Bilinmedik Bir Şahsiyet ve Anadolu Doğurganlığı
Anadolu öylesine muazzam ve öylesine büyük bir coğrafya ki her dönemde çok değişik alanlarda çok önemli insanları bağrında yetiştirmiştir.İşte bu anlamda Yunus Emreler, Mevlana’lar, Hacı Bektaşi Veliler ve Atatürk gibi daha ismini anmadığımız nice kendi alanlarında büyük insan var, onları da burada zikredemedik ise hakları kalmasın ve af ola diyerek; bu büyük insanlar ile eş değer olmasa bile kendi yaptığı iş alanında çok büyük ve isabetli yorumları, fikirleri ve buluşları olan kafası çok çalışan dürüst ve çalışkan bir insan olarak tanıdığım Cevdet Şener isimli bir dosttan sizlere söz edeceğim. Şimdi diyeceksiniz yada içinizden geçtiğini düşünüyorum, içinizden soruyorsunuzdur bu Cevdet Şener isimli arkadaş neden önemli diye.
Evet şimdi bu güzel arkadaşımızın önce size kısa da olsa bir biyografisini sunduktan sonra yaptığı ve yapacağı bir projesini de sizinle paylaşacağım. CEVDET ŞENER : 25.09.1963 BOLU İLİ DÜZCE İLÇESİ GÖLYAKA NAHİYESİ DOĞUMLU. YIL 1970-1975 ÖĞRETİM YILI:KUYUDÜZÜ KÖYÜ KARMA EĞİTİM İLKOKUL MEZUNU. 1986-2010 VAKIFLAR BANKASI T.A.O. EMEKLİ. Bunlar hayatının en belirgin kesitleri ancak bunların arasındaki dönemleri ileride oluşacak bir eserden dolayı daha sonra paylaşacağım sizinle. Anadolu büyük insanlara her dönemde gebe olduğu gibi bir o kadar da yoksulluk ve gariban hayatın devam ettiği bir coğrafyadır da aynı zamanda. Neden mi böyle dedim şimdi değerli ağabeyimin yaşadığı Anadolu kenti ve özelliklerini kendi kaleminden dinleyelim bakalım nedenmiş Anadolu’ya zor yaşam şartları olan coğrafya olarak tanıtmamızın.
Köyümüzün Öküz arabasının geçeceği kadar dar ,patika yolları vardı.Yollarımız kışın çamurlu buzlu,yazın tozlu idi.Ulaşım olanakları yollarımızın dar olması nedeniyle genelde köylerde öküz arabası,şehirlerde at arabası,fayton ile sağlanıyordu.1970’li Yıllarında köyümüzde hastalar sal dediğimiz iki tarafı uzun sopa ortasında battaniye,çarşaf serili o yılların en teknolojik aleti ile taşınıyordu.Bu salın içine hasta yatırılıyor dört kişi ile hasta en yakın sağlık merkezine ulaştırılıyordu.Eski yılların icadı sal şimdi ilkel oldu.Yerini modern ambulanslara bıraktı. Köylerde yük hayvanı eşek idi:Eşeğin üstüne semer koyuyordum dağdan eve odun getiriyordum,tarladaki ekinleri,fındığı eşekle eve getiriyordum.Köyüm dik ve yokuş olduğundan en iyi yük taşımak için eşekler ön planda idi.Bu şekilde yapılan yük taşıma yerini:Traktör,pırpır,tırtır dediğimiz araçlara bıraktı.
