Binbaşı Mıgırdiç (Gerçek Bir Hayat Hikayesi)
Osmanlı İmparatorluğu'nun subaylarından Binbaşı Mıgırdiç 1915 yıllarında Ege Bölgesi'nde bir çok Yahudi-Rum-Ermeni ve Vatan Haini bir kısım Türk'e çete teşkilatı kurdurmuştu, arada bir Ege'yi dolaşıp bu çeteleri ziyaret ediyor. Avantasını alıp tekrar birliğinin başına geçiyordu, bir ziyareti sırasında Rum Eşkiya Yoran Ağa ile oturup çay içerlerken 2 adam kapıya geldi. İçlerinden birisi Mıgırdiç'e ''Komutanım bu adam sizinle görüşmek istiyor.'' dedi, eli yüzü yaralı olan Türk ''Akşam çok kötü şeyler olmuş, Yoran Ağa'nın 20 adamını Demirci Mehmet Efe öldürmüş..'' haberini verdi. Binbaşı Mıgırdiç ile Yoran Ağa hemen Aydın'ın Nazilli İlçesi'nin Hamzallı Köyü'ne giderek cesetleri topladılar. Kuyucak Mezarlığı'nda toprağa verdiler, Binbaşı Mıgırdiç bu olaydan sonra İzmir Valiliği'ne bir mektup yazarak Demirci Mehmet Efe'nin Yoran Ağa Çiftliği'ni bastığını ve 20 adamını öldürdüğünü rapor etti. Buna benzer çok sayıda sahte rapor yazıp üstlerine ulaştırıyordu, bu olaydan 3 gün sonra Demirci Mehmet Efe'nin takibine memur edildi. 80 asker alıp takibe başladı, yolda rastladığı yaşlı, genç, çocuk kimi görse sorguluyor, görmedim. Bilmiyorum diyene tokatı yapıştırıyor, yanındaki askerlerde zavallı kimseleri dipçikle ölesiye dövüyor. Ağzını burnunu kan çanağına döndürüyorlardı, yanında bir yığın Yahudi-Ermeni-Rum eşkiyalarda vardı. Bunlar Mıgırdiç'ten kuvvet alarak bazen bu kişileri öldürüp bir kenara atıyorlardı. Üstlerinde başlarında ve evlerindeki her türlü para ve kıymetli eşyayı alıp aralarında bölüşüyorlardı.
Binbaşı Mıdırgiç uzun süre Demirci Mehmet Efe'yi aradı, kime sorduysa yerini öğrenemedi. Karacasu İlçesi'nin Karıncalı Dağı'nı allak bullak etti, Demirci Mehmet Efe'nin izine rastlayamadı. Sonunda kim Demirci Mehmet Efe'nin kızanı ise onların evlerini bastı, öldüresiye dövüp öldürdü. Paralarını aldı, yanındaki eşkiyalarla paylaştı. İzmir Valisi'ne yeniden mektup yazarak Demirci Mehmet Efe'yi bulamadığını, 90 yaşındaki babasını sürgüne gönderirse Demirci Mehmet Efe'nin yakalanabileceğini ifade etti. Mektubuna hemen cevap geldi, Tekirdağ'a gemi ile İzmir'den götürmeye bizzat kendisi ve Civinis isimli Rum Çete eşlik etti. Yolda yaşlı adama epey eziyet etti, vurdu. Dövdü, hırsını alamadı, adamı denize attı. Adamcağız öldü, Binbaşı Mıgırdiç yeniden Aydın'ın Karacasu İlçesi'ne Demirci Mehmet Efe'nin yaşadığı Karıncalı Dağı'na döndü, etrafa çevrenin gençlerini topladı. 2 metrelik bir çukur kazdırdı, Nazilli'den yanmamış kireç getirtti. Maksadı buraya Demirci'yi diri diri atmak ve öldürmekti, etrafındaki Yahudi-Ermeni-Rum-Türk Çete ve muhbirleride Binbaşı Mıgırdiç'e habire gaz veriyor. Demirci Mehmet Efe'yi yakaladıklarında nasıl işkence yapacaklarını ve öldüreceklerini hesap ediyorlardı.
Demirci Mehmet Efe'yi bulmak için 100'den fazla adamı öldürmüş, bu haberler çoktan Demirci Mehmet Efe'ye ulaşmıştı. Binbaşı Mıgırdiç bütün aramalarına rağmen Demirci Mehmet Efe'yi bulamayınca Demirci Mehmet Efe'nin karısı ile 1 yaşındaki çocuğunu yakalayıp Kireç Kuyusu'nun başına getirmişti. Kadını konuşturmak istiyor ama konuşturamıyordu, 1 yaşındaki çocuğunu yanındaki çetelerden birisi havaya atıp kasaturayı altına tutmuş. Çocuk ciyak ciyak bağırarak ölmüştü, kadın ise yediği tekme ve tokatlarla uğraşırken kendisini konuşturmak isteyen 2 eşkiyayı kireç kuyusunun içine atmış. 3.cüsü ile uğraşırken kireç kuyusuna düşüp ölmüştü, bu olaydan bir müddet sonra Demirci Mehmet Efe ile temas kurdu. Ne yazık ki yanında seçerek getirdiği 20 Yahudi-Ermeni-Rum askeri kaybetmişti, bunu askerlerinin acemiliğine bağladı.
