Bilişim Neslini Bekleyen Tuzaklar ve Güvenli İnternet
Son yıllarda bilişim teknolojileri baş döndürücü bir hızla ilerliyor. Televizyon, bilgisayar ve internet teknolojileri her geçen gün kendini yeniliyor. Bu ilk bakışta olumlu bir gelişme olarak görülse de, meselenin arka planına baktığımızda bizi tedirgin eden korku ve şüphelerle karşılaşıyoruz. İnternetin kısa zamanda çok büyük ilerlemeler kat etmesi, hayatımızı kökünden değiştiren yenilikleri de beraberinde getiriyor. Bu yenilikler olumlu olabildiği gibi, olumsuz yönde de olabiliyor. İnternetin olumsuzlukları canımızı sıkıyor.
Türkiye’de ve dünyada internet kullanımı baş döndürücü hızla yayılıyor. Ülkemizde mevcut internet abonesi miktarı 24 milyon rakamına ulaşmış durumdadır. Bir interneti iki kişinin kullandığı varsayılırsa, internet kullanıcısı sayısı 50 milyona dayanır. “Bunun nesinden korkuyorsunuz? İnternet hayatımızı kolaylaştırıyor” dediğinizi duyar gibiyim. Bu, bir noktaya kadar doğrudur. İnternet mesafeleri kısalttı, insanlar birbirleriyle görüntülü olarak sıkça görüşebiliyor. Bilgiye ulaşmanın önündeki engeller büyük oranda aşıldı. Bir haber için ertesi günün gazetesini beklemek zorunda değiliz artık... Gazeteler artık internet üzerinden de hizmet veriyor. Dilediğiniz köşe yazarının yazısını gazete almadan okuyabiliyorsunuz.
İnternet üzerinden bankalarla ilgili işlemlerimizi yapabiliyoruz. Bir tuşa basarak istediğimiz şeyi sipariş verebiliyoruz. e-devlet üzerinden resmî işlemlerimizi halledebiliyoruz. Fakat kazın ayağı böyle değil. Dünyanın 160 ülkesindeki milyonlarca bilgisayarı birbirine bağlayan internet, o kadar da masum değil. Bu sistem bazen huzurumuzu kaçırabiliyor.
İnternet çok faydalı siteleri ve hizmetleri sunduğu gibi, çok çirkin siteleri ve sözde hizmetleri(!) de sunuyor. Herkes bu teknoloji harikasında istediğine ulaşabiliyor. Sosyal medya hayırlı buluşmalara vesile olduğu gibi, şer buluşmalara da zemin hazırlayabiliyor. İnternet yüzünden çocuklarımız ve gençlerimiz kötü alışkanlıklara müptela olarak avuçlarımızdan kayıp gidiyor. Hayat tecrübesi yeterli olmayan gençler, internetin tuzaklarına düşebiliyor. Art niyetli kesimler, saf ve temiz ruhları internet yoluyla kirletiyor. Özgürleşme aracı olarak gördüğümüz internet, bağımlılık noktasına gelince özgürlüğümüzü kısıtlıyor.
İnternet; çevremizle ilişkilerimizi belirliyor, sınırlıyor. Çocuklar internette uzun süre kalıyor, bu alette saatlerini geçiriyor. Böyle olunca, aile bireyleri arasındaki iletişim sekteye uğruyor. Kimse kimseyi dinlemiyor, kimse kimsenin derdiyle dertlenmiyor, mutluluklar paylaşılmıyor. Aynı çatı altında yaşansa da, ruhlar arasında kalın duvarlar örülüyor.
İnternet üzerinden yapılan görüşmeler yüzünden yuvalar yıkılıyor. Kadın kocasını, koca karısını terk ediyor. Sosyal medya üzerinden, bir çeşit “modern kölelik” olarak tabir edebileceğimiz kadın pazarlamacılığı bile yapılıyor. İnternet üzerinden para karşılığı kumar oynanıyor. Pornografik siteler gençlerin tertemiz ruhlarını karartıyor. Artık insanlar sohbet etmek ve oyun oynamak için kahvehanelere gitme ihtiyacı duymuyor; bu işi gören yüzlerce sohbet odaları ve sanal kumar salonları var. Bir sıcak çayları eksik, onun dışında her şey var.
Günümüzde insanları tehdit eden önemli bir sorun da internet bağımlılığıdır. Bazı insanlar sabah internete oturup gece yarılarına kadar onun karşısında kalıyor. Bu öyle bir noktaya geliyor ki kişi toplumdan ve çevresinden tamamen kopuyor. Bu da birçok psikolojik rahatsızlığı beraberinde getiriyor. Artık dünyada ve Türkiye’de ruh hastalıkları hastanelerinde “internet bağımlılığı poliklinikleri” var. İnternet bağımlılığı artık hastalık düzeyine ulaşmıştır.
Bu çağda interneti evlerimizden atamayacağımıza göre, onu ıslah etme ve kontrollü kullanma yoluna gitmeliyiz. İnsanlar bıçağı şiddet aracı olarak kullanıyor diye evlerimizdeki bıçakları çöpe mi atıyoruz? Bıçak katilin elinde cinayet aracı olsa da, doktorun elinde hayat kurtarıyor, mutfaklarımızın vazgeçilmez aleti olarak bizlere hizmet ediyor. Bilgisayarı ve interneti de bıçağa benzetebiliriz, o da kullanım amacına göre faydalı veya zararlı olabilir.
İnternet amaç değil, araçtır. Onu yerinde kullanmalıyız. Bu konuda sınırları zorlamamalıyız. Çocuklarımızı kötü yayınlardan korumak için Güvenli İnternete geçmeliyiz.