Dedelerimizin anlattığına göre tarım Kara sabanla yapılıyormuş.Kara sabanı iki öküz,at,eşek çeker tarlayı sürerlermiş.Şimdiki çağımızda ise;modern tarım aletleri var. 1980 ve öncesi modern araçlar bildiğim öküz arabası,at arabası,eşek,fayton ile yapılan ulaşım araçlarının yerini motorlu araçlar dediğimiz modern araçlar aldı. Yeni modern taşıtlar sırasıyla; Tarım sektörü ve araziler için: Traktörler, dozer, greyder, kepçe. Toplu ulaşım araçları; Minibüs,Otobüs, Metrobüs, Tren, Tramvay ilkel olan ve daha önce kullanılan taşıtların yerini aldılar. Hayat her anlamda daha kolay, rahat ve huzurlu oldu bu yenilikler ile. Bunun yanı sıra değerli ağabeyimizin yaşadığı Karadeniz bölgesinde ve kendi köyünde sırasıyla yapılan tarım faaliyetlerinden biraz söz edelim. 1-Tütün,Buğday,Mısır,Fiğ,Arpa,Yulaf,Şeker Pancarı,Fındıktır.
Buğday hasadı:Köyümüzde çoğunlukla eşek ile yük taşınıyor,tarlaları dedemiz kara sabanla sürüyor,ağaç tırmık kullanıp toprağı işliyorlardı.Buğday orak(yarım ay şeklinde ahşap saplı alet)Tırpan(60-70-80 santim uzunluğunda başında ahşap saplı)aletle biçiliyordu.Buğdayları düven dediğimiz dedemizin icat ettiği:Tahtanın altına sırasıyla dizilmiş çakmak taşı dediğimiz beyaz taşlarla işlenmiş bir tarım aleti idi.Bu tarım aleti düveni iki öküz çekiyordu.
Düvenin üstüne çıkıyordum öküz gezdirdikçe bende zevk alıyordum.Sonra buğdaylar kozasından ayrılıyordu saman haline geliyordu.Sonra bu saman elekten geçiriliyordu samanlar bir tarafa savruluyordu altında buğday taneleri kalıyordu.Sonra buğdayları su değirmenine verirdik orda Taşla ezilerek un haline getiriliyordu.Aynı teknoloji ile arpa,fiğ,yulaf gibi ürünler de işlenebiliyordu. Bu teknoloji ile yapılan tarım şimdi:Traktör ve biçerdöverlerle yapılıyor. Buğdayın kabuğuna kepek deniyordu ve bu kepeği köylümüz hayvanlarına suyla karıştırıp veriyordu.
Yıllar sonra dedelerimizin hayvan gübresi ile yetiştirdiği buğdaylar organik buğday oldu.Hayvanlara yedirdiğimiz kepek şimdi kepekli ekmek adı altında sağlığa en verimli ekmek olarak satılıyor. Mısır hasadı:Köyümüzün diğer bir geçim kaynağı mısır idi.Mısır tarlasına hayvan gübresi serilir:Gübre toprağa öküzlerin çektiği yeni bir tarım aleti olan pulluk ile karıştırılıyordu.Sonra toprağa mısır serpiliyor tırmıkla eziliyordu,Hayvanlarla yapılan tarımlar yetersiz olduğu için yeni bir teknoloji çıktı bunun adı Traktör idi:Traktörle çok hızlı tarım yapılıyor seri bir üretim ile daha çok mahsul yetiştiriliyor.Mısır tarlaları eski teknolojiyi terk etmiş yeni bir teknoloji olan traktöre merhaba demişti.
Traktörlere takılan pulluklar ile mısır taneleri toprak üstüne saçılıyor,tırmık ile karıştırılıyordu.Mısırlar büyümeye başladığı zaman çapa kazması ile mısırın dibindeki yabancı otları kesiyorduk.Sık olan mısırları seyreltiyorduk.Mısır tarlasında yevmiye ile çalışıyordum aldığım parayı da aileme veriyordum.Elle çapalama yöntemi şimdi yerini modern tarım aletlerine bıraktı. Değerli ağabeyimizin kendi köyünde çamaşır yıkama yönteminden şimdi de söz edelim. Köyümde anam küle su karıştırırdı,çeşmenin başında Tahtadan yapılma patak ile çamaşırları döver temizlerdi.Yaşadığımız şu günlerde artık modern çamaşır makinası ve çeşitli deterjanlarla her türlü temizlik yapılıyor.Çamaşır makinasının gelmesiyle deterjanların ortaya çıkmasıyla artık elbiselerim yıpranmaktan kurtuldu. Yemek pişirme yöntemi: Anam yemeklerimizi küm pet dediğimiz(kuzine) üstünde pişirirdi.Tencerenin dışı bazen simsiyah odun isi olurdu.Sonra Tüplü ocaklara kavuştuk. Şimdi de ağabeyimizin okul yıllarından söz edelim biraz da.