İzmir'e döndü, daha önce Çakıcı Mehmet Efe'ye silah temin eden İngiliz Vitol ve Forbes Şirketi yöneticileri ile gizli bir görüşme yaparak ceza evlerinde bulunan bazı Yahudi-Ermeni-Rum Çetelerinin serbest bırakılmasını istedi. İzmir Valisi ile araları iyi olan İngiliz Şirketi durumu hemen Valiye aktardı, vali durumu normal buldu. Hemen İstanbul'a padişaha mektup yazıldı, eşkiyaların 2.kez affı istendi. Saraydan cevap 15 gün içinde geldi, İzmir, Söke, Aydın, Nazilli'de faaliyet gösteren Bayındırlı Panayot, Valaho, Kaptan Andriye, İzmir'li Aleko, Adalı Niko, Seyrek Köylü Nikola, Dönme Hacı Bekir, Söke'li Pandeli,Adalı Astaki, İzmir'li Kör Hayım, Adalı Yuvanis, Dönme Cıvık Osman, Kaptan Foti hemen serbest bırakıldılar. Bunların 150'ye yakın adamıda vardı, Binbaşı Mıgırdiç'e yardımcı olarak verildiler. Binbaşı Mıgırdiç bunlarla yetinmedi, Asayiş Komutanlığı'ndan takviye olarak Yüzbaşı Yorgo, Yüzbaşı Ohannes. Yüzbaşı Salamon, Yüzbaşı Dimitri ile birlikte 20 Rum 20 Ermeni askeri yanına alarak Karıncalıdağ'ın yolunu tuttu. Toplam 300'e yakın kişi ile Karıncalı Dağı'nı tırmanmaya başladı, birden bir kurşun vızıldadı. Herkes kayaların arkasına yatıp kurşun sıkmaya başladı, ortalık cehenneme dönmüştü. Kurşunu sıkan Demirci Mehmet Efe'nin kızanı Zurnacı Ali Efe idi, yanında adamları vardı. O sırada Demirci Mehmet Efe ve adamları Karıncalı Dağı'na doğru geliyorlardı, silah seslerini duyunca ''Eyvah bizim adamlar pusuya düştü galiba..'' diyerek atlarını daha hızlı sürmeye başladılar. Çatışma mahalline geldiklerinde kayaları kendilerine siper ederek ateş etmeye başladılar, Demirci Mehmet Efe askerleri görünce Ermeni Binbaşı Mıgırdiç olduğunu anlamıştı. Bağırdı ''Dünyayı üstüme göndersende elimden kurtulamıyacaksın Mıgırdiç, bu dağ ikimize çok gelir.''Ermeni Binbaşı Mıgırdiç ''Köpek gibi uluma, gel teslim ol. Yoksa karınla çocuğunu nasıl kireç kuyusunda yaktıysam senide öyle yakacağım, bağıra bağıra öleceksin..'' Öylesine birbirlerine laf atıyorlardı ki bu arada kurşunlar vızıl vızıl ötüyordu. Bir çok asker ölmüştü, Demirci'nin cevap vermesine kızan Yüzbaşı Salamon karşı kayalara koşarken Söke'li Ali Efe tetiğe dokunmuş. Yüzbaşıyı alnının ortasından vurmuştu, Yüzbaşı Salamon'un öldüğünü gören Yüzbaşı Dimitri'de öne atılınca gırtlağından aldığı bir kurşunla oda yere serilmişti. Binbaşı Mıgırdiç gözünün önünde vurulan 2 adamını görünce paniğe kapıldı, askerlerine ''Durmayın, ateş edin. Öldürün şu eşkiyayı..'' diye bağırıp duruyordu, çatışma başlayalı saatler olmuştu. Kurşunu yiyip ölen askerlerin ve efelerin bağırtıları dağı çınlatıyordu, durumun aleyhine döndüğünü gören Binbaşı Mıgırdiç Yüzbaşı Kosta'nın kulağına ''Ben Bozdoğan'a gidiyorum, takviye kuvvet isteyeceğim..'' diyerek 50 adamı ile çatışma meydanını terketti.
