan veya MYK alacak.
Veya 620 delegenin yarısı imza toplayacak”
Böylece Ekrem Abi dosyayı kapatacak.
* *
Ekrem Bulgun, hep başkandır.
Ortaokul, lisede sürekli sınıf başkanıdır.
Teknik Üniversite’de cemiyet başkanıdır.
Makine Mühendisleri Odası’nın ilk başkanıdır.
Oğlu, kızının okullarının koruma derneği başkanıdır.
Sokakta selam verenin;
Tanıyanların gönlünün başkanıdır.
* *
Başkanın bugün yaşadıkları başkadır.
Kabulü zor başkalık içinde…
“Politikada her şey mubahtır…” demek…
Seviyesiz, haysiyetsiz davranışlara çanak açmak…
Yüze gülüp, çukur kazmak bir ayıpsa…
Politikanın dik duruşlu başkanına yapılanlara;
Sessiz kalmak bin ayıptır.
******************