Hiç unutamam ilkokul öğretmenim Bayandı.Öğretmenimden çok şeyler öğrendim.İlkokul yıllarım 1-2-3-4-5’nci sınıfa kadar karne notum 5 Okul birincisi idim. Bu başarı beni uzun bir hayat yolculuğuna kadar taşıyacaktı.Yaşadığım sürece aldığım eğitimimin altyapısı ilkokul olduğuna inandım.Babam annem çiftçi idi.Sol yakadan 3-5 düğmeli siyah önlüğüm vardı.Bembeyaz yakalık takar ilkokula giderdim.Batı Karadeniz bölgesinde fındık yetiştirip satarak yaşamımızı idame ettiriyorduk.Fındık bir yıl oluyor bir yıl ya hiç olmuyor yada çok az oluyordu.O yıllarda okuyup yeni bir hayata atılmaya karar verdim.Çünkü:fındık tarımından elde ettiğimiz gelir yeterli değildi.Okul kitap defter araç gereç masraflarına katkı sağlamak için köyümüzde sırasıyla: Ayakkabı boyadım,horozlu elmalı şeker,sigara sattım.
Fındık,mısır tarlasında yevmiye ile çalıştım kazandığım para ile hem aileme destek oldum hem de kendi ihtiyaçlarımı,okul masraflarını temin ettim. İlkokul yıllarımda gaz lambasını sofranın ortasına koyuyordum,isli gaz lambası ışığı ile okul derslerimi çalışıyordum.1975’li yıllardan sonra köyümüzün yolları greyderle açıldı.Açılan yollarda traktör,bisiklet,motosiklet,taksi,minibüs,otobüs,gidip gelmeye başladı.1975 Yıllarında köyümüze elektrik geldi gaz lambası tarih oldu.1970’li yıllarda Lambalı pilli radyo vardı.Radyodan kısa dalgadan,orta dalgadan müzikler dinliyordum.Bir taraftan türküleri yazıyordum ezberliyordum.Radyoda arkası yarın programı olurdu dinlerdim.Ertesi gün aynı saatte programın devamını da kaçırmazdım. Elektriğin gelmesiyle televizyonla tanışmış olduk.İşte o zaman dedim CEV ŞEN:Şimdi senin için yeni bir bilgi teknolojisi tv geldi.Bu bilgi teknolojisini takip edip okuyup ilerde çok şeyler yapabileceğimi düşündüm.
Babama yalvardık yakardık sonunda babam 31 Ekran siyah beyaz bir televizyon aldı getirdi.Komşular televizyon izlemek için bizim eve geliyorlardı.Bazen 1-15 kişiyle hep beraber televizyon izliyorduk.O yıllarda tek bir kanal vardı oda TRT 1’di.Türk halk müziği,Türk sanat müziği,Türk filmlerini zevkle izlerdim.Sonra kovboy filmleri,çizgi filmler,televizyon dizileri seyrediyordum.O yıllarda hep düşünüyordum acaba bundan sonra hangi teknolojik aletler çıkacak diye hem kendime sorardım hem de merak ederdim.1980’li yıllardan sonra renkli televizyona merhaba dedik. Elektriğin gelmesi ve ülkemize yayılmasıyla birlikte sırasıyla; Buzdolabı,çamaşır makinası,bulaşık makinası ve bir çok elektrikli aletler hayatıma girdi. Bu gelişmelerden sonrasına da daha sonraki yazılarda bakacağız bakalım neler değişmiştir.