O gider gitmez çatışma şiddetlendi, Yüzbaşı Kosta ile 27 adamıda öldürüldü. Kalanlar gece karanlığında etraflarını saran efelere teslim oldular, Demirci Mehmet Efe çevre güvenliğini alarak askerleri sorgulamaya başladı. İçlerinden Türk olduğu anlaşılan bir asker teslim olanlardan 4-5 kişiyi göstererek ''Karşıda duran Vasili, Niko, Poliminekos, Mihail ve yüzbaşı Ohannes babanı döve döve öldürdü, Tekirdağ'da denize attı..'' deyince Demirci Mehmet Efe Yahudi-Ermeni-Rum olan askerlere ''Bu adamın dedikleri doğrumu ?'' diye sordu, 4 askerde ''Doğru..'' deyince kurşunlayıp hepsini öldürdü. O sırada Binbaşı Mıgırdiç'in takviye kuvvet istemek için Bozdoğan'a gittiğini öğrendi, adamları ile fırtına gibi peşlerine takıldı. Hükümet Binası'nı çevirdi, içindeki Yahudi-Ermeni-Rum memurları öldürdü. Binayı ateşe verdi, Jandarma Karakoluna gitti, binayı çevirdi. İçinde çalışan Yahudi-Ermeni-Rum memurları öldürdü, binayı ateşe verdi. Askerlik Şubesi'nin etrafını sardı, içinde çalışan Yahudi-Ermeni-Rum memurları kurşuna dizip öldürdü. Binayı ateşe verdi, Bozdoğan Ceza Evi'ni sardı. Yahudi-Ermeni-Rum asker-memur-subayları öldürdü, cezaevinde Türkleri serbest bıraktı. Cezaevini ateşe verdi,bu arada Binbaşı Mıgırdiç'in Sultanhisar'a geçtiğini öğrendi. Atlarını çatlatarak Sultanhisar'a doğru yol almaya başladılar, yataklarından bir evin kapısını çalan efe'ye evin hanımı kapıyı açtı. Demirci Mehmet Efe'yi karşısında görünce ağlamaya başladı, Demirci niye ağladığını sorunca ''Yiğidimi bu gün Binbaşı Mıgırdiç öldürdü..'' dedi kadın. Demirci evin hanımına Binbaşı Mıgırdiç'in nerede kaldığını sordu, kadın Fırıncı Toma'nın evinde kaldığını söyledi ve evi gösterdi. Demirci Mehmet Efe ve adamları önce Toma'nın fırınını ateşe verdiler, sonra nöbetçi tutan Yahudi-Ermeni-Rum olan askerleri vurup öldürdüler. Toma'nın evinin içine daldılar. Binbaşı Mıgırdiç uyanmış, elinden kolundan yaralanmıştı. Neye uğradığını şaşırdı, Efeler elini ayağını bağlayıp adamını öldürdüğü kadının evine getirdiler, Demirci Mehmet Efe kasaturayı uzatıp ''Haydi bunun kulaklarını kes, koca'nın intikamını al..'' dedi. Kadın hiç tereddüt etmeden Binbaşı Mıgırdiç'in kulaklarını kesip Demirci Mehmet Efe'nin önüne attı. Kızanlar Binbaşı Mıgırdiç'i alıp Karıncalı Dağ'ın yolunu tuttular ve kireç kuyusunun yanına getirdiler, bu arada Binbaşı Mıgırdiç'in eşkiyası Civinis'ide efeler yakalamıştı. Onu da aynı kuyunun başına getirdiler, Demirci Mehmet Efe silahın dipçiği ile dört beş kez Binbaşı Mıgırdiç ile eşkiya Civinis'in başına vurdu ve ''Utanmadınız mı ülen 90 yaşındaki adamı dövüp denize atmaya, 1 yaşındaki çocuğu ve kadını kireç kuyusuna atıp yakmaya..?'' dedi. 2'sindende ses çıkmadı, Kokunun Molla ile Takmaklı Hasan Binbaşı Mıgırdiç'i. Karapınarlı Ali Molla ile Kınoğlu Süleyman Civinis'i kollarından tutup kireç kuyusuna attılar. İkiside bağıra bağıra, yalvara yalvara öldüler. Demirci kendisini öldürmeye gelen 300-350 kişiden arda kalan 3-4 askeri İzmir Garnizonuna göndermeleri için kızanlarını görevlendirdi, kızanlar askerleri Nazilli'den trene bindirerek İzmir'e yolcu ettiler. Demirci Mehmet Efe'yi öldürmek için kuyu kazdıran Osmanlı İmparatorluğu'nun Ermeni Binbaşısı Mıgırdiç kendi kazdırdığı kuyuya kendisi düşmüş ve can vermişti, padişahın serbest bırakıp Demirci Mehmet Efe'nin peşine taktığı Yahudi-Ermeni-Rum çete başlarıda dahil olmak üzere hepsi öldürülmüştü.
Günümüzde AB kodomanları ve yardakçıları el üstünde tutuluyor. Efelerin kemikleri sızlıyor
Temmuz 17th, 2010 at 19:29Kerim hocam, tarihi gözlerimizin önünde canlandırdığınız öykünüzü merakla okudum. Bir egeli olarak size çok teşekkür ediyorum.
Temmuz 20th, 2010 at 09:01Saygı ve selamlarımla.
Tüylerim diken diken okudum. Ne badireler atlatmışız.
Temmuz 21st, 2010 at 14:22Yaşamadığımız için bir çoğumuza safsata geliyor ne yazık ki.
O günler bir daha gelmesin. Bu topraklar kolay kazanılmadı ama kolay harcanıyor ne yazık ki.
Canı içinde olan her aklı başında insana iş düşüyor.
Demirci Mehmet Efendilerin hakkını helâl ettirmek için.
Paylaşım için teşekkürler, saygılar